Teknolojiyle işgal ve Milli Görüş’ün haklılığı

Abone Ol

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçtiğimiz günlerde şunu dedi: “Cep telefonunuz var mı? Elinizde tuttuğunuz telefonlar, içtiğiniz ilaçlar, yediğiniz gıdalar aslında İsrail’in bir parçası. Çeri domatesi yiyor musunuz? Nerede üretildiğini biliyor musunuz?”

Bu sözler, sadece bir övünme değil; emperyalizmin itirafıdır. Artık işgal tankla, topla değil; teknoloji, tohum, ilaç ve yazılım üzerinden yürütülüyor. Merhum Erbakan Hocamız yıllar önce “Bizi top tüfekle değil, teknolojiyle esir alacaklar” demişti. O günlerde dudak bükenler, bugün Netanyahu’nun itirafıyla hakikatin suratlarına çarpıldığını görmelidir.

Fakat sorun şu: Hocamız bu sözleri söylemekle kalmadı, çözüm de üretti. Özellikle 1974’teki Millî Selamet Partisi–CHP koalisyon hükümeti ile hız verdiği hamleler, “Ağır Sanayi Hamlesi” adıyla bilinir. Bu kapsamda Türkiye’nin farklı illerinde 200’e yakın ağır sanayi yatırımı planlandı ve temeli atıldı; bunların 70’ten fazlası ise Erbakan Hoca’nın hükümette bulunduğu dönemde kısa sürede üretime geçti.

Öne çıkan bazı önemli yatırımlar arasında Gümüş Motor, Çelik Fabrikası, Ereğli Demir Çelik’in genişletilmesi, Kangal Termik Santrali, Konya’daki TÜMOSAN Traktör ve Motor Fabrikaları, Aksaray, Tokat, Çorum ve Yozgat’taki yan sanayi tesisleri, Tokat Turhal’daki TAKSAN Takım Tezgâhları Fabrikası, TÜDEMSAŞ, Anadolu’nun farklı illerindeki yeni şeker fabrikaları, Afyon’dan Erzincan’a kadar uzanan çimento fabrikaları, 1973’te kurulan ve bugün TAI’nin temeli olan Türk Uçak Sanayi A.Ş., ayrıca TÜBİTAK’ın güçlendirilmesi gibi adımlar vardır. Bugün Türkiye hangi alanda ivme kazandıysa, bunun temeli Millî Görüş’ün eseridir.

Hocamız, yatırımların bir hayal olmadığını sözle değil, eserle ispatladı. Afyon Şeker Fabrikası bunun en canlı örneğidir. Temelini attı, iki yıl içinde bitirdi. Açılışta tüm gazeteciler oradaydı. O günlerde ‘hayal’ diyenlere karşı, kurdeleyi keserken sordu:

‘Arkadaşlar, uyanık mısınız, uyuyor musunuz?
“Uyanığız” dediler.
“Biraz önce çay içtiniz mi?”
“Evet.”
“Peki o çayın içinde şeker var mıydı?”
“Vardı.”
“İşte gördüğünüz bu Afyon Şeker Fabrikası, o şekeri üreten fabrikadır. Bizim kurduğumuz Afyon Şeker Fabrikası…”

İşte bu vizyon, Milli Görüş’ün farkıdır.

Ama emperyal devletler ve onların içerideki iş birlikçileri, bu hamleleri baltalamak için elinden geleni yaptı. Bugün iktidarda olanlar ne yaptı?
Her fırsatta “yerli ve milli” sloganları attılar. Ama icraata bakıyoruz: Sertifikalı tohum ithalatına mahkûm edilen tarım… Her kriz döneminde ithalat kapılarını sonuna kadar açan ekonomi… ABD’den, İsrail’den alınan yazılımlara teslim edilmiş haberleşme ve bankacılık sistemi… Tüm kazanımlarımız olan üreten sanayimiz özelleştirme adı altında heder edildi. Tarımı, hayvancılığı, üretime dayalı sanayimizi bitirdiler.

Evet, emperyaller insan sarrafıdır. Koltuk sevdalılarını bulup süsler, makyajlar, medya eliyle milletin önüne koyarlar. Millet de sandıkta kendi iradesiyle seçtiğini zanneder. Oysa gerçekte sadece seçtirilmektedir.

Milli Görüş dün haklıydı, bugün daha da haklıdır. Çünkü çözüm bellidir: kendi yazılımını, motorunu, uçağını, tohumunu üreten bir Türkiye. Tarımda, sanayide, teknolojide tam bağımsızlık. Gençlerini tüketen değil, üreten bir vizyon. Bilge Başkan Temel Karamollaoğlu yıllarca bu hakikati haykırdı, itibarsızlaştırılmak istendi. Bugün inşallah Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan’ı anlarız ve destek veririz; çünkü o da aynı çizgide, “İthalatla bağımsızlık olmaz” diyerek milletimizi uyarıyor. Ve altını çiziyor: “Ülkemize ne lazımsa kendimiz üretmeliyiz.” Bu uyarı atomdan daha tesirli bir tekliftir; çünkü bağımsızlığın yolu ithalattan değil, üretimden geçmektedir.

Cep telefonumuzdan soframızdaki domatese kadar emperyalizmin zincirleriyle bağlanmışken bağımsızlıktan söz edemeyiz. Milli Görüş’ün ağır sanayi vizyonunu yok sayan her iktidar, aslında emperyalizme hizmet etmektedir. Netanyahu’nun sözleri bir kez daha gösteriyor ki işgal artık sınırda değil; cebimizde, soframızda, yazılımımızda. Çözüm de sloganlarda değil, Milli Görüş’ün yarım asırdır söylediği reçetede: Üretim, sanayi, teknoloji ve tam bağımsızlık.

Türk seçmeni de emperyalistlerden önce Milli Görüş’ü anlamazlarsa,Netanyahu gibiler elimizdeki telefondan soframızdaki domatese kadar bizimle alay eder ve tehdit etmeye devam eder! Yeter ki işbirlikçi olmayalım, yerli ve milli olmamız yeter!

Gelin, yerli ve milli olan Saadet Partisi’nde birleşelim!
Gelin, üretelim!
Gelin, bağımsız olalım!