Şüpheli ölümün 65. Yıldönümü

Abone Ol

Millete hizmet

etmek istediğimiz için...

Cumhuriyetin 20

yıl boyunca Genelkurmay Başkanlığı görevini yürüten Mareşal Fevzi Çakmak,

1944 te yaş haddinden emekli edilmiş, bundan 2 yıl sonra siyasete atılmıştı.

Bunca yıllık askerliğin ardından geldiği noktayı şu cümleyle izah ediyordu:

Mevcut siyaset ve siyasi liderler beni siyasete girmeye mecbur etti.

Demokrat Parti

listesinden bağımsız girdiği seçimi kazanmış ve CHP iktidarı için büyük bir

risk olarak görülüyordu. Milletin Mareşal diye andığı Fevzi Çakmak, 1947 de

düzenlediği basın toplantısında, CHP propagandacıları beni kastederek O da,

Demokratlar da asılacaktır diyorlar. Evet. Bu gidişin sonunda ben de,

Demokratlar da asılabiliriz. Fakat şuna emin olsunlar ki, asılırsak sadece bu

memlekete ve millete hizmet etmek istediğimiz için asılmış olacağız.

ifadelerini kullanıyordu. Bu sözlerden 3 yıl sonra şüpheli bir şekilde ebedi

aleme göçtü.

Askeri okuldan mezun olmasıyla birlikte cepheden cepheye

koşan Fevzi Çakmak, yıkılan imparatorluğun sessiz çığlıklarını duyanlardan

biriydi. Anadolu ya hapsedilen milletin kurmaya çalıştığı Cumhuriyet in doğum

sancılarına yakinen şahitlik etti. Aralıksız 49 yıl boyunca taşıdığı üniformayı

çıkarıp, siyasete atılmıştı. Seçimin birini büyük bir oy oranıyla kazanmış,

ikincisine hazırlandığı dönemde hastalanmıştı. Kaldırıldığı hastanede yapılan

yanlış ameliyat sonrası, geçirdiği ikinci ameliyatla durumu normale dönmüştü.

Hastanedeki nehakat döneminde verilen yanlış kanla vefat etti. 

FEVZİ Çakmak, 12 Ocak 1876 da İstanbul Rumeli Kavağı nda

dünyaya geldi. Topçu Albayı Ali Sırrı ile Hesna Hanım ın oğlu olan Fevzi

Çakmak, ilk ve orta öğrenimini Kuleli İdadisi (Kuleli Askeri Lisesi) nde

tamamladıktan sonra 29 Nisan 1893 te Harp Okulu na kaydoldu. Teğmen rütbesiyle

28 Ocak 1896 da buradan mezun olan Fevzi Çakmak, daha sonra Mekteb-i Erkân-ı

Harbiye ye girerek 25 Aralık 1898 de Kurmay Yüzbaşı rütbesini aldı.

Erkan-ı Harbiye (Genelkurmay) nin 4. Şubesi nde bir süre

görev yaptıktan sonra 1899 da, 3. Ordu ya bağlı Metroviça da Sırp ve Arnavut

çetelere karşı mücadeleye katıldı. Miralay (Albay) rütbesine kısa zamanda

erişen Fevzi Çakmak, 1908 deki  İkinci

Meşrutiyet ilanında 35. Fırka Komutanı ve Taşlıca Mutasarrıfıydı. Arnavutluk ta

çıkan ayaklanmayı bastırmakla görevlendirilen Kosova Kolordusu nun Kurmay

Başkanlığı na 1901 da atandı. Trablusgarp Savaşı başlayınca Rumeli nin

savunmasıyla görevli Garp (Vardar) ordusunun kurmay başkanlığına getirildiğinde

takvimler 1911 i gösteriyordu. Balkan Savaşı (1912-1913) sırasında 21. Fırka

Komutan Vekilliği ve Vardar Ordusu Harekat Şubesi Müdürlüğü yaptı. Fevzi

Çakmak ın rütbesi Mart 1915 te mirlivalığa yükseltildi. 

İstanbul un İşgal Edilmesinden Sonra Anadolu ya Geçti

Fevzi Paşa, ferik rütbesiyle 24 Aralık 1918 den 14 Mayıs

1919 a kadar Osmanlı Devleti nin Erkan-ı Harbiye Reisliği (Genelkurmay

Başkanlığı) görevinde bulundu. Fevzi Paşa, 1. Ordu Müfettişliği, Askeri Şura

üyeliği, Ali Rıza Paşa ve Salih Hulusi Paşa hükümetlerinde Harbiye Nazırlığı

(Milli Savunma Bakanı) yaptı. Harbiye nazırlığı sırasında Anadolu daki milli

kurtuluş hareketine silah ve cephane gönderilmesini kolaylaştırmıştır.

