Tek çözüm YERİNDEN YÖNETİM sisteminde

Abone Ol

Sömürü sermayesi önce İslâmiyet’i kökünden yok etmek istedi... Baştan Halk Partisi (CHP) bu konuda sermaye ile anlaştı, inkılâplar öyle yapıldı... Sonra Halk Partisi sermayeye ihanet etti, Türkiye’yi dinsizleştirmedi veya dinsizleştiremedi... Sermaye onu iktidardan indirdi, onun yerine “para/kredi” vererek DP’yi halka hâkim kılmak istedi... DP de sermayenin dediklerini yapmadı, bundan dolayı Başbakan Adnan Menderes’i astırdı...

Bunun üzerine sömürü sermayesi siyasetini değiştirdi; İslâmiyet’i ortadan kaldırmayacak ama şeriatı ortadan kaldıracaktı. Bu işi yapması için S. Demirel’i destekledi. Din serbest olacak ama şeriat serbest olmayacak. Bu esnada Demirel karşısında Necmettin Erbakan’ı buldu. Akevler’in “Adil Kur’an Düzeni” çalışmasını benimseyen Necmettin Erbakan, şeriat ile Demirel’in karşısına çıktı. Bu mücadelede Erbakan’ı yenemeyen sermaye, Demirel’in ve Özal’ın da aklı ile Erbakan’ı devre dışı bırakacaktı. Bunun için iki muhalif çıkardı; biri sonra “Cemaat” adını alan bir Risale-i Nur şakirtleri grubu, diğeri de Bülent Arınç, Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan grubu. Bunlar da “Ak Parti”yi kurdular. Sermaye Cemaat’i Ak Parti’yi de destekledi. Böylece Erbakan’ı siyaset dışı bırakacak ve “Adil Düzen” bitecekti. İşte böylece R. T. Erdoğan’ın ve F. Gülen’in şerikleri ortaya çıktı...

Ak Parti’yi ve Cemaat’i destekleyerek dünyadaki en güçlü siyasi partiyi kurdular ve yine dünyadaki en güçlü dini cemaati oluşturdular... Şimdi de bunları hormonlu bir şekilde büyütüp iktidar edenler iki tarafı da kemirmektedirler... Ak Partililer F. Gülen Cemaati’ne saldırıyor… Cemaat da Erdoğan’a ve partililere saldırıyor... Bu iki grubun asıl sahipleri gerçek anlamda bu olanlardan habersizdirler... Nasıl oluyor da samimi müminlerin arasına bunlar giriyor ve bu fitneyi yapabiliyorlar Bunlar, bundan daha büyük bir fitneyi “Sahabeler Asrında” da gerçekleştirmişlerdir. Bu fitnenin tek sebebi vardır, o da merkezi yönetimdir. Sahabeler de bu hatayı işlediler, tüm yetkileri halifede topladılar, merkezi son söz söyleyen yer yaptılar. Bunun bir diğer sebebi de içtihad ve icma müesseselerinin henüz doğmamış olmasıydı. Eğer fitne olmasın istiyorsanız, müşriklik olmasın, kişilere ibadet olmasın istiyorsanız; Akevler ekolünü takip edin: Birbirinize Hakkı tavsiye edin, birbirinize sabrı tavsiye edin ama birbirinizden ayrı olmayın, birbirinizden kopmayın. O zaman size tapmak isteyen müşrikler sizin yanınıza gelemezler, sizi büyütemezler, çünkü sizin elinizde hiçbir şey olmayacaktır. Müşrikler Ak Parti’de Erdoğan ile Gül’ün çevresinde toplandılar ve bu gruplanma hâlâ devam ediyor. Gül ve Erdoğan gruplarına hâkim olunca bu durum devam eder ama biraz sonra bunlar eski tanrılarını bırakır, yeni tanrı Davutoğlu etrafında toplanırlar. O da Gül ve Erdoğan kadar masumdur ama sistem/düzen onu da aynı hapishaneye getirir.

Tek çözüm vardır; o da “YERİNDEN YÖNETİM” sisteminin getirilmesidir.

Ahmet Davutoğlu bunu yapabilecek midir

Ne yazık ki ufukta böyle bir aydınlık belirtisi yoktur...

Görevliyi doğrudan görev veren atamışsa, gerektiğinde onu resen görevden alabilir ama görev verdikten sonra ona talimat vermez, onun işlerine karışmaz. Hukuk düzeninde kişi yargıya karşı sorumludur. Askeri düzende kişi görevlendirene karşı sorumludur. Bazı atamalarda ise atanan başka yerden onaylanır. Mesela bugün hükümet, Meclis’ten güvenoyu alır. Bunlar artık atayan tarafından görevden de alınamazlar. Bunların görevden alınması için hakemlerin kararı gerekir. Yolsuzluğun olmaması için de sistem ona göre oluşur. İhalelerde artırma ve eksiltme ihale alanlar arasında yapılmaz, ihaleye çıkaran artırır veya eksiltir. İlk `evet’ diyen ihaleyi almış olur... (Not: Devamı ve tamamı, KUR’AN VE İLİM 790. hafta seminer notlarımızda; çağımızdaki “SOSYAL TUFANI” sona erdirmek isteyenler için…)

***

İNNÂ LİLLÂHİ VE İNNÂ İLEYHİ RÂCİÛN; FAHREDDİN TİVNİKLİ İÇİN: Bosna Savaşı’nın en önemli dönemi… Başkanımız Aliya İzzetbegoviç’in en yakın çalışma arkadaşlarından Sudan’lı El-Fatih Hasaneyn ile İstanbul’da ilk çalışmalarımıza başlamışız ve ilk destekler Topbaş Ailesi ve Tivnikli kardeşlerden… Sonraki yıllarda Kosova, Sudan, Afrika, Asya ve dünyanın dört bir tarafındaki ülkelere ulaşan hizmetler var; şehadet eder, Fahreddin kardeşime rahmetler dilerim… Benden bu kadar; gerisi A. Taşgetiren’in şu yazısında: http://haber.stargazete.com/yazar/fahreddin-tivnikli-icin/yazi-976487