Muhalefet bir ay kadar önce, Soma kömür madeninin
güvenliği konusunda araştırma yapılması için Meclis e bir teklif getirmiş,
çoğunluk bunu reddetmiş Keşke kabul edilmiş ve en kısa zamanda araştırma
yapılmış olsaydı da bugünkü facia meydana gelmeseydi.
Bu son hadiseden sonra Sinop ta yapılacak nükleer
santrali düşünüyorum. Kömür madeninin güvenliğini koruyamayan bizler o korkunç
tesisinkini koruyabilecek miyiz Ya koruyamazsak Türkiye nin, Karadeniz
çevresinin, Ortadoğu nun işi bitiktir.
Muhalifler bu faciayı siyasileştirecek ve iktidarı
alabildiğine tenkit edeceklerdir.
İktidar kendisinde hiçbir suç ve kabahat görmeyecektir.
Medya alabildiğine geniş, yoğun bir acı edebiyatı
yapacaktır.
Bütün dünya acımıza katılmış Papa bile dua etmiş Dost
ülkelerde bayraklar yarıya inmiş, yas ilan edilmiş
Yüzleri kırış kırış olmuş ağlayan nineler dedeler.
Ağlayan, acılar içinde kendilerini yerden yere atan
eşler, kardeşler.
Ağlayan çocuklar.
Ağlayan halk
Ya Rabbi ne boş işlerle uğraşıyoruz Profesörün biri
tatlı ölüm demiş, onu protesto ediyor birileri.
Çamurlu çizmem sedyeyi kirletmesin diyen yaralı işçi
Avucundaki kağıtta Oğlum hakkını helal et diyen mevta
Fazilet gibi gösterilen Birkaç gün boyunca şarkı
söylememek ve dans etmemek kararları.
Niçin şöyle bir karar alınmıyor:
Üyelerinin dörtte biri muhalefet milletvekillerinden,
dörtte biri iktidar milletvekillerinden, dörtte biri haysiyetli uzmanlardan,
dörtte biri de gerçek âqillerden ve ziyalılardan oluşan fevkalade yetkilerle
donanmış bir tahkikat heyeti kurulsa ve bunlara âdil bir rapor hazırlatılsa
Sanırım biz bunu yapamayız.
Pamukova daki hızlandırılmış tren kazasında yüzden fazla
vatandaşımız ölmüştü ve tren makinistinden başka suçlu bulunmamıştı.
Kışın Kayseride cereyan korkunç otobüs kazasının
suçluları bulundu mu
İstanbul on küsur yıldan beri depremini bekliyor. Tedbir
alınıyor mu .. Hazırlık yapılıyor mu ...
ABD de otomobil sürerken telefonla konuşanlardan 150
dolar ceza alınıyor
Almanya da otomobilin kontağına basmadan önce emniyet
kemerini takmayan şoför ve yanındaki 70 euro ceza ödüyor.
Bizde öyle mi
Allah maden faciasında ölenlere rahmet eylesin. Yakınlarına
sabır versin.
Cümlemize de yeterli miktarda akıl fikir vicdan ihsan
buyursun.
* (İkinci yazı)
Alternatifsiz Türkiye
TIBBEN anlaşılıp açıklanamayan iyileşmeler vardır. Alexis
Carrell bunlardan birini Lourdes a Seyahat adlı kitapçığında anlatır Ölümü
beklenen nice hastanın âniden birdenbire iyileşip ayağa kalktığı görülmüştür.
Allahtan ümit kesilmez Lakin tıbbın ümit kestiği
hastalar vardır.
Bizdeki bazı hastalar böyledir. Onlardan ümidi kesen tıp
ilmi değil; strateji, tarih felsefesi, derin düşüncedir.
Din tefekkürü de bazı toplumlardan ümitsizce bahs eder.
Kural şudur: Âdil olan kâfir bir devlet ayakta durur;
adaletsiz bir İslam devleti yıkılır.
Türkiyemizde karma bir düzen vardır. Kemalizm temeli
üzerine kuruludur. Terkibinde Kripto Yahudilik vardır, Türk milliyetçiliği
vardır, muhafazakarlık, devrimcilik M. Kemal, Yunus Emre, Âkif, Nazım Hikmet,
biraz mehter davulu tozu vs
Türkiye macununun içinde neler yoktur ki Batıcılık,
Latincilik, Laikçilik, İslamcılık
1923 te kurulan Cumhuriyet başlangıçta, Halifesi,
hükümetinde Şer iye Vekili olan bir İslam Cumhuriyetiydi. Sonra bir yığın
boyaya girdi.
Bu sistemin, bu düzenin bu haliyle yaşaması zordur.
Beş ayı geçen bir zamandan beri yaşadığımız
Cemaat-İktidar sıcak savaşı, Türkiyedeki karma düzenin sonuna geldiği intibaını
veriyor.
Bugünkü biraz Atatürk, biraz İslam, biraz Yunus, biraz
Âkif, biraz Nazım, biraz laiklik ile buraya kadar.
Bu karma düzenini yerine koyacağımız bir alternatifimiz
var mı Bendeniz böyle bir şey göremiyorum.
Demokrasi mi .. Onun canına okumadık mı
İslam mı .. İslam düzeni vasıflı Müslümanlarla kurulur,
nerede onlar
Evrensel insan hakları mı
Millî kimlik ve kültür mü
1928 den önce basılmış Türkçe roman ve hikaye kitaplarını
okuyamayanların millî kimlik ve kültürüyle köy olmaz, kasaba olmaz.
