Münafıkların, müşriklerden daha çok sakınılması gereken
kişiler olduğunu önceleyip önlemler almadan sağlıklı bir sosyal hayata kavuşmak
mümkün değildir. Çünkü Cenâb-ı Allah şöyle sesleniyor Peygamberi aracılığı ile
bütün müslümanlara: Ey elçimiz Muhammed! Medine deki münafıklar senin yanına
gelip, Allah şahittir ki bizler senin Peygamber olduğuna iman ediyoruz diye
yemin ederler. Evet, senin Allah ın Peygamberi olduğun doğrudur, ancak Allah,
onların buna inandıklarına değil, aksine yalan söyleyip münafıklık yaptıklarına
şahittir (Münâfikun 63/1).
Onlar bu şekilde yeminler ederek gerçek yüzlerini
gizlemek, sûret-i haktan görünmek ister ve gizliden gizliye çeşitli faaliyetlerde
bulunarak insanları tevhitten uzaklaştırmaya çalışırlar. Bu davranışları
sebebiyle kalpleri büsbütün duyarsızlaşmış, tevhit çağrısına karşı kulakları
âdeta sağırlaşmış ve basîretleri körelmiştir. Yaptıkları şey gerçekten çok
çirkindir (2-3).
Görünüşlerine ve sözlerine bakınca onları gerçekten
samimi mümin zanneder ve sözlerine itibar edersiniz, ancak bu sadece onların
dış görünüşüdür. Zira onlar, tıpkı müşriklerin şefaatçi kabul edip tâzimde
bulundukları putlar gibi, gerçekte hiçbir işe yaramayan görüntüden
ibarettirler. Sana her vahiy geldiğinde, Allah gerçek yüzlerini gözler önüne
serecek diye telâşa kapılırlar. Ey elçimiz Muhammed! İşte sizin esas düşmanınız
bu sinsi münafıklardır, bu yüzden kendilerine dikkat ediniz ve sakın
görünüşlerine ya da sözlerine kanmayınız! Allah onları rezil edecek, müstahak
oldukları şekilde cezalandıracaktır. Nasıl da münafıklık yapmaktadırlar! (4)
Müminler onlara, Geliniz bu münafıkça tavırları
bırakınız ve peygambere samimiyetle iman ediniz ki o da sizden razı olsun,
imanınıza şehâdet etsin ve Allah ın sizi affetmesi için dua etsin! şeklinde
teklifte bulundukları zaman, buna yanaşmaz ve yaptıklarını inkâr ederler. Aynı
münafıkça tavırları sürdürmeye, olanca kibirleriyle hareket etmeye ve insanları
tevhitten uzaklaştırma çabalarına devam ederler (5).
Ey elçimiz Muhammed! Bu durumda onların bağışlanmaları
için dua edip etmemen bir şeyi değiştirmeyecektir. Zira Allah, onları asla
bağışlamayacaktır. Allah, böylesi münafıkları bağışlayıp cennetle
ödüllendirecek değildir (6).
Münafıkların münafıkça girişimleri
Kaldı ki onlar senin çevrendeki bazı yoksul müminleri
senden uzaklaştırmak için, onları maddî olarak zor durumda bırakmak ister ve
sana iman ettikleri sürece kimsenin onlara yardım etmemesini sağlamaya çalışırlar.
Oysa akıl erdiremedikleri husus şudur ki kendi malları ve mülkleri de dahil
olmak üzere her şey Allah tarafından bahşedilmiştir. Kâinatta var olan her şey
O nun mülküdür. Dolayısıyla onların bu çabaları boşunadır (7).
Münafıklar öylesine sinsi ve kin doludurlar ki iki
müslümanın arasında çıkan anlaşmazlığı fırsat bilip, onları birbirine düşürmek
amacıyla, güya mağdur olan tarafı desteklermiş gibi, Böyle haksızlık olur mu
hiç Bizler Muhammed e kendi kabilemizdeki insanlar tartaklansın, Mekke den gelen
şu sefiller tepemize çıksın diye mi inandık Ama Medine ye döndüğümüzde bunun
hesabını soracağız, kimin güçlü kimin zayıf olduğunu onlara gösterecek ve
onları geldikleri yere göndereceğiz şeklinde kışkırtıcı ve kin dolu sözler
söylemişlerdir. Bunu söyleyenler şunu iyi bilsinler ki gerçek güç ve kudret
Allah ındır ve onlar farkında olmasa da, elçimiz Muhammed ve ona samimiyetle
iman edenler Allah ın yardımıyla münafıklara üstün gelecek ve muzaffer
olacaklardır (8).
Müminlere nasihat
Ey elçimiz Muhammed e iman edenler! Sakın bu münafıkların
tahriklerine kapılmayınız! Maddî kazanç, kabile hırsı ve benzeri birtakım
Câhiliye dönemi alışkanlıklarına (Müreysî seferindeki su kavgası esnasında
biri muhacirlerden diğeri ensardan olan iki kişi kavga etmiş ve muhacirlerden
olan Yardım edin ey muhacirler! diye seslenirken diğeri de Yardım edin ey
Medineliler! diye seslenmiştir. Bunu duyan Hz. Peygamber ise, Bunlar Câhiliye
dönemine özgü yardım çağrılarıdır buyurmuştur. İşte bu âyette muhtemelen bu
olaya gönderme söz konusudur) geri dönüp sakın birbirinize düşmeyiniz! Elçimiz
Muhammed e samimi bir şekilde iman etmeyi sürdürünüz ve hesap gününü aklınızdan
çıkarmayınız. Unutmayınız ki münafıkların sözlerine kanıp Câhiliye kavgalarını
başlatanlar dünyada da âhirette de kaybedeceklerdir (9).
Dünya hayatında size bahşettiğimiz malınızı ve mülkünüzü
yoksullarla paylaşınız! Şunu iyi biliniz ki dünya hayatında ilâhî emirlere
uymadan yaşayanlar ölüm anı gelip çattığında pişman olacak ve Rabbim! Ne olur
bana biraz daha mühlet ver de, peygambere samimi bir şekilde iman edip senin
emirlerine uygun bir hayat yaşayayım! diye yalvaracaklardır. Ne var ki artık
iş işten geçmiş olacaktır; çünkü Allah ölüm vakti gelenlerin ölümünü
erteleyecek değildir. O, bütün yaptıklarınızdan haberdardır (10-11).
Münafıkların münafıklıkları yüzünden iki yakamızı bir
araya gelmiyor ve bu durum yüreğimizi yangın yerine çeviriyor. Allah, ehl-i
iman ve ehl-i tevhidi münafıkların münafıkça tavır ve münafıkça söylemlerinden
korusun!