Toplu vuran yürekler

Abone Ol

İşini gönüllü olarak yapmak, o işin kişinin gönlüne yattığını ve severek yaptığını anlatır.

Gönül severse, gönlünden kopan her şeyi sevdiğine mutlaka ulaştırır.

Sıfırdan zirveye yükselen insanlarımızın en etkin teşvikçisi işini gönülden isteyerek yapmasıdır.

Devletler arasındaki vize duvarları, tel örgüler, beton duvarlar, silah namluları tenlerin bir araya gelmesini belki engeller ama “Gönül ferman dinlemez” ve hava gibi, güneş ışığı gibi duvarları, tel örgüleri aşar.

Mekkeli kâfirler Sevgili Peygamberimiz’e ambargo uyguladıklarında, Sevgili Peygamberimiz’in adı ve bazı mesajları Şam’a, Mısır’a kadar varmıştı bile.

Müslüman olanların ırkları ayrı ve renkleri ayrıydı. İsimlerinin ardında Farisi, Habeşi, Rumi, Mekki, Medeni gibi ekleri vardı ama hepsinde “Gönül Birliği” vardı.

Yeme, içme, giyme eşyamız biter ama gönül birliğimiz bitmez.

Hatta ömrümüz biter, fakat gönül birliğimizi sağlayan Tevhid inancının eseri ahirette de devam eder.

Rabbimiz buyurur:

“Kim Allah’a ve Rasülüne itaat ederse, işte onlar Allah’ın kendilerine nimet verdiği nebiler, sıddıklar, şehitler ve salihlerle beraberdirler. Onlar ne güzel arkadaştırlar.”

“İşte bu, Allah’tan bir lütuftur. Bilen olarak Allah yeter.” (Nisa Sûresi ayet 69-70)

Atalarımız “Gözden ırak olan gönülden de ırak olur” demişler ama arkasından da “Göz görmez gönül katlanır” demişler.

Dünyanın öbür ucunda haritada yerini zor bulduğumuz ve gönül birliği olduğumuz nice mazlum ve mağdurların yarasını sarmak, acısını paylaşmak için gidemesek de duamızla beraber bir lokma yiyecek, bir damla ilaç gönderebiliyoruz.

Gönlümüz, gözümüzden daha vefalıdır.

Elimizin, tenimizin ürettiği şeyler alınabilir, satılabilir, kaybedilebilir.

İflas edebiliriz, makam ve rütbelerimiz gidebilir ama gönüldeki sevgiyi söküp atacak alet henüz icat edilemedi.

Bosna’ya yardım götüren bir tanıdığım anlatmıştı:

İhtiyacı olanlara veriyoruz. Kasabayı gezdiren gence de yardım teklif ettim ettim “Bizden daha kötü durumda olanlar var, oralara verelim” dedi ama bizi bazı sokaklarda dolaştırdıktan sonra “Buralarda bize düşmanlık yapan Sırplar oturur.

Sizi ben onlara gösterdim bu gezme esansında. Yalnız olmadığımızı anlattım onlara” demişti.

Gönül birliği yaptığımız insanlarla gönüllü olarak el birliği de  yaparsak Allah’ın izniyle kimse bizi yıkamaz.

Mehmet Akif merhum:

“Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez; Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.” diyor