Yer yerinden oynamalıydı.
Türkiye, 400 akademisyenin diplomasının sahte olduğunu duyduğunda,
Kıyametler kopmalıydı.
Yok, tepki çok cılız.
Çok normalmiş gibi fazla üzerinde durulmadı bile.
Yapanın yanına kâr kaldığı ülke.
Her boyutu yaşandığından memleketimiz ziyadesiyle hırsızlığa aşina.
İnsan bazen düşünmüyor değil.
Çalmak fiili bu milletin genetiğine mi kodlanmış.
Kul hakkı, haksız kazanç, hak gaspı, vurgun, hak yeme, ihtikâr,
Öylesine normalleşmiş ki.
Literatürde çok büyük günah olarak geçmemekte.
Bu ülkede yetmişli seksenli yıllarda sahtekârlar, farklı kişileri kendi yerlerine, üniversite sınavına sokup hukuk, tıp kazanmaktaydı.
Doksanlı yıllarda sahtekârlar çıtayı yükseltip üniversite sorularını çalıp bazı kişilere vererek, binlerce gencin emeği, alın teri, hakkı çalındı.
Şimdi sahte diploma skandalı.
Sadece erişilebilen sayı, 400 sahte akademisyen.
Muhtemelen henüz fark edilemeyen bir o kadar sayı daha mevcut.
Sahte diploma soruşturmasını, Ankara Cumhuriyet Savcılığı yürütmekte.
İddianame 65 sanıklı, çarpıcı detaylarla dolu.
Gerçek kamu personelinin kimlik ve fotoğrafları değiştirilerek sahte e-imzalar üretilmiş.
Mezun olmayan kişilerin doçent yapılıp, not yükseltme yoluyla akademik kariyerlerde hızlı terfiler sağlanmış.
Başarısız adayların sınav sonuçları değiştirilmiş, sahte belgeler karşılığında 400 bin liraya kadar para talep etmişler.
Depremde hayatını kaybeden bazı avukatların diplomalarını sistemden silerek, yerine diploma talep eden kişilerin kayıtlarını yapmışlar.
Şebekenin BTK, MEB, Göç İdaresi, ÖSYM ve üniversite sistemlerine yetkisiz erişim sağladığı tespit edildi.
Sahte e-imzaların, öğrenci işleri daire başkanları, BTK Başkanı ve yardımcıları, YÖK daire başkanı, akademisyenler ve MEB yöneticileri adına düzenlendiği, kimliklerin fotoğraflarla eşleştirilerek sistemlere sızıldığı belirlendi.
İddianameye göre; Anadolu, Yıldız Teknik, ÇOMÜ, İnönü, Mersin, Uludağ, Atatürk, Erciyes, Ağrı İbrahim Çeçen, BTK, YÖK dâhil toplam 14 kurumun yöneticileri adına sahte e-imzalar üretildi.
Organize yapı, yüzlerce kişiyi yasa dışı yollarla kamu sistemlerine yerleştirdi. Sahte mezunlar arasında akademisyen, mühendis, öğretmen, psikolojik danışman, eczacı ve hukukçular da yer aldı.
Şüpheliler ifadelerinde, 400 akademisyenin usulsüz atamasında yer aldıkları, birçoğunun doçent, profesör olduğu anlaşıldı.
İddianamede fahiş fiyatlar bulunmakta.
Sanıkların iletişim kayıtlarına göre sahte diplomalar için 2,5 milyon TL veya 30 bin dolar gibi rakamlar talep edildi.
Ödemelerin bir kısmı kripto para ile yapıldı.
Bu yöntemle örgütün milyonlarca lira haksız kazanç elde ettiği tespit edildi.
Örgüt haksız para kazandı da.
Sahtekârlıkla makam mevki elde edenler sadece haksız kazanç değil hakları olmayan unvanların, yüksek manevi değerini, itibarını da tepe tepe kullandılar.
Ne ki bu büyük hırsızlığa bulaşanların en büyük suçları işlediği, halkın hiç umurunda değil.