İnsan, insan olarak hürmete ve hizmete en lâyık varlıktır.Bu hizmetin ifâsı emr-i bilma ruf-nehy-i ani l-münker (İyiliklerin önünü açmak-kötülüklere sed koymak) ile mümkündür.
Bilge bir zât "Kötü insan yoktur; kötü ameller vardır. Bizim vazifemiz kötü amellerin işlenmiyeceği, iyiliklerin yaşanacağı kıvama ulaştıracak terbiyeyi sağlamaktır" diyor.
Bu sebeple insan ve toplumların hayat ve istikballeri/gelecekleri "terbiye" kelimesinin mânâsında düğümlenir. İnsan ve toplumları çekip çeviren, büyütüp küçülten, yükseltip alçaltan bütün gayeler terbiye kelimesinde yerini bulur, yani bununla var olur veya yok olur.
Düşüncelerimizi muhakeme yönüne yönlendirelim. Birçoklarımız bilir ki:
Altın ve demir haddehanede,
Petrol tasfiyehanede safiyet kazanarak/terbiye edilerek medeniyetin hizmetine girerler.
Gıdalarımız evvelâ mutfakta, sonra hazım organlarında, giydiklerimiz bir yığın tesis ve tezgahlarda kıvama girerek hayatımızın devamına sebep olmaktadırlar.
Aynen bunlar gibi insan da ancak terbiye ile kemâle/olgunluğa gelmekte; buradan hareketle maddî ve manevî yüceliklere ulaşabilmektedir. Demek ki şerefli yaşamak, kemâlli yaşamak terbiye ile mümkündür. Terbiye öncelikli meselemizdir. Şair Sabri bunu iki mısra ile şöyle özetler:
"Âdem çün terbiyyetle, tahsille insan olur,
Sa yü isti dadınca kemâle imkân bulur..."
İnsan için hayatın görünen merkezi,
Görünen merkezi beyin,
Görünmeyen idarecisi/yöneticisi akıl, ruh, zihin ve şuuraltıdır. Bu her iki maddede zikrettiğimiz varlıklara yön veren/etki eden şeyler ise:
Kişinin tâbi tutulduğu/sahip olduğu bilgi birikimi,
İnancının kaynağı ve kuvveti,
Arzu ve temayülleri,
Davranış ve alışkanlıkları,
Tutku ve idealleridir.
Bundan dolayı halen yaşanılan ve ileride yaşanılacak olan hayatın kazancı terbiye ile çok yakından alâkalıdır.
Terbiye uzun zaman ve büyük emek isteyen bir iştir. İnsanı terbiye etmek sabır, sebat ve gayret ister. Eşyalar dış tesirlerle, hayvanlar yine dış tesirlerle ve taklid ederek terbiye edilebilirler. İnsanların terbiye edilebilmeleri için önce şuur ve özellikle de şuuraltlarına etki edilmekle terbiyeleri gerçekleşir. Bundan dolayı insanları terbiye etmek için:
Gözüne,
Aklına,
Bu iki kanaldan giderek şuuraltlarına/kalb-i maneviye hitap edilmelidir.
Terbiye:
Aklın terbiyesi,
Ruhun terbiyesi,
Bedenin terbiyesi olmak üzere üç noktada toplanır.
Aklın terbiyesi ilimle,
Ruhun terbiyesi manevî değerlerle,
Bedenin terbiyesi, fiziki şartların fıtrata uygun hale getirilmesiyle gerçekleşir.
Terbiyeli olmak, ölçülülük vasıflı olmaktır. Terbiyeli denilince kurallara uyanları; terbiyesiz deyince kurallara uymayanları anlarız...