Tutunmak ve kalkmak (1)

Abone Ol

İnsanın hayatında, ait olduğu toplumsal kimliğe ait bir

yol haritası vardır ve bu yol haritası gidiş gelişlerinin seyrini belirler. Her

yolculuk bir meşakkettir. Hayatla olan yolculuğumuzda da kimi zaman düşeriz,

kimi zaman kalkmakta güçlük çekeriz, kimi zaman da düştüğümüz yerden biraz daha

güçlenerek kalkar ve yola devam ederiz. Düşeriz, çünkü yoksuluz, sonlu bir

bedene hapsolmuş gurbet kuşlarıyız. Düşmelerimiz bazen bedenimizle olur ve

böyle zamanlarda hastalık ya da bedenimize isabet eden acı ile başa çıkmakta

zorlanırız. Zira beden ruhumuzun kabıdır ve ona bir zarar dokunduğunda ruhen de

etkiler ve sarsılırız. Kimi zaman da ruhsal bir travma ile yere düşer ve

kalkmak için bir başkasının desteğine ihtiyaç duyarız. Ya da sahip olduğumuz

bütün imkanları kaybeder ve bulunduğumuz durumdan kurtulabilmek için çareler

ararız. Nihayetinde insanız, demirden bir bedene, taştan bir ruha sahip

değiliz. Aksine bedenimiz de ruhumuz kadar ince ve naif bir yapıya sahip. Bütün

bunlar dünya denen hayatta ruhsal ve bedensel düşmeleri de beraberinde

getiriyor.

Düşmenin her türlüsü zahmettir. Ancak manevi olarak

düşmüşseniz, yeniden toparlanmanız ya da aldığınız yarayı onarmanız oldukça

zordur. Çünkü düştüğünüz alan bir bataklıktır ve bu bataklık, bu karanlık

dalgalar bedeninize değil ruhunuza dokunmaktadır. Burada ki örselenmeyi

onarabilmeniz için ise, bilgi bilinç ve metanetle donatılmanız gerekir. Çünkü

düşman sizi en değerli noktanızdan vurmakta ve sadece dünyanıza değil

ahretinize de zarar getirmektedir.

Bir insanın manevi olarak çökmesi ve zarar görmesi ne

büyük kayıptır!

Böyle bir yoksulluğun içine düşmüşseniz, , bütün dünyaya

sahip olsanız,

Paranız, işiniz ve etrafınızda pervane olan hayranlarınız

da olsa,

Neye yarar ki Çünkü içinizdeki karanlık yavaş yavaş

yayılmakta ve sizi siz olmaktan uzaklaştırmakadır...

Ve yere çakılmışken, ne anlamı olur ki dünyaya ait mal ve

mevkinin

Düşmenin her türlüsü meşakkattir. Ancak bir insanın

manevi olarak düşmesi ve özünden uzaklaşması bütünüyle yoksullaşmaktır. Bu

nedenle ayaklarımızı sağlam tutmamız ve önümüzü görerek yürümemiz gerekir.