TAHİR ELÇİYİ KİM/KİMLER ÖLDÜRDÜ?

Abone Ol

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’yi kim/kimler, neden/niçin öldürdü

Hangi karanlık eller, hangi puslu hayaller, hangi habis beklentiler bu cana kıydı

Tam olarak bilinmiyor.

Nasıl bilinsin ki; bir rivayete göre 3 bin, bir başka rivayete göre 4 bin ajan cirit atıyor, bu topraklarda. Özellikle de Doğu ve Güneydoğu’da… 

Tahir Elçi öldürüldü, ne oldu diye bir soru sorulduğunda zihinlerde beliren şu cümle oluyor, ne yazık ki: “Faili meçhuller listesine bir isim daha eklendi!”

* Ahmet Taner Kışlalı öldürüldü, sahi gerçek manada katilleri bulunabildi mi

* Bahtiyar Aydın öldürüldü, sahi gerçek manada katilleri bulunabildi mi

* Behçet Cantürk öldürüldü, sahi gerçek manada katilleri bulunabildi mi

* Cem Ersever öldürüldü, sahi gerçek manada katilleri bulunabildi mi

* Gaffar Okkan öldürüldü, sahi gerçek manada katilleri bulunabildi mi

* Bahriye Üçok öldürüldü, sahi gerçek manada katilleri bulunabildi mi

* Hulusi Sayın öldürüldü, sahi gerçek manada katilleri bulunabildi mi

* Muammer Aksoy öldürüldü, sahi gerçek manada katilleri bulunabildi mi

* Uğur Mumcu öldürüldü, sahi gerçek manada katilleri bulunabildi mi

* Musa Anter öldürüldü, sahi gerçek manada katilleri bulunabildi mi

* Savaş Buldan öldürüldü, sahi gerçek manada katilleri bulunabildi mi

* Turan Dursun öldürüldü, sahi gerçek manada katilleri bulunabildi mi

* Çetin Emeç öldürüldü, sahi gerçek manada katilleri bulunabildi mi

* İzzet Kezer öldürüldü, sahi gerçek manada katilleri bulunabildi mi

* Başbağlar katliamı; sahi gerçek manada katilleri bulunabildi mi

***

Sahi, 12-13 sene önce bir suikasta kurban giden Necip Hablemitoğlu’nu kim/kimler öldürdü

BÜYÜK AŞKLAR BÜYÜK KAVGALARDAN SONRA BAŞLAR!

Verda Özer, Hürriyet’in German Marshall Fund uzmanı yazarı.

“Sürprizler olabilir” başlıklı yazısında, son dönemde iyice gerilen Türkiye-Rusya ilişkileriyle ilgili çarpıcı satırlar var. Okuyalım;

“İki ülke arasında koordinasyon yakında artabilir.

Ankara’dan ulaştığım önemli bir güvenlik kaynağım anlatıyor: Rusya 15 Ekim’de askeri ataşesi aracılığıyla Genelkurmay Başkanlığı’na anlık bilgilendirme yapılması için bir hat kurulması talebinde bulunmuş…

Önemli bir askeri kaynağım Rus Savunma Bakanlığı’nın “askeri ilişkileri askıya aldık” açıklamasının gerçeği yansıtmadığını söylüyor…”

***

Büyük aşklar büyük kavgalardan sonra başlar! cümlesini bu yüzden kullandım. Haksız mıyım

CAN DÜNDAR VE ERDEM GÜL…

Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül tutuklandı.

İki isim de, yazıları ve programları ile kamuoyunun yakından tanıdığı isimler.

Erdem Gül’ü parlamento koridorlarından tanırım.

Bizim Mustafa Yılmaz’ın paylaştığı, “Erdem Gül, görüşlerimiz, düşüncelerimiz farklıydı fakat gazetecilik dışında hiç kimseyle hiçbir işi olmadı” cümlesine aynen katılıyorum.

***

Elbette bir gazeteci elde ettiği belge ve bilgileri yayınlar, yayınlayabilir.

Ben, şahsen ele geçen her belgenin yayınlanması taraftarı değilim. Bu benim kişisel görüşüm. Ama bir başkası da yayınlıyor. Bu tasarrufun yanlış olduğunu söylemek de mümkün değil. Zira gizli kalması gereken bilgi ve belgeleri muhafaza etmekle yükümlü olan elbette devlettir.

