Son veriler iyi şeyler söylemiyor...

Abone Ol

Geride bıraktığımız hafta içinde açıklanan Ağustosa ayı sınai üretim ve cari açık rakamları, ekonominin durgunlaşmaya devam ettiğine işaret ediyor. Mevsimlik olarak ekonomik hareketliliğin en üst düzeyde olması gereken bir dönemde bu durumun yaşanması belirsizlik ve kırılganlığı arttırarak beklentileri bozuyor. Ne yeni açıklanan Orta Vadeli Plana ilişkin gerçekçi olamayacak kadar iyimser görünüm, ne de enflasyon baskısını arttırma pahasına mali disiplini korumak adına alınmış kararlar durumu telafi edemiyor. Son haftalarda gündemde yer bulan gaz-fren tartışmaları bu son veriler ışığında değerlendirmek daha anlamlı olacak gibi görünüyor.

Ağustos ayında sinai üretimin bir yıl öncesine göre yüzde 1,5 gerilediği, ihtalatın küçüldüğü ortamda ekonomik büyümeden bahsetmek olası değil  2012 yılının ilk iki çeyrek döneminde sırası ile yüzde 3.3 ve yüzde 2.9 oranlarında büyüdüğü açıklanan Türkiye ekonomisi, üçüncü çeyrekte sıfır çekmeye koşuyor. Mevsimlik olarak ekonomik aktivitenin taban yaptığı son çeyre dönemde iyi bir ivme yakalama şansı ise giderek azalıyor. Gerek iç talebin gerekse dış talebin durğunlaşması sınai üretim cephesinde kapasite kullanımını geriletiyor, fazla mesailer azalıyor; borç-alacak zincirinde yaşanan sıkıntılar, böyle olmayacağı varsayımına göre gelen bazı siparişlerin iptali, parasal genişleme hamlelerine rağmen küresel koşulların düzelmemesi bu olumsuzlukta etkili olmuş gibi görünüyor. Tarımdaki durum ise daha iyi bir görüntü sergilemiyor; etten sonra saman ithalatının da başlaması durumun kritikleştiği kanatini güçlendiriyor. Hububat rekoltesi kötü, Ortadoğuda bozulan dış ilişkiler nedeniyle sebze-meyve ihracatı aksıyor; piyasa fiyatı artan maliyeti karşılamıyor ve genel durum hızla olumsuzlaşmaya devam ediyor. Başta inşaat olmak üzere hizmet sektörü de daha iyi bir görüntü sergilemiyor.

Yukarıda özetlemeye çalıştığımız genel tablonun bütçe gelirlerini azaltarak açığı büyütmesi, paranın devir hızını gerileterek karşılıksız çek-senet hacmini arttırması ve sorunlu kredi hacmini yükseltmesi kendi kendini besleyen olumsuz bir kısır döangü yaratıyor. Yumuşak inişin kontrol dışına çıkarak sert inişe dönüşmesi olasılığı güçleniyor. Bazı ürünlerde özel tüketim vergisini yükseltip enerji fiyatlarına zam yapmak ise iç talebi olumsuz etkileyerek bu olumsuz ihtimale geç verebilir.

Ekonomi yönetimi tarafından açıklanan Orta Vadeli Plan önümüzdeki üç yıl içinde ekonomiye ilişkin tüm değişkenlerin kontrollü bir şekilde daha iyiye gideceğini öngörüyor. Büyüme ivmelenecek işsizlik ve enflasyon gerilecek, hem bütçe açığı hem de cari açık küçülecek, tasarruf oranı artacak... Bunlarla birlikte herkes ayağını yorganına göre uzatıyor olacak!.. Eğer herkes günlük harcamalarında ayağını yorganına göre uzatacak ve yatırım tercihlerinde dikkatli olup aşırılıktan kaçınacak ise plan da söylenen eğilimlerin tam aksinin yaşanması kaçınılmaz olur. Burada büyük bir çelişki var... Galiba ekonomi yönetiminin tedbirli olmaktan anladığı şey herkesin düşündüğünden farklı: Yatırım ve tüketim açısından herkes aşarılıkları zorlayarak gaza basacak, ekonomi yönetimi ise ayağığın franden çekmeden aşırılığı kontrol altında tutmaya calışacak!... Bu aşamada sormak gerekiyor; eğer herkes, ya daha önce aşırılığı çok zorlamış odlmasına bağlı olarak veya tedbirli olmak amacı ile gaza basmaz veya basamaz ise ne olacak Ekonomi yönetiminin ayağının frende olmasının bir anlamı olabilir mi Bu ikinci olasılık gaza basalım diyenlerin ekonomiye ilişkin teşhisinin daha farklı olduğunu açığa çıkarıyor.

Ağustos ayı sınai üretim rakamı ve cari açığa ilişkin detaylar, yatırım-tüketim ve finansman cephesinin çok yorgun olduğu ve gaza basacak durumda olmadığını söylüyor. Eğer ekonomi yönetimi de gaza basmayıp ayağı frende bekleyecek ise daha çok uzun süre beklemek zorunda kalabilir. Suriye merkezli olarak Ortadoğu ile ilişkilerin gerilemesi ekonomi yönetiminin Orta Vadeli Planda benimsediği ana senaryonun gerçekleşme şansının büyük bir hızla erimesine katkı yapıyor. Geç kalınır ve panik içinde gaza basmak zorunda kalınır ise ortaya çıkacak yan tesirlerin büyüklüğü, daha iyiyi çok uzunca bir süre için unutmamızı gerektirebilir.