Sumud’un görevi şimdi başlıyor

Abone Ol

Günlerdir yolunu gözlediğimiz Sumud Filosu’nun uluslararası sularda korsan İsrail tarafından nasıl kaçırıldığını izledik ekranlarda. Elimizden gelen maalesef izlemek ve dua etmekti. Devletler, iktidarlar, gücünden övgüyle bahsedilen oluşumlar kılını kıpırdatmadı. Tıpkı Gazze’deki soykırımda takındıkları tavır gibi…

 

Korsanların büyükelçilikleri ülkemden kovulmak yerine korunurken Sumud aktivistleri katil ve korsan bakanlar tarafından terörist olarak yaftalanmaktaydı. Filistinlilere yapılanlardan farklı değildi aktivistlere yapılanlar da… Şiddet, taciz ve insani ihtiyaçlardan mahrum bırakma… Ardından büyük bir coşkuyla karşıladık Sumud aktivistlerini. 497 aktivistten 137 aktivist döndü elhamdülillah. Hâlâ korsanların hapishanesinde zorla tutulan ve kötü muameleye maruz bırakılan aktivistler var. Ve Gazze’deki soykırım halen devam ediyor. Kamuoyunda ise sanki Sumud’un görevi tamamlanmış gibi bir hava estiriliyor. Oysa Sumud’un görevi bitmedi.

 

Mavi Marmara nasıl hâlâ yaşıyorsa, Sumud Filosu da yaşayacak. Çünkü Sumud sadece bir filo değil etkileriyle birlikte tarihi bir dönüm noktasıdır. O gemide yaklaşık beş yüz insan vardı. O insanlar yaşadıkça, siyasi etkiler sürdükçe, umut diri kaldıkça Sumud da yaşamaya devam edecek.

 

Üstelik Sumud’un açtığı yolun izinden yeni filolar geliyor. Şu an Özgürlük Filosu yolda ve Gazze kıyılarına yaklaşıyor. Arkasından yeni filolar hazırlanacak. Çünkü Sumud surda bir gedik açtı. Mikeno gemisinin Gazze kara sularına girmeyi başarması bunun kanıtı. “Gazze’ye hiçbir şey giremez ve Gazze’den hiçbir şey çıkamaz” söylemi yıkıldı. Bu sadece bir deniz yolculuğu değil psikolojik bir eşikti. Dünya artık biliyor ki: “Abluka kırılabilir.

 

Mikeno gemisinin kaptanı, İsrail’in korsan gemileriyle adeta köşe kapmaca oynayarak bu eşiği aşmayı başardı. Fakat kendisine uzatılan mikrofonlara konuşmadı. Nedenini ise dostlarına şöyle anlattı: “Gerçek kahramanları unutturmanın bir parçası olmamak için basına konuşmuyorum. Çünkü gerçek kahramanlar Filistin halkı. Ve gerçek kahramanlar, İsrail hapishanelerinde açlık grevinde direnen erdemli arkadaşlarım. Ben gerçek kahramanları unutturmanın bir parçası olmayacağım.”

 

Düşünün… Zihinlerimizdeki Gazze ablukasını kıran, ablukanın fiilen aşılabileceğini gösteren geminin kaptan sessizliği tercih ediyor. Ama Sumud’a en küçük destek vermeyenler, bugün daha çok konuşuyor. Bu da işin ironisi.

 

Milli Görüş kadrolarının bu süreci büyük bir hassasiyetle yürüttüğünü de unutmamak gerekir. “Kaptan Saadet, Rota Selamet” muştusuyla filonun Türkiye ayağını üstlenenler onlardı. Daha birkaç ay önce, hazırlıklar başlarken “hayal görüyorsunuz” diyenler, “İsrail izin vermez, ablukayı kıramazsınız” imalarında bulunanlar, köstek olanlar, uğurlamalarda görünmeyenler bugün karşılamalarda boy gösteriyor. Oysa önemli olan boy göstermek değil, surda gedik açmaktır. Elhamdülillah, Sumud surda bir gedik açtı. Ama görevi bitmedi. Asıl şimdi başlıyor.

 

Kimse aktivistler döndü diye rehavete kapılmamalı… Aksine gözümüz ve dualarımız halen İsrail hapislerinde olan Sumud aktivistlerinde, şu an Gazze’ye yaklaşmakta olan Özgürlük Filosu’nda ve tabii ki Gazze’deki kardeşlerimizle olmalı. İnşallah Özgürlük Filosu’nun Gazze’ye kavuştuğunun sevincini yaşarız.

 

Vatana geri dönen Sumud aktivistlerine ise “geçmiş olsun” demeyeceğim. Çünkü onların yaptıkları şey, “geçmiş olsun” denecek bir hadise değil. Onlar soykırıma karşı dimdik ayakta duran cesur yürekler. Yüreklerinize sağlık. Hoş geldiniz.