Ortadoğu da mevcut çatışma stratejisine dayalı
anakronistik politikalar, Siyonist apolojistler (Siyonist müdafileri) tarafından
körüklenen jeografik faktörlerin sonucudur. Bu bağlamda, Rusya ya adeta
paradoksal müdahale için en uygun zemin ve davetiye hazırlanmıştır.
Siyonist düşünceyi domine eden dünya genelindeki Yahudi
nüfusunun yaklaşık %75 ini ve İsrail deki Yahudi nüfusunun yarıya yakınını
oluşturan Eşkenazilerin, Siyonist düşüncenin kurucusu ve Doğu Avrupa kökenli
olmaları jeografik faktörlerin esasını oluşturmaktadır. İsrail de, İbranice ve
Arapçadan sonra üçüncü dil olarak Rusçanın Eşkenaziler tarafından kullanılması
Rus-İsrail ilişkilerini farklı bir noktaya getirmektedir.
İlaveten, İsrail in Rusya ile olan ekonomik ilişkileri de
önem arz etmektedir. Rusya, İsrail in en büyük ham petrol tedarikçisi olması
iki ülke ilişkilerinin boyutunu ortaya koymaktadır. Ariel Sharon ve Putin in
İsrail deki görüşmeleri sırasında ortaya konan gerçekler ve İsrail Başbakanı
Benjamin Netanyahu nun son Rusya ziyareti, İsrail in, Rusya nın Suriye deki
askeri varlığına karşı tepki göstermemesine neden oluşturan soru işaretleriyle
doludur.
Şöyle ki, İran ve Suriye nin Rusya ile ittifak içerisinde
olması, görünürde İsrail in, İran ın nükleer çalışmaları ile ilgili Obama
yönetimine karşı ortaya koymaya çalıştığı tepki politikalarıyla örtüşmemekte
olduğu ve yeni bir güç cephesi ortaya çıkaracağı algısını ortaya çıkarması
düşünülebilir. Ancak Putin yönetimi, İsrail e Hizbullah ın Golan Tepeleri nden
cephe açamayacağı ve İsrail için hiçbir tehlike oluşturmayacağı konusunda
güvence sağlamıştır.
Avrasya (Euro-Asian Jewish Congress)Yahudi Kongresi Genel
Sekreteri Mikhail Chlenov, Putin in Yahudi yanlısı politikalara sahip olmasının
ana nedenini, anti-Semitik yaklaşımların diğer Avrupa ülkelerine göre yok
denecek düzeyde olmasına bağlamaktadır. Moskova Devlet Üniversitesi nde öğretim
görevlisi ve Yahudi yayın organı L chaim in yazarı Micael Edelstein e göre ise; Putin Yahudiler
için iyi olabilir, fakat Rusya için kötüdür. İşte bu yaklaşımlar, Putin in
Suriye deki asıl amacını da ortaya koyması bakımından önem arz eden önemli
ipuçlarıdır.
Putin, Netanyahu ile yaptığı görüşme sonucunda, Rusya nın
Suriye politikasındaki ana gayesinin, Tartus ve Lazkiye deki Rusya nın hayati
varlıklarını oluşturan üslerin korunması ve idamesi olup, keza İsrail nüfusunun
en önemli topluluğu sayılan Rus asıllı vatandaşların da güvence altına
alınmasıdır. Rusya, İsrail de, Ortadoğu daki en büyük nüfus varlığına sahiptir.
Dolayısıyla, İsrail e karşı ABD den farklı bir politika izlemesi veya İsrail e
karşı, İran, Irak ve Suriye üçgeninde muhtemel bir güç oluşumuna destek olması
düşünülemez.
Suriye deki gelişmelerden hareketle, Türkiye ve İran ı
karşı karşıya getirmeye yönelik politikalar son günlerde iyice hız kazanmaya
başlamıştır. Keza, Türkiye ile Rusya arasındaki gerilimi tırmandırmayı
amaçlayan şer güçler, bu yolla adeta Türkiye nin hamiliğine soyunmuş
vaziyettedirler.
Türkiye, serinkanlı ve tutarlı politika ile bu zorluğun
üstesinden gelebilecek dinamiğe ve tarihi tecrübeye sahip bir ülkedir. Asıl
olan, sükûnet içerisinde sorunların çözümüdür.
Hatırlanacağı üzere, Hainan Adası üzerinde bir Amerikan
casus uçağının Çin tarafından düşürülmesinden aylar sonra, Çin lideri Jiang
Zemin, ABD nin Irak ı işgalinden sonra, BM kararı olmadan Irak petrolünü
satmada zorluk çeken ve bu konuda çıkmazda olan ABD Başkanı George W. Bush a destek
vererek, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi nden 1483 sayılı kararın 22 Mayıs
2003 te çıkarılmasını sağlamıştır.
Çin, bunun karşılığında, Bush yönetiminin Tayvan
Cumhurbaşkanı Chen Shui-bian üzerinde baskı kurarak, gizli bağımsızlık
stratejisi izlememesi konusunda sert bir dille uyarmasını sağlamıştır. ABD,
Irak ı işgal ederek yaptığı büyük hata sonucunda, Çin in bu dönemde büyük
hamleler yapmasına odaklanamamış ve adeta Çin in güçlenmesine zemin
sağlanmıştır.
Şimdi de Ortadoğu da, Çin in geçmişteki rolünü Rusya
üslenmiş görülmektedir. Rusya, bu yolla hem Kafkaslar daki, hem de
Ortadoğu daki konumunu tahkim etmeye çalışmaktadır.