Allah hiçbir ülkeyi, devleti, toplumu alternatifsiz
bırakmasın.
Kötü ve bozuk düzenin haram rantları ve kirli
nimetleriyle beslenen birtakım İslamcılar bu yazımdan hiç mi hiç
hoşlanmayacaktır. Çok tabiî karşılarım.
* (Üçüncü yazı)
Deveye Hendek Atlatmak
Lisanımızda deveye hendek atlatmak kadar zor tabiri
vardır. Zamanımızda bir kısım Müslümanlara laf anlatmak deveye hendek
atlatmaktan bin kere zordur.
Müslüman bir genç, liseye veya üniversiteye gidiyor,
milli eğitim bakanlığı bedava Osmanlıca kursları açtı. Hemen yazılın, bin
yıllık milli yazımızı öğrenin derseniz, aradan birkaç ay geçtikten sonra,
Osmanlıca kurslarına yazıldınız mı diye sorarsanız, yazılmamıştır.
Yine Müslüman imanlı bir gence beş vakit namaza
başlamasını söylersiniz size donuk gözlerle bakar namaza başlamaz.
Gıybet etme derseniz, o hiç tınmaz her gün birkaç saat
gıybet eder.
İnsanı manayı yükselten bütün teklifleriniz
temennileriniz tavsiyeleriniz yerine getirilmez.
Velhasıl, böylelerine güzel faydalı bir iş yaptırmak
deveye hendek atlatmaktan zordur.
On sekiz yaşında, lise sona giden bir genç. Elbette, yaşı
itibari ile birikimli ve tecrübeli değildir.
Altmış yaşında kültürlü birikimli tecrübeli olgun biri
ona şöyle yap, şöyle yapma, şunu öğren diye nasihat ettiğinde onun bu
nasihatleri tutması gerekir. Tutmazsa ileride pişman olacaktır ama iş işten
geçtikten sonra
Genç bir insan için faydalı öğütleri tutmamak çok büyük
bir kayıptır, zarardır.
Aklı çalışan zeki bir genç faydalı öğütleri tutar.
Allah ın kitabı Kuranı kerim kurtarıcı öğütlerle doludur.
Resulullah Efendimizin (salat ve selam olsun Ona) Sünneti
ve hadislerinde binlerce öğüt vardır.
Muteber ve güvenilir din kitaplarımız öğütler
hazinesidir.
Bu öğütleri tutmayan kişi akıllı görünse de ahmaktır.
Yahut aklı vardır, şeytana uymaktadır.
Ülkemizde artık çeşitli konularda yekûn tirajı milyonları
bulan on binlerce çeşit din ve nasihat kitabı vardır. Bunlar yayınlanır,
satılır ama içlerindeki nasihatler kabul edilip hayata uygulanmaz
Bu nasihat kabul etmezliğin, idraksizliğin, şuursuzluğun
kaynağı nedir.
Sanıyorum, ülkemizde yaygın bir haram yeme vardır.
Çocuk temiz ama babasının bilerek veya bilmeyerek haram
kazancı var çocuk da onu yiyor. Haram yemek insanın basiretini bağlar, aklını
köreltir.
Bir sebep de harama bakmanın yaygın hale gelmesidir.
Bir gencin selim aklı olacak ve o oğlum, kızım, imandan
sonra İslam ın ikinci temel şartı beş vakit namazdır, onu dosdoğru kıl
denilecek, o da bu öğüdü dinlemeyecek. Olacak şey değil.
Bir soru: Ülkemizde Müslümanlara önemli konularda gereği
gibi nasihat edilmekte midir Maalesef edilmiyor.
Hangi konularda nasihat edilmelidir:
1. Tashih-i itikat, yani inançların doğru olması.
2. Beş vakit namazın kılınması
3. Her Müslümanın ilmihalini öğrenip içindeki bilgileri
hayata uygulaması
4. Allah ile olan bütün ibadet ve işlerde ihlaslı olmak
5. Yaratıklara karşı adaletli insaflı olmak
6. Kötülükle çok emreden nefsini en büyük düşman bilmek.
7. Meşrep farklılıkları da olsa bütün müminleri kardeş
bilmek
8. Ahlaklı ve faziletli bir Müslüman olmak
9. Kur anın sünnetin şeriatın emrettiği şekilde dosdoğru
olmak
10. Âlim, arif hayırlı bir Müslüman olmaya çalışmak.
Tağutî şer kuvvetleri Müslümanları bozmak için gece
gündüz çalışıyor. Hakiki İslam hizmetkârlarının, insanları ıslah hususunda
onlardan daha fazla çalışması gerekir.
Kuru nasihatlerin etkisi olmuyor. Onların içine aşk şevk
samimiyet ihlas ilave etmek gerekir.
Okullarda mecburi din kültürü dersleri var. Bunların bir
faydası oluyor mu Bu derslerde namaz dinin direğidir, her Müslüman kılmalıdır
deniliyor ama bu öğüdü dinleyen var mı
Keşke bir Halka Nasihat Vakfı kurulsa, her vasıta ile
tesirli nasihatler edilse. Yüzlerce konuda broşürler kitapçıklar, afişler,
levhalar, TV ve radyo yayınları
Bu nasihatlere cemaatçilik, tarikatçılık, meşrepçilik,
holiganlık, militanlık karıştırılmasa.
Yapılan yayınlar ihlasla yapılsa. Müslümanların parası,
imkânı, hürriyeti, unu yağı var ama bu hizmet helvasını kim pişirip kotaracak.
Hizmet etme durumunda bulunan sorumlu bilenler büyük vebal
altındadır.
16.5.2014