TÜRKİYENİN EN ZENGİN ADAMIYLA BİRLİKTE

Abone Ol

Sabri Ülker Gıda Araştırmaları Enstitüsü Vakfı’nın dün yapılan 3. Beslenme ve Sağlıklı Yaşam Zirvesi için Boğaz kıyısında bir otelde düzenlenen akşam yemeğine katıldım. Yurttan ve dünyadan alanında uzman ünlü isimlerin katıldığı bir zirve. Yemekten izlenimlerim şöyle;

* Gecenin yıldızı hiç kuşkusuz Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker’di. Gece boyunca yuvarlak masaları tek tek gezdi. Hâl hatır sordu.

* Murat Ülker, gazetecilerin peşinden koştuğu iş adamlarının başında geliyor. Gazeteciler(l)e konuşmayı pek hazzetmiyor. Murat Ülker’i daha önce farklı toplantılarda görmüştüm ama ilk kez bu kadar yakından sohbet imkânı buldum. Sanki bizim masada bu nöbetini bir kenara bırakıp açıldı, sohbet sohbeti açtı.

* Murat bey akıllı bir adam. Neden mi Toplumu ayrıştıran konular yerine balık ve av gibi herkesin hoşuna giden bir sohbete daldı. Biraz da sohbet bu yönde derinleştiği için, belki… Geniş bir deniz, balık ve balık avı bilgisine sahip...

* Murat beyin zaman zaman yurtdışına yaban avına çıktığını burada öğrendim. Zaman zaman da yurt içinde... Mesela Büyükada’da keklik olduğunu söyledi, şaşırdım...

* Babası merhum Sabri Ülker tekne almasına uzun yıllar direnmiş... Sonunda ‘evet’ demiş ama bir şartla; o şartı da Murat beye siz sorarsanız… Yalnız burada bir “virgül” attı Murat bey; “Tamam, babam tekne almamıza müsaade etti ama ben istediğim için değil, sanki kızların taleplerine dayanamadı…”

* Bu da benim için yeni bir bilgi. Murat Ülker’in yelken sporuna meraklı olduğunu da burada öğrendim.

*  Türkiye’nin en zengini ama bir o kadar mütevazı. Tamam, Sabri Ülker’in hayat tarzını az çok biliyoruz ama acaba oğlu nasıl. Beyaz Türkler gibi burnu havada bir işadamı mı acaba Ama Hayır... İçimizden biri gibi... Namaz kılmazsa gerçekten de çalışanlara karşı sert tavır mı gösteriyor “Yok” dedi. “O kadar sert de değil...”

* Gecenin ilerleyen saatlerinde Mustafa Kurdaş, “Geç oldu. Kimse kalkın demiyor ama kalkalım bari!” deyince Murat Ülker, “Ev sahibiyiz. Misafire kalkın denmez” mukabelesinde bulundu, gülerek. Ama çıkarken baktım aralarında İsmet Berkan’ın da bulunduğu grup kokteylvari sohbeti sürdürüyor. Ama hayır; şunu iyice anladım ki uzun geceler bana göre değil…

* İyi bir Fenerbahçe taraftarı olduğunu biliyorum, Murat beyin. Kurdaş’ın Murat beye yakın ilgisi biraz da buradan. Takımının İstanbul’daki maçlarını da Şükrü Saraçoğlu Stadı’ndaki ‘özel loca’sından izliyor. Hem de dostlarıyla. Bir fırsatını bulup ‘loca’ya girmeyi başaran gazeteciler de Murat Ülker ile görüşme imkânı buluyor. Benim Galatasaraylı olduğumu bilse acaba nasıl bir bakış fırlatırdı, merak ettim!

* Farkına varmadan bir ara kendi kendime, “Vay be! Türkiye’nin en zengin işadamıyla beraber aynı masayı paylaşıyorsun. Haydi yine iyisin!..” dedim. Gecenin sonunda Murat beyle “selfie” dedik ama o radyocunun başına gelenler benim de başıma gelmez inşallah(!)

* Murat beyle ilgili son bir not; bu sütunlarda Ülker’in Milli Gazete’nin de içinde yer aldığı muhafazakâr medyaya özellikle reklâmlarda “cimri” davrandığını çok kere yazdım. O rezervimi henüz kaldırmış değilim…

GECEDEN RENKLİ NOTLAR…

* Gecede Ülker’in Kurumsal İletişim Genel Müdürü Bahar Erbengi ve Lorbi’nin patronu Mustafa Kaya “fır” döndüler; “aman bir sorun çıkmasın…” diye…

* Yemek, Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker’in ev sahipliğinde gerçekleşti. Ali Ülker de son derece nazik biri. Beslenmeyle ilgili adeta ezber bozan açıklamalarda bulundu. “Dünya liginde bisküvide 3. sıradayız. Gizli açlıkla mücadele içindeyiz. Ürünlerin tadını bozmadan şeker miktarını nasıl azaltabiliriz, bunun uğraşısı içindeyiz. Sabri Ülker Vakfı da bu sorumluluk altında çalışıyor…” cümleleri Ali beye ait.

