SURİYE DEKİ çatışmaların birinci dereceden sorumluları
bir kenara çekilmiş ülkemize sığınan göçmenlerin sorunlarını doğrudan
Türkiye ye yıkmış görünüyorlar. Mülteciler ilk planda öncelikli olarak Türkiye,
Lübnan ve Ürdün gibi ülkelere sığınıyorlar. Ama esas yük Türkiye nin üzerinde.
Sayıları 2,5 milyonu aşmış olan sığınmacılara sahip çıkmak, ihtiyaçlarını
karşılamak kolay olmayınca ister istemez mültecilerin bir bölümü Türkiye den
kapağı Avrupa ülkelerine atmak için çeşitli yolları deniyorlar. Özellikle deniz
yolunu tercih ettikleri için Avrupa ya ulaşmak ümidiyle yola çıkanların önemli
bir bölümü denizlerde hayatını kaybediyor. Buna rağmen AB ülkeleri mültecilere
sınırlarını açmamakta kararlı davranıyorlar. Mültecilerin hayatını kaybetmesi
de AB ülkelerini fazlaca ilgilendirmiyor. Bu arada AB ülkeleri sığınmacıların
ülkemizde tutulması için yoğun bir baskı uyguluyor. Sanki Suriye deki
çatışmaları Türkiye başlatmış ve 5 yıl boyunca sürdürüyor ve bunun sonucu da
hayatta kalmak için ülkelerini terk eden insanları ülkesine davet ediyormuş
gibi bir tavır sergileniyor.
AB ülkelerinin sınırlarına tel örgüler çekmeleri,
sınırlarını bu yolla mültecilere kapatmaları, geldiğiniz ülkeye geri gidin
anlamına geliyor. Kısacası, mülteci sorununa çözüm bulmak durumunda olanın tek
başına Türkiye olduğu gibi bir yaklaşım sergileniyor. Suriye deki çatışmalardan
ve yaşanan felaketten birinci derecede ABD ve Rusya sorumlu ise ABD ile
birlikte Suriye nin bombalanmasında görev alan AB ülkeleri de sorumludur.
Suriye de yaşanan gelişmelerde Türkiye nin sorumluluğu en fazla dördüncü sırada
gelir. Buna rağmen mülteci sorunu konusunda ABD ve Rusya devrede yoktur. AB
ülkeleri ise mülteciler kapılarına dayanınca bu işi Türkiye ile çözmek, mültecilerin
Türkiye içinde tutulmasını sağlamaya çalışıyorlar. Buna Türkiye nin gücü yeter
mi Bir başka ifade ile Türkiye ye yapılacak bir miktar maddi destek ile
mülteci sorunu çözüme kavuşturulabilir mi Bu sorulara evet demek mümkün değil.
Çünkü ülkemize sığınmış olan 2,5 milyon mültecinin sorununu sadece para ile
çözmek mümkün değildir. Bir anda ülkemize gelmiş olan insanlarla birlikte
şimdiye kadar gündemde olmayan çeşitli sorunlarla karşılaşılmaktadır. Bu
bakımdan yapılması gereken iş AB ülkelerinin mültecileri ülkemizde
barındırmamız için baskı yapmak değil, özellikle ABD ve Rusya ya Suriye de
çatışmaları durdurmaları ve barışın sağlanması için baskı yapmalarıdır.
Suriye de çatışmalar devam ettiği sürece ülkemizdeki sığınmacıların ülkelerine
dönmeleri söz konusu olmayacağı gibi, yenilerinin gelmesi devam edecektir. Bu
yükü Türkiye nin tek başına üstlenmesini beklemek sağlıklı bir yaklaşım olamaz.
Özellikle de milyonlarca insanın ülkelerini terk etmek zorunda kalarak başka
ülkelere sığınmalarının yol açacağı sorunları para yardımı ile gidermek de
mümkün olmayacaktır.
Her ne kadar özellikle Almanya nın mülteciler konusunda
Türkiye nin görüşlerine yaklaştığı medyaya yansıyor olsa da sonuçta Almanya
ülkemizdeki sığınmacılar arasında seçme yaparak kalifiye olanların bir kısmını
almayı planlamakta, hiçbir mesleği olmayanları ise Türkiye ye kalacaktır. Böyle
olunca da Türkiye uğradığı göçmen akınını tek başına göğüsleyeme
zorlanmaktadır. Bu hususta özellikle BM gibi uluslararası kuruluşlar ile AB
ülkelerinin tavrında ortaklık görünüyor. Kısacası sığınmacılar konusunda da bir
Haçlı ittifakı söz konusudur ve bu ittifak kendilerinin sebep olduğu sığınmacı
akımının bedelini Türkiye ye ödetmenin peşindedirler.