Tatil Yalnızlık Olmasın

Abone Ol

“Çocuklarınızla yedi yaşına kadar oyun oynayın, on beş yaşına kadar arkadaşlık edin, on beş yaşından sonra ise onlarla istişare edin” demiş Hz. Ali (ra). Dikkat ederseniz bu söz anne babalara söylenmiştir. Adına aile kurumu ya da müessesesi denilen ama aslında ne kurum ne de müessese olan ailede dikkat edilmesi gereken küçük ama çok önemli birkaç detaydan bahsedilmiştir. En azından tatil günlerinde dikkat edilebilir. Bugünkü uygulama maalesef şu şekildedir, “çocuklarınıza yedi yaşına kadar çizgi filim kanallarını açın, on beş yaşına kadar telefon ya da tablet verin, on beş yaşından sonra da kavga edin.”

Maalesef çocuklarımız yalnız hatta terkedilmiş bir şekilde yaşıyorlar. Yalnızlar ve sanal dünyaya terk edilmişler. Kendilerince oluşturdukları yapay bir alanda yaşıyorlar. Artık onların oyunlarının içinde anne ve babaları yok, batı dünyasının resmettiği sanal karakterler var. Artık onların dünyasında şefkat, merhamet, acıma, birliktelik yok, stratejik savaş oyunlarının etkisiyle körüklenen yok etme, rekabet, bireysellik, hazcılık ve çıkarcılık var. Çocukken oynamadığımız çocuklarımızla ergenlik döneminde arkadaşlık yapamayız. Ergenlik döneminde arkadaşlık yapmadığımız çocuklarımızla büyüdüklerinde istişare yapamayız. İnsan birlikte vakit geçirdiklerinden etkilenir, kendisiyle ilgilenenlerin yolundan gider, kendisine gelene kucak açar. Biz evlatlarımızla vakit geçirmezsek, onlarla gerçekten ilgilenmezsek, onlara kucak açmazsak bizi neden dinlesinler ki!

Her tatil bir evladımızı daha tehlikeli yamaçların kenarından almak için fırsattır. Onlara biraz vakit ayırıp gözlerinin içine bakarsanız hazır bir şekilde beklediklerini göreceksiniz. Onlara şimdiye kadar olduğundan daha samimi ve güçlü bir şekilde sarılarak, “evladım seni çok seviyorum” diyerek birçok problemin önünü almış olacaksınız. Onlarla el ele, birlikte yürüyüş yaparak, oyunlar oynayarak, gezerek, birlikte farklı konu ve gündemlerin olmadığı anlarda nitelikli zaman geçirerek, yalnız onlarla ilgilendiğinizi hissettirerek birçok olası felaketin önüne geçmiş olacaksınız. Unutmayın, bugün evlatlarımız sokaklarda akla hayale gelmeyen kötülüklere, arkadaşlık, dostluk ve ağabeylik yaparak, kendilerine bir şeyler ısmarlayan, kendileriyle ilgilenen, muhabbet eden, çay içen kötü niyetli insanlar eliyle bulaşıyorlar. İyilikler de kötülükler de kendini sevdiren insanlar eliyle yayılıyor.

Evlatlarımızı içinde bulunduğumuz dönem ve toplumda koruma anlamında “biz muhafazakâr bir aileyiz, abdestimizde namazımızdayız” düşüncesi bir yanılgıdır. “Ben annesiyim ya da babasıyım ben söylersem tabi ki yapacak” düşüncesi bir yanılgıdır. “Çocuğumu özel okula gönderiyorum, özel ders aldırıyorum, cebine harçlığını koyuyorum, ne isterse yapıyorum” çok büyük bir yanılgıdır. Bugün hangi anlayışa, yaşam tarzına ya da düşünceye sahip olursanız olun artık tehlike toplumun her kesiminden insanın hemen kapısının önündedir. Evlatlarımızla birebir iletişime geçmeden, ilgilenmeden, oturup oynamadan, birlikte nitelikli, evladımıza özel vakit geçirmeden, onlarla dertleşmeden, istişare etmeden, sorunlarıyla birebir ilgilenmeden, onları bağrımıza basmadan, sevdiğimizi yüzlerine karşı açıkça söylemeden sorunların önünü almamız pek mümkün gözükmüyor.

Artık evlatlarımızı rahatlıkla salacağımız sokaklar yok. Sokağa saldığımızda onlara göz kulak olacak komşular yok. Evden okula, okuldan eve güvenle yürüyebilecekleri yollar yok. Çocuklarımızla aşkla ilgilenen öğretmenler pek az. Onlara rahatlıkla ulaşabilecek kötü niyetli insanlar çok. Hiçbir şey eskisi gibi değil dolayısıyla içinde bulunduğumuz zamanı iyi okuyarak aile içi yaşantımızı gözden geçirmemizde fayda var. Evlatlarımıza dışarıdaki insanlardan daha fazla sevgi göstermeli, daha fazla ilgilenmeliyiz. Yavrularımız okul zamanlarında yeterince yalnız kalıyor onları en azından tatillerde yalnız bırakmayalım. Belki farkında değiliz ama gerçekten çok yalnızlar.