Önce Beşiktaş ı izledik, ismi cismi tanınmamış bir Yunan
takımı karşısında. Efendim bu isimsiz takımı Avrupa Kupaları nda iyi işler
yapmaya başlamışmış. Olabilir ama biz daha böyle, belki de bir kasabadır,
oranın takımları karşısında terlersek, sonra ne olacak
Neyse ki Beşiktaş sahaya doğru bir dizilişle çıktı.
Oğuzhan iyileşmişti de ondan diyebilir Biliç. O zaman ben de sorarım, sıkışık
durumlarda Olcay o göreve soyundurulmamış mıydı Neyse, doğruyu bulmak da
hünerdir. Yani 4-2-3-1 le oynandı. Oynandı da, iki bekten hayır gelmedi pek.
Veli ile Atiba işleri yine çok iyi yaptılar. Oğuzhan yine söylüyorum kumaşı
iyi, ama dağınık oynuyor. Mustafa Pektemek de öyle... Gökhan dolaştı, dolandı,
top taşıdı ve bir de gol attı. Rakip, Beşiktaş ın hatları arasındaki
bağlantıları koparmak adına organize edilmişti. Bulursa da atacaktı. Öyle de
oldu. Şimdi şu sesleri duyar gibiyim; Demba Ba olsaydı maçı alırdık. Bunu
yapmayın işte... Yine de gruba puanla başlamak hayırlı bir açılış sayılır. Ama
şunu da sormadan geçemeyeceğim; nerede taraftar Duyduğuma göre 7 bin küsur
biletli seyirci varmış. Hani lig için Pazartesi mazereti vardı ya, peki
Perşembe için ne var Bu seyirci performansı Beşiktaş takımını olumsuz etkiler
mi Bence evet. Bir de tersi var. O da derbilerde dolacak stattan sahaya dalış
falan gibi... Allah korusun! Neyse, Oğuzhan ın müthiş pası ile Gökhan ın harika
şutu bu maçla ilgili belleklerimize kaydoldu. Sosa mı Şimdilik tanıma ve
tanınma sürecinde. Bu nedenle bu oyuncuyla ilgili takıma katkısı üzerinde pek
tabii ki yorumu biraz erteleyelim.
VE ZAFER!
Trabzonspor iyi oyuncular aldı demiştik. Başlarına da
iddialı, hırslı ve bilinen bir hoca gelmişti. Vahid hoca sezon başında bir
yangın çıkartarak bu takımı istemem, tamamen yenilenmesi gerekir demişti. Biz
de o biraz fazla oluyor diye yorumlamıştık. Ukrayna daki tabloya baktığımızda
onbirde yine dokuz yeni vardı. Yani kolay değildi uyumu sağlamak ve futbolun
hiç olmazsa yetmiş-yetmişbeşlik bir doğru oranda oynayabilmek. Ama oynadı
Trabzonspor... Cordoza idmansız ve keyifsiz olduğu için takımı on kişi
bırakmasına rağmen... Hem de 60 dakika kadar. Salih de kurguyu tezgâhlamak
yerine oraya buraya saldırıp rakibi bozmak ve arkadaşlarına bölge açmak için
uğraştı. Ama arka dörtlü çok iyiydi. Costant zaten malum, Medyanin akıllı, Sefa
çalışkan ama etkisiz, Waris rakip için baş belası idi. Trabzonspor maça
Yatabare ile başlasaydı acaba skoru daha erken bulur muydu Sanki öyle olurdu
gibi geliyor. Merakım odur ki Mehmet Ekici ne zaman ilk onbir adamı olacak.
Çünkü onun katılacağı bir orta üçlü maçı dokur resmen... Bir de Papadopulas a
yer açalım. Bence maçın adamıydı. Attığı gol de cabası... Yer seçimini mükemmel
yapıyor, yanındaki stoperle uyum içinde... Ve Trabzonspor bu galibiyetle sanki
gruptan çıkmanın ilk vizesini karnesine işletti diyebiliriz.
Tebrik ederiz dedikten sonra, ligde bu yeni
Trabzonspor un yabancı sayısının onbirden beşe düşeceğinden ne gibi
eksiklikler, sıkıntılar çıkacak onu da merak ediyorum doğrusu... Savunma
göbeğini bozmak hata olur. Etti iki yabancı... Costant ve Medyanin de tamam.
Etti dört... Geriye bir tek kaldı... Cordoza, Waris ve Yatabare... Bunlardan
sadece biri oynayacak... İş esas burada zorlaşacak. Ama bu işi sonraya bırakıp,
UEFA Avrupa Ligi ne böyle bir deplasman galibiyeti ile başlandığı için bir kere
kutlayalım. Hele hele Galatasaray la Beşiktaş ın kendi sahalarında puanlar
kaybetmelerinden sonra...