* Aynı masayı paylaştığım Hürriyet yazarı İsmet Berkan’a yıllardır içimde sakladığım soruyu sorup rahatladım; “Matematiğe olan ilginiz neden ” İsmet Berkan, matematiğin özel ilgi alanı olduğunu söylemekle yetindi.

* Artık siyasete uzak duran ve epey bir süredir Ülker’de üst düzey yöneticilik yapan eski bakanlardan Oltan Sungurlu da yemekteydi.

* Özellikle ilaç kullanımı ve dengeli beslenme konularında açıklamalarını ilgiyle takip ettiğim Prof. Dr. Rasim Küçükusta da yemekteydi. İlaçlar dışında “alternatif” tedavilerde kullanılan haplar, karışımlar (vb) ve bunları yapanlar, hazırlayanlar hakkında “şaklabanlar” tabirini kullandı. Sakın sormayın, isim veremem…

* Türkiye gazetesi yazarlarından Rahim Er bir dönem sıkı bir yayıncı idi aynı zamanda. Merhum Mahir Kaynak’ın anılarını yayınlamıştı, yanlış hatırlamıyorsam. “Bitti” dedi, Rahim bey, yayıncılık işlerini tamamen bırakmış.

* Saadet Partisi gibi Ülker de basına akreditasyon uygulamamıştı. Gözüme çarpan katılımcılara bakar mısınız; Sedat Ergin (Hürriyet), Mustafa Karaalioğlu (NTV), Yusuf Ziya Cömert (Yeni Şafak), Ünal Tanık (rotahaber.com), Yener Dönmez (Vahdet), Tarık Toros (Bugün), Fikri Türkel (Vahdet), Hakan Albayrak (Diriliş Postası), Serkan Kalemciler (ensonhaber.com), Meral Tamer (Milliyet), Kerem Alkin (Yeni Şafak).

BU AÇIKLAMA KİMİN İŞİNE YARAR

Tarih; 16 Şubat 1999.

Yer, Başbakanlık.

Başbakan Bülent Ecevit, “Değerli basın mensupları, sizlere ve değerli yurttaşlarımıza bir haberim var” diyerek şu açıklamayı yaptı;

“Saat 03.00’dan itibaren bölücü terör örgütü PKK’nın başı Abdullah Öcalan, Türkiye’dedir. Dünyanın neresinde olsa, devletimizin onu ele geçireceğini söylemiştik. Bu devlet sözü, yerine getirildi. Şehit analarına verilen söz, yerine getirildi. Bütün dünyada dışlanan Abdullah Öcalan, sonunda kendisini Türkiye’nin kucağında buldu. Yaptıklarının ve yaptırdıklarının hesabını bağımsız Türk adaletine verecektir. Bölücü terörle Türkiye’de bir yere varılamayacağını, devletimizle baş edilemeyeceğini artık herkes anlamalıdır.”

Bu açıklama, Ecevit’in DSP’sinin 1999 seçimlerinden birinci çıkmasını sağladı.

***

Tonu ve rengi bu kadar olmasa bile benzer bir açıklama dün Mesud Barzani’den geldi;

“Ne zaman olacağını söyleyemem ama bağımsız Kürdistan kesinlikle geliyor.”

Barzani’nin ABD’de Obama ve adamlarıyla samimi kareleri de ortaya çıktı.

Peki, sormak lazım; Türkiye’deki seçimlerden hemen önce yapılan Barzani’nin bu açıklaması en çok hangi partiye yarar

Bugün, 8 Mayıs 2015, Cuma. 1) Emekliler yılda 15–20 TL zamla, hâlâ sürünmeye devam ediyor. 2) An itibariyle asgari ücretli “nasıl geçineceğim ” diye feryat ediyor. 3) Bu parlamento ve mevcut AKP iktidarı, 2011’den bu yana verdiği yeni ve sivil anayasa sözünü yerine getiremedi. 4) 28 Şubat darbesi döneminde kapatılan, yoksul-zeki Anadolu çocuklarının barındığı Başbakanlığa bağlı Vakıf Öğrenci Yurtları hâlen kilitli. Otur, sıfır!