Siyonizm’in ve Emperyalizmin Tehlikesini Görmeyenlere

Abone Ol

Büyük tehlikenin farkında olmayanlar ya da olmak istemeyenler bunu hafife almanın yollarını ararlar. Çeşitli bahanelerde bulunur, bunu tevil ederler. Gerekçeler uydururlar. Yüz yılı aşkın bir süredir Filistin’e yerleşmek isteyen Siyonist Yahudilerin bugün hangi aşamada, yerde oldukları görülmektedir. 1948 yılında kurulan Siyonist İsrail, Filistin topraklarının tamamını işgal etmenin çabası içindedir. Bugüne değin adım adım buraya kadar gelinmiştir. Burada durmayacağı sınırlarını genişleteceğini bir ideal olarak kendisine hedef olarak seçmiştir. Nil’den Fırat’a ütopik gibi görünüyorsa da, ki başlangıçta öyle idi, şimdi bu hedefine ulaşma çabası içindedir.

Bölgeyi küçük parçalara bölmekle başlanan bu süreçte, bu küçük devletçikler birbirleriyle çekişmekten, düşman olmaktan, ya da düşman olmadan ilgisiz kalmaktan başka bir şey yapmamışlardır.

Filistin konusunda duyarlı olan Lübnan’ın tersine yanı başındaki Ürdün İsrail’e hizmet etmektedir. Filistin’e giden yardımlara el koymakta ve hatta engellemektedir. Lübnan ise bir direniş içindedir. Çünkü bu savaş sadece Filistin’i değil, Türkiye dâhil bölgedeki hemen bütün ülkeleri de ilgilendiriyor.

ABD’de bir seçim süreci var. Bu seçimin malzemelerinden biri de onlar açısından Siyonist Yahudi ülkesidir. Emperyalizmin ortak çıkarlarının yanında, Müslümanları etkisiz kılmanın tek yoludur. Başkan adaylarındın Trump: “Haritada İsrail’in ne kadar küçük olduğunu görüyorum ve sürekli İsrail haritasını nasıl genişletilebileceği üzerinde düşünüyorum” diyor. Demek ki, bu savaşın hedeflerinden biri coğrafyada bir değişiklik yapılma süreci olmalıdır. Savaşın başladığı ilk günlerde Netenyahu bunu açıkça ifade etmişti. Bölgede önemli değişiklikler olacağını açıklamıştı. Bu bir başlangıç anlamına geliyordu.

Kendilerini, çıkarlarını korumaya alanlar ise bunları ne bilmek ne de duymak istiyorlar. Oysa bu büyük insanlık dramının yaşanmasının yanında asıl dram ve tehlike bölgenin tamamını içermesidir.

Bu büyük insanlık dramına çeşitli bahanelerle uzak duranların farkında olmadığı bu tehlikenin boyutlarının nereye kadar varacak olmasıdır. Türkler açısından burası bir Arap bölgesidir, bizi ilgilendirmez. Arap nefreti ve ırkçılığı başlıca nedenlerinden biridir. Bir diğeri Cumhuriyet ideolojisinin temelinde bulunan Yahudi Siyonist, masonik katkının oluş etkisi olarak da görülmelidir. Çünkü Türk milliyetçilerinin tamamında bu psikolojinin arka düşüncesi bulunmaktadır.

Kürtler, emperyalizmin kendilerine vaat ettiği bağımsız ve özgür bir devlet kurma düşüncesine kapılışları, ilgisiz kalmalarına ve hatta sonuçlarını iştahla beklediklerine dönük bir düşünce içindedirler. Terörün varlık nedeni de budur. Bölgede, sadece Türkiye değil bütün komşu ülkelerin ortak bir sorunudur Kürt varlığı. Türkiye, Suriye, İran, Irak bölgesinin ortak bir sorunudur. Kürtlere yapılanlara kayıtsız kalmak da başlı başına bir sorundur.

Suriye ciddî anlamda etkisiz kılınmış, kısmen ABD tarafından işgal altındadır. Siyonist Yahudiler sıklıkla Suriye’nin önemli kurumlarını, üslerini, bölgelerini bombalamaya devam etmektedirler. Bizi ilgilendirmiyor diye bu yapılanlara ilgisiz kalınamaz. Çünkü Suriye’nin yanı başında bir Türkiye vardır.

İşin asıl trajikomik yanı, Akdeniz’de Siyonist Yahudilere yardıma gelen donanmanın tatbikatına Türkiye gemilerinin dâhil olmasıdır. Şimdi bunun tevili, bahaneleri o kadar çoktur ki. Bir dokunun bin dinleyin. Ne bahaneler üretilir. Ondan sonra Şia ve İran gerekçe gösterilerek bin türlü bahane üretilir. Siyonizm’in ve emperyalizmin oyununu bozacak hiçbir girişimde bulunulmadığı gibi, birlikteliklerin önü kesilir.

Derdi olmayanlardan çare ummanın bir bahtsızlığıdır bu. Bu büyük tehlikeyi hafife almanın ırkçı bakışlıların bir yöntemidir bu.