TAYYİP BEY BU YETKİLERİ KULLANARAK NE YAPABİLİR?

Abone Ol

Varsayalım ki, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday gösterildi.

Varsayalım ki, Tayyip bey 1. ya da 2. turda ipi göğüsledi ve Köşk’e çıktı. Emine Erdoğan da Türkiye’nin yeni firs lady’si oldu.

Varsayalım ki, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de Başbakanlık koltuğuna oturdu. Yani, diyelim ki iki isim becayiş yaptılar.

Şimdi söylenen, konuşulan şu;

“Tayyip Erdoğan halkın oylarıyla gelmiş bir Cumhurbaşkanı olacağı için bu gücünü öyle bir kullanır ki, Abdullah Gül Başbakan olarak bu durumdan son derece rahatsızlık duyar. O yüzden de Abdullah Gül, (Bu şartlarda geleceğe dair bir siyaset planlamam yok) dedi.”

Burhan Kuzu da bu atmosferden kendine alan açarak, “Halkın seçtiği Erdoğan Çankaya’da öyle oturacak değil ya!” demecini patlattı.

Uzatmayayım.

Analizler bu yönde… Peki, bu değerlendirme ne kadar isabetli

İsterseniz önce Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildiği takdirde hangi yetkileri kullanabilecek, onlara bakalım. Sonrasında da küçük bir ufuk turu yapalım

***

Cumhurbaşkanının yetkileri Anayasanın 104. maddesinde şöyle sayılıyor.

Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde açılış konuşmasını yapmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni gerektiğinde toplantıya çağırmak,

Yasaları yayımlamak, yasaları yeniden görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne geri göndermek,

Anayasa değişikliklerine ilişkin yasaları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunmak,

Yasaların, kanun hükmündeki kararnamelerin, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün, tümünün ya da belirli kurallarının Anayasa’ya biçim ya da esas yönünden aykırı oldukları gerekçesi ile Anayasa Mahkemesi’nde iptal davası açmak,

Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar vermek,

Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek, Başbakanın önerisi üzerine Bakanları atamak ve görevlerine son vermek,

Gerekli gördüğünde Bakanlar Kurulu’na Başkanlık etmek ya da Bakanlar Kurulu’nu Başkanlığı altında toplantıya çağırmak,

Yabancı devletlere Türk Devleti’nin temsilcilerini göndermek, Türkiye Cumhuriyeti’ne gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek,

Uluslararası andlaşmaları onaylamak ve yayımlamak,

Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Başkomutanlığını temsil etmek, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kullanılmasına karar vermek, Genelkurmay Başkanı’nı atamak,

Milli Güvenlik Kurulu’nu toplantıya çağırmak, Milli Güvenlik Kurulu’na Başkanlık etmek,

Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim ya da olağanüstü hal ilan etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak,

Kararnameleri imzalamak,

Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek ya da kaldırmak,

Devlet Denetleme Kurulu’nun üyelerini ve Başkanını atamak, Devlet Denetleme Kurulu’na inceleme, araştırma ve denetleme yaptırmak,

Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek, Üniversite rektörlerini seçmek,

Anayasa Mahkemesi üyelerini, Danıştay üyelerinin dörtte birini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçmek.

Cumhurbaşkanı, ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır.

***

Yukardaki yetkiler 1982’den bu yana mevcut.

Kenan Evren, Turgut Özal, Süleyman Demirel, Ahmet Necdet Sezer ve Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı sıfatıyla bu yetkilerle mücehhezdi.

Elbette çatışmalar yaşandı, elbette kararnameler-yasalar geri çevrildi, elbette –aynı partiden olsalar bile- Köşk ile Hükümetler arasında anlaşmazlıklar süregeldi.

Düşük yoğunluklu çatışmalar hemen her dönem siyasi hayatımızın vazgeçilmez birer parçası oldu.

Ama bir şekilde her dönem bir “orta yol” bulundu.

