Türkiye nereye gidiyor?

Abone Ol

Kanal Türk ekranlarında yayınlanan 5. Boyut programında bu hafta "Türkiye Nereye Gidiyor" sorusu tartışıldı. Kimliğini belirleme konusunda ihtilafa düşen Avrupa Birliği nin kapısında beklemeyi göze alan, Ortadoğu coğrafyasındaki etkin olabilecek rolünü bir kenara bırakarak dış politikasını Amerika Birleşik Devletleri nin rüzgarına terk eden Türkiye nin, son yıllardaki en kişiliksiz, basiretsiz bir konumda bulunduğunu belirten konuşmacılar, ülkemizin en kısa zamanda derlenip toparlanması noktasında görüş birliğine vardılar.

5. Boyut un stüdyo konuklarından İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Kongar, Avrupa Birliği nin soğuk savaş döneminde Sovyetler Birliği nin ekonomik gücünün bilinmediği ve dünyanın iki kutuplu olarak tasvir edildiği dönemde, ABD ve Sovyet blokuna karşı alternatif olarak düşünüldüğünü, ekonomik ilişkilerle başlayan birliğin siyasi olarak adım adım büyüyerek bu noktalara gelindiğini kaydederek, "Avrupa Birliği, bugün gelinen aşamada kimlik bunalımına düşmüş durumda. Birliğin genişlemesiyle ilgili siyasi kararlar alan yönetici kademesindeki insanların düşünceleriyle, halkların düşünceleri birbirlerine taban tabana zıt bir durum ortaya çıktı. Avrupalı liderler, halklarının düşüncelerine başvurmadan birlikle ilgili açılımlar yapmaya çalışıyorlar. Tabandan destek almayan siyasi otoritenin kararları Avrupa Birliği nin geleceğinin tartışılmasına neden oluyor" dedi.

Hükümetin Avrupa Birliği liderleri nezdinde yaptığı üyelik girişimlerinin ve şu ana kadar gerçekleştirilen diplomatik trafiğin, Fransa ve Hollanda da Avrupa Birliği Anayasası için yapılan referandumlara "Hayır" oyu çıkmasından sonra tamamen boşa çıktığını belirten Emre Kongar, "Fransa ve Hollanda daki referandum, hem Avrupa Birliği nin siyasi geleceğinin tartışılmasına, hem de genişleme sürecine ilişkin birliğe üye halkların çekinceleri olduğunu ortaya koymuştur. Hükümet yetkilileri, "bu referandum sonuçları bizi bağlamaz, biz 3 Ekim deki üyelik müzakerelerimize bakarız" beyanatlarıyla durumu geçiştirmeye kalksalar da, Türkiye nin önümüzdeki dönemde yapılacak pazarlıklarda önüne konulacak seçenekler arasına "İmtiyazlı ortaklık", "Ucu açık müzakere" gibi hiç kimsenin kabul etmediği şıklar girmiş durumdadır" diye konuştu.

Bulunduğu coğrafyada lider ülke olmak yerine Avrupa Birliği hülyasıyla yanıp tutuşan Türkiye nin, kimlik bunalımındaki AB nin tavanındaki ve tabanındaki çatlaklardan çıkan sesi duymazdan geldiği, gelecek inşasıyla ilgili olarak hiçbir proje üretme niyetinde olmadığı, ülkesindeki dinamikleri harekete geçirip bölgenin en etkin gücü olmak için kılını bile kıpırdatmadığı dikkatlerden kaçmıyor.

Medya manivelasıyla insanların zihinlerini yönlendiren, istikbalimizin tek alternatifi olarak Avrupa Birliği saflarını gösteren hükümetin, sergilediği ferasetsiz, dirayetsiz, basiretsiz dış politikanın, ülkemizi nasıl bir geleceğe taşıyacağını hiç kimse tahmin edemiyor.

Hani meşhur bir söz vardır...

Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete