Aynı oyun Kosova da oynanmıştı
Bu daha önce Kosova da yaşanmıştı. Çünkü yol haritasını
verenler aynı odaklardı. Amerika nın desteğiyle başa getirilen Arnavut yönetimi
Kosova da 600 yıllık Türkçeyi resmi dil olmaktan çıkarttı. Türkçe düşmanlığı
Birleşmiş Milletlerin Kosova daki ilk icraatıydı. Bir zamanlar Yugoslavya nın
kalbi olan Kosova ve diğer bölgeler bugün bağımsız ülkeler. Her biri kültürel
haklar sloganıyla ortaya çıkmışlardı. Batı stratejiyi çizmiş ve silah yardımı
yapmayı da ihmal etmemişti. Sonunda balkanların en gelişmiş ülkesi Yugoslavya
vefat etmişti. Önce Yugoslavya nın ordusu parçalandı. İçinden çıkan unsurlar,
etnik kökenlerine göre silahlı gizli örgütlerde birleşti. Her federal devlet
kendi silahlı gücünü oluşturmaya başladı. Amerika nın Yugoslavya büyükelçisi en
büyük destekçisiydi. Dönemin Cumhurbaşkanı Danışmanı Borislav Jovic Amerikan
elçisine; Etnik temelde silahlı güçler oluştuğunu söylediğinde hiç tepki
alamamıştı. Tam aksine elçinin önerisi olan bitene göz yummaktı. Amerikan
elçisi Warren Zimmerman bu konuşmayı şu şekilde anlatıyordu. Bana dedi ki;
Amerika da kaç tane ordunuz var sizin Ülkenizde birden fazla ordu yapılansa
hoş görür müydünüz Bizim Hırvat ordusu kurulurken oturup seyretmemizi mi
istiyorsunuz
Yugoslavya daha sonra Irak a, Libya ya Afrika nın birçok
ülkesindeki operasyonlara model olacaktı. Dido nun ölümünden sadece yedi yıl
sonra kargaşa ve kan kokusu tüm Yugoslavya yı sarmıştı. Slovenya ilk ayrılan
bölge olacaktı. Silahlı güç oluşmuştu ve komşu federal devlet Hırvatlarında
gizli ordusu Slovenleri destekliyordu. Sıra provokasyonlara, Merkezi hükümete
karşı başkaldırıya gelmişti. Önce sokaklar hareketlendi. Slovenya da Yugoslavya
Cumhuriyeti bayrağıyla ayrılıkçıları protesto edenler gözaltına alınacaktı.
Bunlardan biri arabaya bindirilirken Yugoslavya bayrağını havaya kaldırdı. Son
sözü ürperticiydi; Vatan hainleri
20 Ocak 1990 da Yugoslavya parçalanma başlandı. Ulusal
kongrede Slovenya delegeleri arkalarında batı desteğiyle isteklerinin
fütursuzca masaya koydular. Kabul edilmeyince kongreden de Yugoslavya dan da
ayrıldılar. Yugoslavya da ordunun parçalanması sonun başlangıcıydı. Etnik
bölünme önce ordudan başlamıştı. Milli Çözüm dergisinin yazarlarından Nail
Kızılgan ın güneydoğu üzerine öngörüleri bu anlamda çok dikkat çekiciydi. Nail
Kızılgan a göre Güneydoğu da bir kolluk gücü ve özel ordu oluşturulması için
düğmeye basıldığını söylüyor. Yeni anayasayla birlikte, Türk ordusunun
profesyonelleşeceğini ve küçültüleceğinin altını çiziyordu. Korucuların
dağıtıldığına ve Güneydoğu daki belediyelere bağlandığına dikkati çekiyor,
Güneydoğu da Türk silahlı kuvvetlerin yer almayacağını bölgenin özel güvenlik
şirketlerine ve bölgesel silahlı güçlerin kontrolüne bırakılacağını iddia
ediyor.
Bizi yönetenler ileri demokrasiden ve milli iradeden
bahsetmektedirler. Oysa Türkiye hiç olmadığı kadar emperyal vesayet altındadır.
İmzalanan sözleşmelerle ulus devletin tasfiyesiyle karşı karşıyadır. Son nokta
yeni anayasa olacaktır. Türkiye de sessiz bir değişim gerçekleşmiştir. TUSİAD
öncülüğünde hazırlanan anayasa taslaklarından anlaşıldığına göre Türkiye
küresel efendilerin emrine verilecektir. Ulus devletinin sonu böylece
gelecektir. Türkiye ya küresel baronların emrine girip, tek dünya devleti
içinde yerini alacaktır ya da Yeniden büyük Türkiye yi kuracak ve Yeni adil
bir dünyanın temellerini atacaktır. Bunu yapmanın yolu Muhafazakâr demokrat
olmaktan değil, milli değerlere sahip çıkıp, özüne dönmeyle olur. Japonya gibi!
Montaj yaparak milli sanayi kurulmaz. Kendi üretimimizi
ve milli sanayimizi kurmaktan bizi engelleyen sabatayist unsurları bertaraf
ederek yürürsek, en kısa sürede Yeniden Büyük Türkiye yi kurarız. Onlarla
uzlaşarak, takiye yaparak yürümekle asla istenilen hayallere kavuşamayız.
Unutmayınız! Sizler Erbakan hocadan daha akıllı değilsiniz.