Ne diyor siyasilerimiz; terörün kökünü kazıyacağız! Başka ne diyor; devletin içinden terör örgütü mensuplarını temizleyeceğiz! Bunu ne ile yapacaklar; hukukla! Türkiye’deki hukukun kaynağı nedir; anayasa! Anayasa nereden gelmiştir; insan zihninden! Birkaç insan oturmuş yasa yani kural yazmışlar al sana hukuk! İlahi kaynağı var mı, yok! Kutsal bir kitaba dayanıyor mu, yok! O zaman temel sorumuzu soralım; kime göre hukuk? İnsan zihninden çıkan kuralları diğer insanlara dayatmak nasıl hukuk olabilir? Evrensel olmayan, insan ve kâinatı kuşatmayan dahası tüm zamanlarda geçerli olmayan kurallara uymak gerekli mi? Bu gerekliliği ölçebilecek bir ölçüt var mı? Bu ölçüt tüm zamanlarda geçerli mi? Bu soruların cevabı hayırdır. O halde kime, neye göre hukuk?
Türkiye Cumhuriyeti hukuk sistemi laik yani dinsiz, dünyevi hukuk sistemidir. Hiçbir anayasa maddesi ve kanun dine dayanmaz. Devletin bir resmi dini yok. Bir ilahi kaynak olmayınca hukuk, kim nasıl isterse öyle işliyor. Güç kimin elindeyse anayasa da kanun da odur. Güçlü güçsüzü eziyor. Güçlü olan her zaman haklı. Zengin her yerde işini yürütüyor. Adamı olan her zaman haklıdır. Adamı olan bütün devlet dairelerinde istediği makama geliyor. Adamı olmayan hangi sınava girerse girsin hangi sınavdan ne puan alırsa alsın herhangi bir yere giremiyor. Türkiye Cumhuriyeti’nde her yerde torpil işliyor. Torpilin yoksa devlet dairesine giremezsin. Bu işler o kadar azgınlaşmış ki torpili olanın neredeyse adını yazacaklar açıktan atama ilanlarında. Alacakları kişilerin özelliklerini yazıp açıktan atama ilanına çıkıyor devlet kurumları. Biraz daha somut anlatalım.
Bütün bürokratlar torpille bürokrat oluyor. Herhangi bir devlet dairesinde müdür olmak için bakan ya da milletvekili torpili gerekiyor. Kaymakam sınavlarında torpili olanlar sınavı geçip kaymakam oluyor. Vali olmak için yapılan sınavlarda torpili olanlar sınavı geçirilip vali yapılıyor. Üniversitelerde öğretim görevlisi veya uzman olmak için torpilin olması şart yoksa kesinlikle olamazsın. Rektör olmak için büyük torpilin olacak. Müfettiş olmak için torpil şart. Torpilin yoksa savcı veya hâkim olmazsın. Yahu polis memuru olmak için yapılan sınavlarda bile torpili olmayanı polis yapmıyorlar. Adamın yoksa yani torpilin yoksa devletin herhangi bir kademesine gelemezsin. Mülakat sınavı diyorlar zaten mülakat deniyorsa o bir torpil sınavıdır. Torpilin yoksa mülakatta eleniyorsun. Vicdanı torpille çalışan hocalardan ülkemize yüksek eğitim bekliyoruz! Torpille vali olmuş birinden millete ve devlete iyilik gelmesini umuyoruz! Torpille hâkim olmuş birinden adalet bekliyoruz! Ne acı!
Torpil sistemi olduğu müddetçe devlette terör örgütü mensupları her zaman var olacaktır. Devletin içinden terör örgütü mensupları temizlenemeyecektir. Ülkemizde terörün kökü hiçbir zaman kazınamayacaktır. Çünkü örgüt mensubu sınava giriyor, aynı örgütün bir başka mensubu da jüri üyesidir dolayısıyla onu alıyor. Örgüt olmasına gerek yok herkes kendi adamını aldırıyor. Torpil sistemi kaldırılmadığı müddetçe falan örgüt gider filan örgüt gelir yerleşir. Bu, böyle! Aynı durum bugün iktidar partisi torpiliyle memur olanlar için de geçerlidir. Yarın başka bir iktidar geldiğinde o da onların işine son verir. Sınavsız memuriyetlerin yani danışman, müşavir, müsteşar vb. hepsi torpilli memurluktur. Torpil devam ettiği müddetçe Türkiye’de hiçbir şey düzelmez.
Torpil kul hakkıdır. Kul hakkı yiyerek yüksek makama gelenler elbet sonunda kovuluyorlar. Üzülmüyoruz. Şu kadar akademisyenin işine son verildi, olsun, çünkü hepsi torpillidir. Şu kadar hâkim ve savcı ihraç edildi, olsun, hepsi torpille hâkim ve savcı olmuştur.
Devletin kuralları (hukuk sistemi) dine dayanmazsa hukuksuzluk hukuk olmaya devam eder. Çünkü kul hakkı yemenin cezası yok Türk Ceza Kanunu’nda!