Trabzonspor, Kayserispor u tek golle yendi. İlk bakışta
Trabzonspor un çok zorlandığı gibi bir kanı çıkabilir ortaya... Oysa bu
galibiyet o kadar kolay geldi ki sormayın gitsin. Trabzonspor takımı, özellikle
de ilk yarıda, rakip ceza alanı içinde, hatta altı pası içinde ortaya düşen serseri
toplara müdahale edebilseydi fark daha da büyük, galibiyet daha fiyakalı
olurdu. Ama sayısız ıska buna engel oldu.
Mustafa hoca aynı on birle çıktı sahaya... Yani galip
takım bozulmaz klasiği ile neredeyse... Son maçla aradaki fark mı Sol Bamba
yoktu, Orta alanda da Colman... Orta alan Zokora ve Aykut la rakibin ataklarına
karşı güçlendirilmişti. Adrian, Henrique nin arkasında, bir kenarda çaktırmadan
Malouda ve diğer tarafta da Yusuf... Rakip mi Dünkü çaylaklar ve topla
oynamayı seven bir dizi yabancı vardı. Hal böyle olunca da Trabzonspor
kalesinde ciddi tehlikeler oluşturmak pek mümkün olamazdı, olmadı da...
Pas yapabilen taraf Trabzonspor du... Şut atabilen, kenar
oyunlarını başta Yusuf la iyi tezgâhlayan da yine konuk takım idi. Ev sahibi
ise dediğim gibi çalım sevdalıların dalgası ile yetindi ancak.
Gelelim tribünlere... Yahu biz bundan böyle saha içindeki
futbolun dışında da yazmak ve konuşmak zorunda mı kalacağız hep... Tamam,
harika jestler yapıldı. 38. dakikada Trabzonspor konfeti, 61 de de Kayserispor
attı. Ancak ne var ki Trabzonspor un golü büyük bir tesadüf sonucu aynı
dakikada geldi. Sen misin Konfeti ile kutlandı sanıldı bir grup Kayserispor
tarafından... Ve bu dakikadan sonra tribünler birbirini protesto etti devamlı.
Maçı bırakıp o seslere kulak verdik ekrandan. İnsanın içinde istir istemez bazı
kuşkular doğdu. Acaba İstanbul un malum olayları oraya da mı sıçramıştı Hayır!
Maçı anlatan sevgili dostum Melih i arayıp durumu öğrendim. O da bana yukarıda
sözünü ettiğim durumdan protestoların kaynakladığı bilgisi ulaştırdı. Neyse...
Bu kadarla kalır umarım.
Maç sonrası ile ilgili bir dip notum olacak. Dip not ama
önemlidir bu futbolda... Trabzonspor takımının başta yabancıları olmak üzere
futbolcularının uzun zamandan beri bir galibiyet sonrası bu kadar sıkı fıkı
sarmaş dolaş olduklarına tanık oluyorum. Hayra alamettir sanırım. Üstelik de
büyük takımlardan birine karşı alınmış bir galibiyet de değildi bu...
Son kelimeler. Bu Yusuf, şayet, olmadık yerden, olmadık
zamanla şut atma tutkusunu törpüleyip daha takım uyumu içinde oynarsa, ülkenin
bir numarası olur derim. Yaş daha 19-20... Büyük ve parlak bir gelecek var bu
çocukta...