Sözün bittiği yer!

Abone Ol

Dün gencecik 17 fidanı şehit verdik...

Her birinin ayrı öyküleri var...

Kimi sosyal medyada son olarak şiir yazdı, kimi Peygamber sevgisini dile getirdi.

Yazması kolay; Türkiyenin farklı bölgelerinde 17 ocağa daha ateş düştü.

Helikopterin nasıl düştüğü tam olarak belli değil.

Genelkurmay açıklaması da yeteri kadar fikir vermiyor.

Düştü mü, düşürüldü mü

Aslında böyle bir günde böyle bir soru da anlamsız kalıyor.

İki ucu pis değnek!

Özel hastaneler diken üstünde...

Nedeni, bu yılın başında uygulamaya giren SGK Sağlık Uygulama Tebliğinin (SUT) özel sağlık kuruluşlarına uyguladığı yüksek oranlı cezalar.

Öyle ki, küçük hastaneler ve Tıp Merkezlerinin birçoğu bu cezalar sebebi ile  kapanma noktasında.

Bu cezalardan birkaç örnek vermek istiyorum;

* Bu sözleşmenin (7.4), (7.6.3), (7.6.5), (8.5) numaralı maddelerinde belirtilen hükümlere aykırı davranıldığının tespit edilmesi halinde söz konusu maddelere ilişkin her bir fiil için ayrı ayrı 20.000 TL,

n SUTta belirtilen kurallar uyarınca Kuruma fatura edilmemesi gereken bir işlemin fatura edilmesi halinde bir fatura döneminde 3.000 TLden az olmamak üzere işlem bedellerinin 5 (beş) katı tutarında,

* Sağlık Bakanlığı veya Kurum mevzuatıyla, "tekrar kullanılmaması gereken tıbbi malzeme" olarak belirlenmiş olan malzemelerin, tekrar kullanımı halinde bedelleri ödenmez ve her bir kullanım için 10.000 TL,

* Denetimle görevli olanların görevlerini yapmasını engellemek amacıyla cebir ve tehdide başvuran SHSler, fiil daha ağır bir cezayı gerektiren ayrı bir suç teşkil etmediği takdirde Türk Ceza Kanununun 265 inci maddesi saklı olmak üzere 50.000 TL,

* Sağlık Bakanlığınca yasaklanan ilaç ve tıbbi malzemelerin verildiği ve/veya kullanıldığının tespit edilmesi halinde her bir ilaç ve tıbbı malzeme için 30.000 TL,

* Bozuk, zamanı geçmiş ilaç, kan ve kan bileşenleri ve/veya tıbbi malzemelerin verildiği ve/veya kullanıldığının tespit edilmesi halinde her bir ilaç, kan ve kan bileşeni ve/veya tıbbi malzeme için 30.000 TL,

* Sağlık hizmeti sunulmadığı halde Kuruma fatura edildiğinin tespiti halinde 10.000 TLden az olmamak üzere işlem bedellerinin 5 (beş) katı,

* Faturanın veya faturaya dayanak oluşturan belgelerin gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinin tespiti halinde 10.000 TLden az olmamak üzere işlem bedellerinin 5 (beş) katı,

* Fatura ve/veya eki belgeler üzerinde Kurum zararına sebebiyet verilecek şekilde tahrifat yapıldığının tespiti halinde 10.000 TLden az olmamak üzere işlem bedellerinin 5 (beş) katı.

Bu cezalar elbette geçmişte yapılan suiistimallerin bir sonucu. Ama yine de çok yüksek.  Bakanlık bu cezaları revize etmeli.

Peki, ama bu uygulamaya ne demeli

Ancak bir de Ofli Hocanın deyimiyle madalyonun öteki yüzüne de bakmak gerekiyor.

Kulağıma gelen fısıltılara göre, özel hastaneler çalıştırdıkları kadrolu doktorların SGK primini doktorlardan tahsil etmeye başladı.

Biraz daha açarsak; SGK, özel hastanelere doktorları asgari değil aldıkları ücretten gösterin uyarısı yaptı. Amaç, bu alandaki vergi kaybını önlemek.

Özel hastaneler ise bunun faturasını, kendi kasasından vereceğine doktorlardan karşılamayı tercih ediyor.

Bu kadarla kalsa iyi; Özel hastaneler, doktorlara verdiği ücretin bir kısmının karşılığında hizmet faturası talep ederek bunu gider gösterme yoluna gidiyor. Verdiği maaşın faturasını istiyor. Bu nedenle birçok doktorun bir de ayrıca muayenehane açmak zorunda kaldığı bana gelen bilgilerden...

Gördüğünüz gibi, iki ucu pis bir değnekle karşı karşıyayız...

Tansu Çillere çok üzüldüm...

* O, kırdığı tüm potlara rağmen, tüm zamanların en nadide gaflarına karşın, radyoların kapatılmasına direnen, bu uğurda yakasına siyah kurdela takan bir Genel Başkandı...

* O, merkez sağ partisini (DYP) baraj altında bırakmasına mukabil, istifa etme kabiliyetini gösteren ve onca, geri dön, geri dön terennümlerine kulak tıkayan, köşesinde (yalısında) oturan bir hanımefendiydi...

* Seçimlerden birinci çıkan ve Hükümet kurma görüşmeleri yapan Refah Partisi lideri Necmettin Erbakana tüm liderler mesafeli dururken, o tüm derin eleştirileri göğüsleyerek Refahyolu kuran bir liderdi...

* Ve o... Hepsinden öte özellikle Meclis Grup toplantılarında merdivenleri, bir profun deyimi ile keklik gibi sekerek çıkan, Yavuz Gökmenin ifadesiyle de Sarışın Güzel Kadındı...

Ve son fotoğraf karesi...

Tansu Çilleri, son olarak Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonunda ifade verirken gördüm.

Kilo almış, eskiden eser kalmamıştı...

Üzüldüm...

NOT: Bugün 11 Kasım 2012 Pazar... Uyan da balığa gidelim... İktidarın 2012 yılında yeni Anayasa vaadini sıcak tutmak adına... 2012den 10 ay 11 gün daha eksildi. Yeni sivil anayasanın yazımına başlandı, ilk cümleler ortaya çıktı... Ama bugünlerde tık yok... Başbakan Erdoğan, "Umutlar tükenmek üzere..." demeye başladı. Siviller, bu kez başarabilecek mi Takipçisiyiz...