Tarihin ve zamanın yeniden inşası

Abone Ol

Bir nehrin hızlı akışındaki gibi bir akıştayız ve bu,

süreklidir. Buna baş döndürücü de diyebiliriz. İnsanların bu büyük akışta

saptırmalara kapıldıkları görülmekte. Aslında bu da pek yadırgatıcı olmuyor.

Sanki her şey doğalmış ve doğal akışındaymış gibi. Asıl tuhafsanacak durum bu.

İnsanların kendilerini bu büyük anafora kaptırmaları. Bir yandan da bunu doğal

karşılamaları.

31 Aralık ta Noel kutlamaları Müslümanların hayatının

doğal bir durumu gibi olmuş ne yazık ki. Bunu iyice içselleştirmiş bulunuyor. O

kültürün getirdiği kimi durumları da ayniyle kabulleniyorlar. Alkol, eğlence,

Hıristiyan kültürünün kimi mitik durumları olduğu gibi hayata uyarlanıyor. Bir

Müslüman bu durum karşısında kendisini asla sorgulamıyor. Ben niçin bu tarz bir

hayatı benimsiyorum. Müslümanlığın özüne aykırı kimi durumları rahatlıkla

hayatına uyarlayabiliyor. Bu, geçmişte daha yaygındı. İslâmî bilincin yeniden

oluşmasıyla belli kesimlerde ciddi bir anlamda hayatını dışına atıldı. Yakın

bir zamanda sosyolojik değişimler, Müslümanların para, makam ve benzeri

şeylerle tanışmaları onları kendi değerlerinden uzaklaştırdı. Bu açı giderek de

açılıyor.

Müslümanlar siyasal iktidar ile tanıştıktan ve batıcı

olan bir devlet yapısının üzerine oturunca o yapının birer parçası hâline

gelmiş bulunuyorlar.

31 Aralık 2014 tarihinde Anadolu Gençlik Derneği nin yurt

genelinde kutladıkları Mekke nin Fethi programları bir anti tez olmaktan

çıkmış bir tez hâline gelmiş durumda. Bunun sevindirici yanı Batıcıların bundan

ciddî anlamda rahatsız oldukları. Biz de bu vesile ile Gaziantep teyiz. Bir

kente girdiğimde ilk yaptığım şey kenti gözlemlemek. Bu bana bir takım ipuçları

verir. Atatürk Havalimanı na girdiğim andan itibaren kendimi yabancı bir

ülkenin havalimanında sandım. İktidar olmanın getirdiği durum ve varlığı

kendini kimi şeylerde açıkça belli ediyor. Mevcut iktidar Noel kutlamalarında,

sanki bir adım daha önde. Hatta daha çok önde. Bir yanıyla karşı gibi görünüyor

ama bu kutlamaları yapanlara kolaylıklar sağlıyor. Gaziantep Büyükşehir

bölgesine girildiğinde, diğer Batıcılardan farkı olmayan bir durumla karşı

karşıya olduğunuzu görüyorsunuz. İktidar bu yanıyla Batıcı düşüncenin ruhunu

pekiştiriyor. İlginç bir durum daha var. Anadolu Gençlik kentin en büyük

salonunda program yapmak istiyor, belediye yanaşmıyor ve yer tahsis etmiyor.

Uzun koşturmalardan sonra daha küçük olan bir salonu veriyor. Kendilerinin bir

tezi olmayınca, bir fikir ve düşünce üretemeyince, mevcut yapının tahkimini bu

gibi faaliyetleri kendi aleyhlerine düşünüyor. Onlar için İslâmî bir bilincin

oluşması hiç de önemli olmayabiliyor. Batıcıları memnun etme çabası onları

diğerleriyle aynı düzleme getiriyor.

Okumayan ve düşünmeyen bir topluma dönüşüldü. Bir kentin

önde gelenlerinin sıradanlık içinde politikanın birer malzemesi ve unsuru

olmaları kaçınılmaz oluyor. Öyledirler de. Zaten ancak başkalarından

duyacakları bilgilerle yetiniliyor. Kulaktan dolma bilgiler zaman içinde

değişkenlik gösterebiliyor. Çünkü o siliniyor bu sefer bir başkasının üflemesi

söz konusu oluyor. Bugün kitlelerin dalgalar hâlinde savrulmasının tek nedeni

de budur. Büyük medeniyetinin unsurlarından uzak kalınınca, batı düşüncesinin

dalgalarının etkisinde yitip gidiyor. Noel kutlamaları da bunun bir sonucudur.

Dünya Müslümanlarının bu kadar kırdırıldığı bir zamanda

eğlenme ya da onlara ilgisiz kalma günümüz Müslümanının yüzünü gösteriyor.

Sancısız, acısız, dertsiz ve tasasız bir millet oluyor. Sokak aralarında

davullarla fink atanların göz parıltıları başka şeylere dönük. Ya da neonlarla

ve ışıklandırmalarla bu kutlamalara katılanların diğerlerinden hiçbir farkı

yok. Müslüman olma iddiası öyle üstün körü olamaz. Müslümanın değerleri

bütündür. Bütünlük ancak bir yapının sağlamlığını gösterir.

Anadolu Gençliğin İslâmî bilinç oluşturma çabası

öğrenciler arasında Siyer-i Nebi yarışma düzenlemesi övgü ile anılmaya değer.

Yurt genelindeki bu faaliyetlerin okuma eylemine dönüştürülmesi kaçınılmaz.

Slogancı gençlik, heyecan ile bugün kimi sloganları atar ama yarın bir

başkasını da atabilir. Gençliğin ve kitlelerin bu deni savruluşlarının tek

nedeni de budur. Bu ara Anadolu Gençlik ile yoğun iç içeyim. Çabamız onlara

bilinç oluşturma ve okumaya yönlendirmedir. Büyük medeniyetimizin bütün unsurlarını

daha derinden kavramları bir zorunluluk. Bu sağlanmalıdır. Savrulmama ve

kapılmama adına bu gibi çabalar zorunlu ve önemli. Elbette zor bir dönem çünkü

gençliğin önünde büyüleyici tuzaklar çok fazla. Bunlar da ancak bilgi ve bilinç

ile aşılabilir.