Temel Karamollaoğlu’na iftira edenler şimdi hangi bahaneye sığınacak?

Abone Ol

Yıllar önce Temel Karamollaoğlu’nun hukuk vurgusu nedeniyle linç edildiği sözler, bugün MHP lideri Bahçeli tarafından dile getiriliyor. Aynı konuda iki farklı ölçü uygulanıyorsa, orada mesele ne Demirtaş’tır ne AİHM… Asıl mesele, hakikati kimin söylediğine göre eğip büken siyaset anlayışıdır.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Selahattin Demirtaş’ın tahliyesine dair kararını değerlendirirken son derece açık bir hukuk cümlesi kurmuştu:
“Zanla verilen kararlar yara açabilir. İspat edilmemiş suçun cezası olmaz.”

Ne demek istemişti?
Bir hukuk devletinde, insanlar delilsiz mahkûm edilemez, adalet öfkeye teslim edilemez.
Suç varsa kanıtlanır, kanıt yoksa kimse sırf konuştu diye hapse atılamaz.
Bunu söylemek bir hukukçunun değil, vicdan sahibi her insanın görevidir.

Ama ne oldu?
O gün bu sözleri söyleyen Karamollaoğlu’na olmadık iftiralar yöneltildi.
“PKK’lı”, “İngiliz ajanı”, “terör destekçisi” denildi.
Oysa Temel Bey’in sözlerinde ne bir örgüt övgüsü vardı, ne de siyaset üstü hukuka aykırı bir ima…
Tek yaptığı şey, bir Müslüman’ın da bir hukuk devletinin de gereği olan adaleti hatırlatmaktı.

Aradan yıllar geçti.
Ve dün, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, aynı konuyla ilgili şu cümleyi kurdu:
“Selahattin Demirtaş’ın tahliyesi Türkiye için hayırlı olur.”

Evet, yanlış duymadınız. Bu söz dün söylendi.
Ve aynı çevrelerden çıt çıkmadı.
Ne “ajan” dendi, ne “vatan haini”.
Tam tersine, bazıları bu cümleyi “devlet aklının feraseti” diye yorumladı.

Peki şimdi sormak gerekmez mi?
Ne değişti?
Demirtaş mı değişti, dava mı değişti, yoksa “kim söylüyorsa ona göre haklıdır” anlayışı mı hâlâ hüküm sürüyor?

Temel Bey söylediğinde hainlikti, Bahçeli söylediğinde hikmet mi oldu?
Bu mudur bizim hukuk anlayışımız?
Bu mudur adalet ölçümüz?

Türkiye’nin en büyük sorunu tam da burada yatıyor.
Hakikat, kimden geldiğine göre ölçülüyor.
Bir cümle doğru da olsa, “bizden” gelmediyse reddediliyor.
Ama aynı söz “bizimkilerden” gelirse, alkışlanıyor.
Oysa doğruluk, sahibine göre değil, içeriğine göre tartılır.

Rabbimiz, “Adaletli olun; bu, takvaya daha yakındır.” buyuruyor.
“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevk etmesin. Adaletli olun; bu, takvaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.”
(Maide Suresi, 8)
Peki biz kimiz ki, hakikati partimizin çıkarına göre eğip bükelim?

Temel Karamollaoğlu o gün hukuku savundu, bugün de aynı noktada duruyor.
“Delil varsa cezalandırın, yoksa zanla hüküm vermeyin.”
Bu söz bir terör savunması değildir; bilakis adalet çağrısıdır.
Çünkü zanla verilen cezalar sadece bir kişiyi değil, toplumun vicdanını da yaralar.
Böyle davalar, hukuk değil öfke ile yürütülürse, ülke kutuplaşır, devlet itibar kaybeder.

Bugün aynı cümle başka bir ağızdan çıkınca, herkesin sessizleşmesi manidar değil mi?
Hani “PKK’lı”, “İngiliz ajanı” diyenler?
Hani sosyal medyada klavye kahramanlığı yapanlar?
Şimdi neredeler?
Bir özür bile çok mu?

Karamollaoğlu, o dönem bu iftiraların bir gün sahibine geri döneceğini biliyordu.
Çünkü hakikat, er ya da geç, eğrilmiş dilleri düzeltir.
Bugün Bahçeli’nin sözleriyle bir kez daha ortaya çıktı ki,
mesele Demirtaş değil, mesele adalet.
Ve kim ki adaletin yanında durursa, zaman onu haklı çıkarır.

Bu ülkede “doğru”yu söylemek hâlâ bedel istiyor.
Ama bedel ödemeyi göze almayanlar, doğruluğun da nimetine erişemiyor.
Karamollaoğlu o gün linç edildi ama bugün tarihin doğru tarafında duruyor.
İftirayı atanlar ise, dün susturdukları gerçeği bugün başka ağızlardan duyunca üç maymunu oynuyor.

Şimdi herkesin önünde tek bir soru var:
Temel Karamollaoğlu’ndan özür dileyecek misiniz?
Yoksa yine “o başka, bu başka” diyerek mi sıyrılacaksınız?

Eğer gerçekten hukuk devleti diyorsak, ölçümüz kişiye göre değil, ilkeye göre olmalı.
Kim söylerse söylesin, hakikat değişmez.
Ama hakikati eğip bükenler, günü kurtarır belki; fakat tarih önünde asla aklanamaz.