İmralı canisinin çağrısıyla Terör örgütü PKK’nın silah bırakması, 40 yıldır on binlerce canımızı on binlerce canımızı toprağa vermemize yol açan eylemlerinden vazgeçmesi yönünde önceki gün yeni bir aşamaya geçildi. Terör örgütü PKK, kongresini topladığını açıkladı…
Televizyonlar haberi öylesine alayu vala ile verdiler ki yine şaşkınlığa uğradık. Yine kendi meşreplerine uygun yorumcuları alelacele ekranlara getirdiler, bağlandılar… Ortalıkta neredeyse 6 gündür fol yok, yumurta yok… Hala ekranlarda konuyla ilgili yorumlar yapıyorlar, ahkam kesiyorlar. Türkiye, terör örgütünün silah bırakmasına kilitlenmiş, silah bırakma sonrası nasıl bir yol haritası izlenecekmiş…Vesaire, vesaire…
Biz bu konuyla kaleme aldığımız ilk yazımızda, PKK terörünün çok bilinmeyenli bir denklem olduğunu, çok ayaklı bir saç olduğunu, sadece PKK’nın silah bırakmasının yeterli olmayacağını, konunun enine boyuna analiz edilerek ele alınması gereken bir mesele olduğunu kaydetmiştik.
Hala aynı noktadayız… PKK terör örgütüyle görüşmeler (hadi pazarlık demeyelim) 2008’li yılların başından beri sürüyor. Oslo ve 2014’lerdeki açılım süreci… Hafızanızı tazelersem, açılım süreci tam bir faciayla sonuçlanmış, Habur Sınır kapısındaki tiyatroyla bitmişti. O zamanlar Başbakan makamında olan Recep Tayyip Erdoğan’ın akil adamları Güneydoğu’yu karış karış gezdiler, kanaat önderleriyle görüşmeler yaptılar…Ama ortaya hiçbir şey konulamadı.
Şimdi MHP Lideri Bahçeli’nin “İmralı DEM grubuna gelsin terörün bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın” dediği Şubat ayından sonra benzer bir sürece daha girmiş bulunuyoruz. DEM Parti İmralı Heyeti, İmralı canisi ile üst üste görüşmeler yaptı, ardından aldıkları mesajı kamuoyuyla, meclisle, muhalefet partileriyle, Cumhurbaşkanıyla paylaştı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile görüşmeler gerçekleştirildi. Şimdi geldik zurnanın zırt dediği yere… Bundan sonra ne olacak?
Terör örgütü silah bıraktığını açıklarsa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu hainler için mesela ceza infaz yasalarında nasıl düzenlemeler yapacak?… Zira, hepsinin silahlarını teslim ettikten sonra Türkiye’ye gelmesi ve yargılanmaları gerekiyor. Türk Ceza Kanunu’nda nasıl düzenlemeler yapılacak?
İmralı canisine Bahçeli’nin bahsettiği umut hakkı uygulanacak mı? Ve can alıcı bir soru daha: Bu süreçten Cumhurbaşkanı Erdoğan nasıl bir siyasi rant beklemektedir? Bu soruları uzatmak mümkün! Ama denklemin bir başka ayağında olan şehit yakınlarımızı ve gazilerimizin helallik meselesini ne yapacağız? Bu noktada iktidar kamuoyunu ikna etmek, milletin gazını almak için ne gibi argümanlara sarılacak? Denklemin üçüncü ayağı… Terör örgütü PKK’yı kurduran, yıllarca besleyen, palazlandıran, yumuşak karnımız olduğu için bitmemesi için yıllarca bizim canımızı acıtmasını sadece seyreden küresel eşkıya ABD ve Siyonist İsrail bu yeni durumla ilgili nasıl bir pozisyon alacak?
ABD’nin yanı başımızda uydu devlet yapmak isteyerek büyüttüğü, silahlandırdığı, eğitip donattığı PKK’nın Suriye ayağı olan YPG’nin durumu ne olacak? Onlar da tüm unsurlarıyla silah bırakacaklar mı?
Bizim görüşümüz çok açık… Terörsüz Türkiye’yi istiyoruz… Terörsüz Türkiye'yi ancak terörü isteyenler istemez. Terörü isteyip terörden beslenenler istemez… Terörsüz Türkiye’yi yeniden inşa etmek için yeni bir yol haritası düzenlenmeli, bu noktada çok bilinmeyenli denklemin tüm ayaklarını kuşatan taşlar döşenmelidir.
Yukarda vurguladığımız gibi PKK terör örgütünü kurduran, büyüten, palazlandıran ve şu anda yönetenler de ne İmralı'daki cani başıdır, ne Kandil'deki eşkıyalardır. PKK terör örgütünü bizim başımıza musallat eden Türk-Kürt kardeşliğini bozmak ve hançerlemek için musallat eden küresel emperyalizmdir.