Recep Tayyip Erdoğan -velev ki halk oyu ile- Cumhurbaşkanı seçildiği takdirde çok farklı bir manzara ortaya çıkar mı, acaba

***

Son bir not;

Ankara’yı bilenler bilir; Çankaya Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi, Ankara’nın güneyindedir ve toplam 438 dönüm alan üzerinde kuruludur.

Meltem rüzgarları eser çoğunlukla bu yerleşkeye.

Çankaya’ya adımını atan Cumhurbaşkanları, geleneksel olarak genel siyasetten, günlük politikadan, kısır çekişmelerden, dozu yüksek tartışma ve spekülasyonlardan bugüne kadar uzak durmuşlardır.

İlk kez halkın seçeceği Cumhurbaşkanının da nasıl davranacağını bekleyip göreceğiz…

DAHA BÜYÜK İMTİHAN 2019’DA…

Selamün Aleyküm Adnan Bey;

Tevafuktan bahsediyorsunuz ama bir eksik olmuş. Çünkü yerel seçimler de 2019 yılında yapılacak. Yani 2019 yılında seçmenin önüne üç kez sandık gelecek.

30 Mart seçimlerini genel seçime dönüştürenler ile bu oyuna gelenleri büyük bir imtihan daha bekliyor.

Küçük hesaplarla veya “genel seçim gibi gösterme oyununa”  aldananlar, yerel seçimde Saadet Partisine bile bile oy vermediler.

Ama bu sonuç yalnızca bu seçim sonucunu ilgilendirmiyor. Sonuçlar, gelecek yıl ve 2019 yılı seçimlerinde; kararsız olan veya partisini değiştirmeyi düşünenleri de doğrudan olumsuz etkileyecek. “Ah kazansa ama...” diyerek sanki at yarışı oynayanlar, kazanma ihtimali olan yanlışlardan birine oy vererek büyük vebal altına giriyorlar velhasıl.  Selamlar… ( Mali Müşavir Hasan Aksoy, Saadet Partisi Yalvaç İlçe Başkanı, Milli Gazete Yalvaç temsilcisi)

TEOG SINAVINDA FARKEDİLMEYEN MAĞDURİYET!

Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi, (TEOG) Milli Eğitim Bakanlığının, liselere geçişte, 2013-2014 Eğitim Öğretim yılından başlayarak uygulamaya koyduğu sistem.

SBS kaldırıldı yerine TEOG getirildi. Sisteme göre 6, 7 ve 8. sınıflarda 6 dersten 6 ayrı sınava giren öğrenciler, ağırlıklandırılmış merkezi sınav puanına eklenmiş yıl sonu başarı puanlarının ortalaması ile liselere yerleştirilecek.

Yılda iki kez yapılan sınavın birincisi gerçekleştirildi. İkincisi de bu ayın sonunda gerçekleştirilecek.

İlk sınavda şöyle bir mağduriyet yaşadı öğrenciler; bazı sorular hatalı kabul edilerek iptal edildi. Dolayısıyla puanları 2 soru eksiltilmiş olarak hesaplandı. Fakat, sınava giremeyip telafi sınavından yararlanan öğrenciler –sorular farklı olduğu için- böyle bir tabloyla karşılaşmadı.

O zaman sormak lazım; normal sınava giren ve hatalı sorular sebebi ile puanları düşük gelen öğrencilerin günahı ne

NOT: Bugün 20 Nisan 2014 Pazar .. 1) Emekliler yılda 15–20 TL zamla, hâlâ sürünmeye devam ediyor. 2) An itibariyle asgari ücretli “nasıl geçineceğim ” diye feryat ediyor. 3) Bu parlamento ve mevcut AKP iktidarı, 2011’den bu yana verdiği yeni ve sivil anayasa sözünü yerine getiremedi. 4) 28 Şubat darbesi döneminde kapatılan, yoksul-zeki Anadolu çocuklarının barındığı Başbakanlığa bağlı Vakıf Öğrenci Yurtları hâlen kilitli. Otur, sıfır!