Fevzi Paşa, İstanbul un 16 Mart 1920 deki işgalinin

ardından, 27 Nisan da Ankara ya geçtiğinde Mustafa Kemal Paşa tarafından

törenle karşılandı. TBMM nin birinci döneminde Kozan milletvekili oldu. İkinci

İnönü Muharebesi nin zaferle neticelenmesinin ardından 3 Nisan 1921 de rütbesi

TBMM kararıyla birinci ferikliğe (orgeneral) yükseltildi. Kütahya-Eskişehir

Muharebeleri nde mirliva İsmet Paşa komutasındaki Garp Cephesi ordularının

mağlup olmasıyla TBMM tarafından Genelkurmay Başkanlığı görevine de getirildi.

Başvekillik, Milli Müdafaa Vekilliği ve Erkan-ı Harbiye Reisliği görevlerini

hep birlikte yürütmeye başladı.

Genelkurmay Başkanı olarak Büyük Taarruz un askeri

planlarını hazırlayan isim oldu. Dumlupınar Meydan Muharebesi nin (30 Ağustos

1922) zaferle sonuçlanmasının ardından 31 Ağustos ta Müşirliğe (Mareşal) terfi

ettirildi. 

Genelkurmay Başkanlığı Görevinde 23 Yıl

Siyaseti bırakarak, askerlik mesleğine  devam etme kararı alan Mareşal Fevzi Çakmak,

Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği görevini 23 yıl yaptıktan sonra 12 Ocak

1944 te 68 yaşında emekli edildi.

Millî Şef İsmet Paşa nın tek potansiyel rakibiydi. İkinci

Dünya Savaşı nda yaşanan yokluklar, İsmet Paşa yı gözden düşürmüş, Mareşal i

milletin gözbebeği yapmıştı.   

Seçim Gezisi Dönüşü Hastalandı 

Demokrat Parti listesinden bağımsız aday olarak girdiği

1946 seçimlerinde İstanbul Milletvekili seçilerek,  22 sene sonra tekrar Meclise girdi. Fevzi

Paşa, partisinden istifa ederek, Osman Bölükbaşı yla birlikte Millet

Partisi nin kurucu üyeleri arasında yer aldı.

Fevzi Çakmak, bir gezi sonrası döndüğü İstanbul da

rahatsızlandı. Soğuk algınlığıyla ilgili yatırıldığı hastanede prostat

ameliyatı yapıldı. Yapılan bu ameliyatın başarısız olması sebebiyle ikinci bir

ameliyata alındı. Yapılan bu ikinci ameliyat başarılı geçmiş nekahet müddetini

de atlatmıştı. Ayağa kalkmış, taburcu olmayı bekliyordu. Fakat 10 Nisan 1950

tarihinde Mareşal Fevzi Çakmak hiç beklenmedik bir şekilde vefat etti. 

Eşi Fitnat Hanım, Şüpheli Ölümü Anlatıyor 

Mareşal in vefatından sonra Eşi Fitnat hanım, bir

gazeteye verdiği demeçte, kendisine yanlış kan verildiğini iddia ediyordu.

Üstelik kan veren operatörün dahiliye mütehassıslarına danışmadan bu işi

yaptığını söylüyordu. Niçin ve kimin emriyle kan verildiği bulunamadı. Bu

olayın üzeri ört-bas edildi. 

Milli Şef in en büyük rakibi Mareşal Fevzi Çakmak a

hastanede yanlış kan verildi. 

Fitnat Hanım eşinin ölümüyle ilgili olarak şunları

anlatıyor: 

Biz ameliyattan önce her ihtimale karşı on şişe kan

getirtmiştik.

Bu kadar kendi grubundan kan varken, doktor ameliyatın

ikinci günü Ankara ya telefon ederek nerden bulduysa bir şişe plazma getirtti.

Kan sıvısı. Nasıl geldi Plazma mıydı, kan mıydı, bilmiyorduk. Ameliyat iyi

geçmiş, Paşa günden güne iyileşiyordu.

İkinci ameliyat esnasında hastanede Nedime adında bir

hemşire belirdi. Bizimle yakın temaslar kuruyor, Benim ton ton paşam diye

hastanın sevgisini kazanmaya çalışıyordu.

Doktor bir gün hastanede yeni göreve başlayan Nihat

Anka ya bir plazma yapalım mı diye sormuş. İşin garip tarafı, aynı günün

öğleden sonrası konsültasyon yapmak isteyen doktorları içeri bırakmadı: Ben

muayene ettim. Herşey normal. diyerek konsültasyona engel oldu.

O sabah hastanın nabzını sayan Nihat Anka, nabzın normal

olduğunu söylemişti. Akşama doğru doktorlar heyetine giderek: Hastanın nabzı

düşüyor. Derhal plazma yapmamız gerekiyor demiş. Onlar da telaşla nabzına

falan bakmadan derhal gerekeni yapmasını istemişler. 

Ben odaya girdiğimde bir hemşire ile hastabakıcı kolundan

kan veriyorlardı. Biz heyecanla seyrediyorduk. Kan verme on dakika sürdü. On

dakika sonra sapasağlam Mareşal gitmiş, yerine başka bir adam gelmişti!..

