Türkiye'de Numan Kurtulmuş, ABD'de Barack Hüseyin Obama

Abone Ol

Dünya değişiyor, dünyada olumlu gelişmeler oluyor... Bu değişim ve gelişmelerin müsebbibi, ABD de "halk", dünyada "insanlık"tır. ABD halkı ve insanlık, ABD derin devletini değişime zorluyor ve değişim gerçekleşiyor Bu güç halkın ve insanlığın gücüdür.

Türkiye de de bu arada gelişmeler oldu, oluyor; daha da olacak

2008 yılında adeta inkılâp seviyesinde gelişmelerin olacağı hususunda, beş-altı sene öncesinde değerlendirmeler yapmış, Amerika da başkanlık seçimlerinde değişiklik olacağını belirtmiştik. Olanlar oldu, değişim gerçekleşti; hem de özellikle ABD tarihi ve halkı ile tüm insanlık açısından bakıldığında, inkılâp seviyesinde bir değişim ve gelişme gerçekleşti.  

2008 in sonlarına geldiğimizde neler olmuştur III üncü milenyuma etki edecek iki önemli olay gerçekleşmiştir. Biri, Numan Kurtulmuş un Saadet Partisi Genel Başkanı olmasıdır. Diğeri de, Barack Hüseyin Obama nın yeni ABD Başkanı seçilmesidir. Bunların her ikisi de insanlık tarihi ve III üncü Bin Yıl Medeniyeti için önemli adımlardır. Belki siz veya başkaları, Numan Kurtulmuş un seçilmesi ile Barack Hüseyin Obama nın seçilmesini nasıl karşılaştırırsınız diyebilirsiniz. O zaman ne demek istediğimizi izah edelim.

*

İnsanlığın III üncü bin yılını, III üncü milenyumu "Adil Düzen" oluşturacak, bu oluşum zamanla "Adil Düzen Medeniyeti" seviyesine çıkacaktır.

Türkiye de Prof. Dr. Numan Kurtulmuş un Saadet Partisi Genel Başkanı seçilmesi, "Adil Düzen" için bu yolda atılmış birinci adımdır.

Amerika daki başkanlık seçimi, zalim Başkan Bush tan sonra, Barack Hüseyin Obama nın ABD Başkanı olması, "Adil Düzen"in rahat çalışması için atılan bir adımdır.

Saadet Partisi on yıldır, 1998 den beri beklemedeydi

Amerika da Başkan Bush iki dönemdir seçiliyor, Cumhuriyetçiler hükümranlıklarını, dolayısıyla kendi ülkelerindeki ve dünyadaki zulümlerini sürdürüyorlardı

Türkiye de AKP iki seçimdir iktidara geliyor, A. Gül ve R. T. Erdoğan ile zalim ABD yöneticileri arasında olabildiğince bilinen ve de malum işbirliği yürütülüyordu

Ama bu iki iktidardan ABD dekinin sonu geldi, bu arada AKP nin de sonu gelmeye başladı... Türkiye de yapılan son anketler AKP de oylarındaki büyük düşüşü gösteriyor Amerika da ise Başkan Bush artık iktidardaki ve Beyaz Saray daki son günlerini geçiriyor

*

Türkiye de Millî Görüşün Hareketi yıllar geçtikçe daha da gelişmekte, kurumsal bir yapıya kavuşmakta, sadece doğduğu ülkede değil, bütün dünyada etkili olacak olgunluğa erişmektedir. Bundan önceki Genel Başkan seçiminde Adil Düzen usulünce bir seçim yapılmış, üç başkan adayı yapılan oylama sonucunda gerektiği gibi sıralanmış, ilk sırayı alan Recai Kutan başkanlığını sürdürmüştü. Bu sefer de Erbakan ın önderliğinde yapılan üç yüzden fazla "istişare" sonucunda tek adayla kongreye gidilmiş, Saadet Partisi nin 3. Büyük Kongresi, on binlerce kişinin katılımıyla "Atılım ve Açılım" kongresi olarak gerçekleştirilmiştir. Böylece Millî Görüşün başkan seçme geleneği oluşmuştur. Bu, pek çok yönüyle çok büyük bir olaydır. Bundan sonraki seçimlerde yöneticiler çekişmesiz ve sistematik bir şekilde başkanlarını seçebilecekler demektir. Bu büyük bir gelişmedir. Millî Görüş Hareketi nin Adil Düzen çerçevesinde artık kökleştiğini anlatmaktadır. Partinin kendi iç düzenini Adil Düzene göre düzenleyip ayarlayacağına en büyük alâmettir.

Türkiye de ve Amerika da seçilenler yani Kurtulmuş ve Obama elbette önemlidir; ama seçenler, yani bu iki ülkedeki "halk/halkın gücü" daha da önemlidir...

Şimdi, "zulüm" değil "adalet", "savaş" değil "barış", "cehalet" değil "medeniyet" zamanıdır; hem de "Üçüncü Bin Yıl Adil Düzen Medeniyeti" zamanı