Sorunlar yumağında sağlıklı düşünmek

Abone Ol

TOPLUM tam bir paranoya ruhu içinde. Kimse kendinden emin

değil, kimse huzurlu değil. Herkes gergin. Patlamaya hazır birer nesne.

Ölümlerin ardı arkası kesilmiyor. İnsanların ölümleri

arttıkça kanıksama baş gösteriyor. Artık sıradan bir duruma dönüşüyor.

İnsan kâinatta en değerli varlık. Bu varlığın korunması

yükümlülüğü bütün insanlık üzerinde. Özelde ise Müslümanlar daha çok

sorumludurlar. Çünkü sorumluluk bilincine sahiptirler. İnsanı öldürmenin ne

kadar ağır bir durum olduğunu bilirler. Bu kimseler cehennemlik olarak

tanımlanırlar. Bu, Müslümanlara özgü belirleyici kesin kurallar.

İnsanların ölümü ve öldürülmesi sıradanlığı giderek

belirginleşiyor. İnsana değer vermeyen kendini değerli saymasın ve kabul

etmesin. İnsanlık üzerine söylev çekenler önce kendi hallerini göz önünde

bulundursunlar. Ölen düşman olsa bile buna sevinilmez. Her ölüm insanlığın

yıkımı.

Dün Osmaniye de öğrenci servisi taşıyan araçta ölen gencecik

çocuklar masum. Onların gelecekte ne ve nasıl olacaklarını kimse bilemezdi,

Yahudiler Filistinli çocukları öldürüyorlar. Gelecekte onların karşısında

direnirler diye. Onlar daha çocukken teröristtirler onların nazarında. Belli

bir bölgeye mensup olanlar bu ölümler için sevinç duyabiliyor ne yazık ki. Bir

bölgede yaşanan bir felâket sonrası kendisini karşıt bir bölge olarak görenler

sevinç çığlıkları atabiliyor şu zamanda. Düşman öldürme sevincini yaşayanlar

bir gün bu felâketlerin kendi başlarına gelebileceğini hesaba katmalıdırlar.

Düşman öldüre öldüre düşman sayısını arttırdık. Ama bir o kadar da öldük ve

ölüyoruz.

On yıllardır terörün kökünün kazınacağı söylene gelir.

Hamasi demeçler verilir, söylevler atılır. Ama ne yazık ki azalacağı yerde

katmerlenerek artıyor.

7 Haziran 2016 günü İstanbul Vezneciler de onu aşkın

insan öldü.

Doğu ve Güneydoğu da her gün ölen onlarca insan var.

Teröre alet olanlar birer kukla ve zavallı konumundadır.

Öyle olmasa kendi milletini öldürmeye, kendi kentlerinin yıkılmasına neden

olabilirler mi Kültür kentlerimiz yerle bir. Bu kentler ne kadar modern

yapılarla yeniden donatılırsa donatılsın eski ruhtan tamamen yoksun olur.

Sorumluluk makamında olanlar bin kere düşünmelidirler.

Köklerini kazıyacak olan düşmanlarından ya da hasımlarından medet ummak

sorunları başta çıkmaza sürükler. Bölgemize terörü taşıyan, kökleştiren ve

İslâm milletini zıvanadan çıkaran ve patlama noktasına getiren nedenler

üzerinde nedense hiç durulmaz. Asıl vahim olanı da terörün kaynağı olan güçlere

teslim olunması. Bu bilinmeyen bir durum değil.

Müslümanların topraklarını işgal edenler, Müslümanları

terörist olarak niteliyorlar. Bir kesime terörist damgası vuruldu mu onlara

nefes aldırılmaz. İslam coğrafyasının tamamı böyle ve gözler önünde.

Ölen Müslümanlar, toprakları, yeraltı ve yer üstü

kaynakları ellerinden alınan Müslümanlar, yersiz yurtsuz bırakılanlar

Müslümanlar. Müslümanlara kendilerini koruma hakkı da verilmiyor. Direnince

terörist olarak nitelendiriliyorlar.

İnsan kutsal ve değerdir. Kutsallarına ve değerlerine

inanı kalmamış olanlardan elbette bir şey beklenemez.

Terör çok yönlü ve çok amaçlı bir hedefe doğru gidiyor.

Terör derken ulusların teröründen söz ediyorum. Emperyalizm terörü başını almış

gidiyor. Bunların kuklası olan yöneticiler onlar adına katliam yapıyorlar.

Bangladeş te idamlar sürüyor, Suriye de bir soy kırım var

Mısır da yıllardır haksız yere hapislerde tutulan ve çürütülen insanlar var ve

idama mahkûmdular.

Bu ölen insanlara kime acıyacak kime acımayacağız gibi

bir felsefi düşünüş içinde olamayız. Müslüman olan her insan ister kurban olsun

ister kukla bizim insanımız. Ne yapıp edip bu insanları bir araya getirmenin

çabasına girilmeli. Bir kere şu gerilim dili ve üslubu terk edilmeli ve bir

başlangıç yapılmalı.