Hastanede tek bir doktor bile yoktu. Mareşal titremeye

başladı. Ben haykırarak hastane müdürü İbrahim Bey e koştum. Doktorun evi

hastanenin yanındaydı.

İbrahim Bey geldi: Kim yedi bu haltı !... Gitti

Mareşal! dedi ve sonra Benim haberim olmadan tek iğne bile yapılmayacak

demedim mi ! diye bağırmaya başladı.

Günde otuz iğne yapılmasına rağmen 37 den 41 e çıkan

ateşi bir derece bile düşmedi. Ve bir hafta sonra: Allah, Allah... diyerek

öldü.

Öldüğü gün Ankara dan Derhal gömülsün diye bir emir

geldi. Ölüyü vermedim. 24 saat evde tutacağım dedim. O günlerde bu şüpheli ölüm

için savcılığa müracaat edemedik. Zaten Ankara dan gömülsün diye boyuna

sıkıştırıyorlardı.

O gün oyun havaları çalan radyoyu susturmak için nümayiş

yapan gençler, elleri kolları cop yaraları ve çürükleri içinde naaşı ziyarete

geldiler. Bize rüşvet teklif eden ve serumu yapan Dr. Fevzi Taner bir hafta

sonra Ankara dan son model bir arabayla döndü. O doktorun cenazesi de bu arabayla

bir sene sonra kaldırıldı.

Böylece ettiğini Allah tan buldu.(...) Şimdiye kadar

sustum. Artık millet hakikati öğrenmeli.  

Cenaze namazına yüzbinler katıldı

Cenazesi 12 Nisan 1950 de Eyüp Sultan Camii nden

kaldırılırken, cenaze namazında yüzbinlerce vatandaş bulundu. Cenazesi

İstanbul daki Eyüp Sultan Mezarlığında Küçük Hüseyin Efendi dergahı türbesine

defnedildi ve ailesinin isteğiyle Ankara daki Devlet Mezarlığı na nakledilmedi. 

Mareşal Fevzi Çakmak Milletin Umudu Olmuştu

Mareşal Fevzi Çakmak, Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği

görevini 23 yıl yaptıktan sonra 12 Ocak 1944 te 68 yaşında emekli edildi.  Millî Şef İsmet Paşa nın tek potansiyel

rakibiydi. İkinci Dünya Savaşı nda yaşanan yokluklar, İsmet Paşa yı gözden

düşürmüş, Mareşal i milletin gözbebeği yapmıştı.

 

Kronoloji

3 NİSAN        Karabük

Demir-Çelik  Fabrikası nın Açılışı (1937).

 4 NİSAN        NATO nun

Kuruluşu (1949)                    

4 NİSAN        Milliyetçi

Hareket Partisi Genel Başkanı Alparslan Türkeş`in Ölümü (1997).

6

NİSAN        Türkiye nin 6. Cumhurbaşkanlığı na  Emekli

Oramiral Fahri Korutürk ün

Seçilişi   (1973).

7 NİSAN        Sultan

I. Abdülhamit in

Vefatı ve

III. Selim in Tahta

Çıkması (1789).

8 NİSAN        Avrupa

Devletlerinin,   Bağımsız

Yunan  Devletinin  Onaylanmasını

                        Osmanlı

Devleti`nden    İstemeleri

(1830).

8 NİSAN        Şer iye

Mahkemeleri nin

Lağvedilmesi

(1924).    

9 NİSAN        Mimar

Sinan ın Vefatı   (1588).

9 NİSAN        Pruth

Seferi nin Başlaması

(1711).

10 NİSAN      Emniyet

Teşkilatının Kuruluşu

(1845)

10 NİSAN      Mareşal

Fevzi Çakmak ın

Vefatı (1950).

12 NİSAN      Ateşkes

Antlaşması nın Yürürlüğe

Girmesi ve Körfez

Savaşı nın

                       Resmen

Sona Ermesi (1991).

13 NİSAN      31

Mart Vak ası (1909)

15 NİSAN      Türk

Tarih Kurumu nun Kuruluşu

(1931).

17 NİSAN      Fatih

Sultan Mehmet in

                        İstanbul

Adalarını Fethi

                        (1453).

17 NİSAN      Türkiye nin

8.

                        Cumhurbaşkanı

Turgut

                        Özal ın

Vefatı (1993).

18 NİSAN      Körfez de

İran-ABD

                        Çatışması

(1988).

19 NİSAN      Hindistan da

Kongre Partisi nin,

Ülkenin, Hindistan

ve Pakistan   Olarak

İki Ayrı Devlete Bölünmesini  Kabul  Edişi

(1947).

20 NİSAN      1924

Anayasası Kabul Edildi

(1924).

23 NİSAN      Türkiye

Büyük Millet Meclisi nin

Açılışı       (1920).

25 NİSAN      Anayasa

Mahkemesi    Kuruldu

(1962).

28 NİSAN      Hilal-i

Ahmer Adının Kızılay a Çevrilişi          (1915).

30 NİSAN      Adolf

Hitler in İntiharı     (1945)