Ama bu gazetecilik faaliyeti dolayısıyla tutuklamayı da gerektirmemeli.

Tutuklama bir ‘tedbir’. Adam, kaçacaksa ya da delilleri karartma ihtimali varsa tutuklarsın. Fakat ne Can Dündar’ın ne de Erdem Gül’ün kaçma ya da delilleri karartma ihtimalleri var mıydı

Tutuksuz yargılama esas olmalı. Yargılarsınız, sonuçta mahkemenin vereceği karara herkes saygı duyar. Daha birinci dakikada tutukladığınız zaman mağduriyetler de kaçınılmaz oluyor.

***

Dündar ve Gül’ün tutuklanma kararının ardından çok şeyler yazılıp çizildi. Benim en çok dikkatimi çeken yazı Ankaralı yıllarımdan tanıdığım gazeteci-televizyoncu Yaşar Taşkın Koç’tan geldi. Okuyalım mı;

“…Gazi Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu’nun kendi yarı karanlık ama içi umutla ışıyan kantininde tanıdığım henüz 19 yaşındaki Giresunlu Erdem Gül arkadaşımın tutuklanıp tutuklanmayacağını bilmeden yazıyı bağlamak zorunda kalıyorum.

Sonucu bilmiyorum.

Hakimin kararı ne olacak bilmiyorum.

Ama gencecik bir adamken tanıdığım Erdem’in ne o gün ne orta yaşını artık geçtiği bu günlerde de asla Paralel Yapı veya benzeri bir oluşumun adamı olmayacağını adım gibi iyi biliyorum.”

***

Can Dündar ve Erdem Gül’ün en kısa sürede özgürlüklerine ve ailelerine kavuşması, işlerinin başına dönmeleri en büyük temennim. 

KARANLIK GÜÇLERİN EN BÜYÜK BEKLENTİSİ!

*  Türkiye hemen bir savaşa girsin isteniliyor; “girsin ve Suriye’ye ya da Rusya’ya haddini bildirsin” diyor, birileri. Oysa aynen Türk jetinin düşürülmesi olayında olduğu gibi olayla ilgili çok sayıda soru işaretleri var. Öncelikle diplomatik yolların sonuna kadar işletilmesi şart.

*  Ne de çabuk unuttuk; 10 yıl süren İran-Irak savaşından sonra ‘düşman’ bilinen ülkelerin konu silah satışına gelince nasıl da ‘dost’ oldukları belgeleri ile açıklandı. 10 yıl boyunca yıkılan, annelerin dul, çocukların yetim kaldığı, her açıdan yıllarca geriye giden iki Ortadoğu ülkesi oldu, İran ve Irak. Kazanan ve avuçlarını ovuşturan ise hep silah satıcıları oldu…

*  Türkiye’nin şu aşamada önünde duran iki önemli hedef; ekonomik açıdan güçlenmesi, gerçek anlamda yatırımlara ağırlık vermesi ve özgürlüklerle alakalı açılımlarını gerçekleştirmesidir. Yeni ve sivil anayasa da en büyük hedeflerinden biri olmalıdır.

*  “Türkiye’nin hep ‘A.B.D. Planları’ oldu. Bir de ‘C’ Planı olması lazım...” Zekice ve üzerinde durulması gereken bir öngörü. Sosyal medyada paylaşılan bu espri çok hoşuma gitti…

*  Türkiye’nin tek başına ya da başkaları ile Suriye, Rusya ya da bir başka ülke ile savaşa girmesi pusuda bekleyen karanlık güçlerin en büyük beklentisi... Savaş senaryoları arasında bu karanlık güçlerin avuçlarının kaşındığını söylemek kehanet değildir…

NOT: Bugün, 30 Kasım 2015, Pazartesi. 1) Emekliler yılda 15–20 TL zamla, hâlâ sürünmeye devam ediyor. 2) An itibariyle asgari ücretli “nasıl geçineceğim ” diye feryat ediyor. 3) Bu parlamento ve mevcut AKP iktidarı, 2011’den bu yana verdiği yeni ve sivil anayasa sözünü yerine getiremedi. 4) 28 Şubat darbesi döneminde kapatılan, yoksul-zeki Anadolu çocuklarının barındığı Başbakanlığa bağlı Vakıf Öğrenci Yurtları hâlen kilitli. Otur, sıfır!