Siyonist karakter

Abone Ol

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Siyonizm; dedeleri, Hz. İbrahim’in, İshak’ın, babaları Hz. Yakub’un İslam yolundan uzaklaşmış inkârcı Beni İsrail’in, İslam’ın yerine ikame ettikleri ırkçı ve batıl bir dindir. Bu batıl dine sapmış olan inkârcı Yahudilerin, karakterlerini oluşturan davranışları şunlardır. 1. Yahudiler yaşamayı, dünyayı, maddeyi çok sever, ölümden çok korkarlar. Uzun, süreli ve insan insana savaşı sürdüremezler. 2. İsrail halkı ve ordusu, insan gücü olarak azdır. Asker açığını kızlarla ve yer yer Amerika’dan getirdikleri paralı askerlerle kapatmaya çalışmaktadırlar. 3. Hıristiyanlara da düşman oldukları, insan haklarını çiğnedikleri, faşizan ırkçılıkları, tüm insanlığın kanını emdikleri, dünya kamuoyuna yeterince duyurulursa Batılılar dâhil, onları kimse desteklemez. Gazze’de yaptıkları soykırım, Batı’nın uyanmasına sebep olmaktadır.

4. Başta Amerika olmak üzere Avrupa, hatta Müslümanların yaşadığı ülkelerin çoğu yöneticileri bugün Yahudileştikleri için Siyonizm’i ve İsrail’i körü körüne desteklemektirler. Unutulmamalıdır ki, Siyonistlerden dost olmaz, her şeyden önce onlar kendi çıkarlarını düşünürler. 5. Allah’ın yardımı Siyonistlere ve işbirlikçilerine gelmez. Çünkü onlar, Kur’an’a göre; fesatçı, zorba, maddeyi ilâhlaştıran, azgın ve lanetli bir zihniyete sahiptir. Bu özelliklerin her biri, Allah’ın gazap ettiği şeylerdir. Zorbalıkları için silah ve teknolojilerine güvenenler bilmelidirler ki, maddi silahlar dayanıksız ve yetersizdir. Bu durum son İsrail İran savaşında görülmüştür. İran’ın füzeleri, onların demir kubbelerini delik deşik etmiştir. Şu Kur’an ayetleri üzerinde düşünmek gerekir. Haşr 13-14: “Sizin, Yahudilerin ve münafıkların yüreklerinde meydana getirdiğiniz korku, Allah’tan korkularından daha fazladır. Bu, onların anlayışı kıt bir toplum olması sebebiyledir. Onlar müstahkem şehirlerde veya siperler arkasında bulunmaksızın, müttefik orduları bile kursalar, korkularından sizinle savaşamazlar. Yahudilerin ve münafıkların kendi aralarındaki savaşları ise şiddetlidir. Sen onların birlik halinde olduğunu sanırsın. Hâlbuki kalplerinin atışları farklı, kafaları karışık, düşünceleri darmadağınıktır. Bu, onların akıllarını faydalı kullanamayan, gelişmemiş, cahil bir toplum olmalarından ileri gelmektedir.” Bu Kur’an ayetlerini okuyup anlayan hiçbir Müslüman ve yönetici, ABD ve İsrail’i stratejik müttefik edinmez.

MUHASEBE

Filistin toprakları üzerinde korsan bir İsrail devletinin kurulmasının, bu topraklar üzerinde yürüttüğü soykırım ve vahşetin sorumlusu, olup bitenler karşısında sessiz kalan, şuursuz Müslüman topluluklar ve yöneticileridir. Bu Müslümanlar ve liderleri, Kur’an’a hakkıyla kulak vererek, cihat görevinden kaçmasalardı, azgın zalimlerden korkarak, faizci kapitalist düzene rıza göstermeselerdi, İslam’ın adil düzenini ikame edip yürütselerdi, İslam birliğini kursalardı, bugün İsrail devleti diye bir devlet olmazdı. İsrail kurulmadan önce, Filistin çevresinde tampon ülkeler oluşturuldu. Muhalefetini kendileri seçen ve yönlendiren iktidarlar, çok uzun süre iktidarlarını sürdürürler. 1948 yılında İsrail’i Amerika’dan sonra ilk tanıyan ülkenin Türkiye olmasını bu millet unutmamalıdır. Türkiye’de iktidarlar, hâlâ da işbirlikçilik durumunu sürdürmektedir. İslam ümmeti, derin bir muhasebe yaparak, içinde bulunduğu gaflet uykusundan uyanmak zorundadır. Zulme rıza zulümdür. Zalimler Allah’ın kılıcıdır. Yoldan çıkmış toplulukları kendine getirir ve sonra da bu zalimleri yok eder.

İSRAİL İÇİMİZDE

İsrail sadece Filistin’i, Gazze’yi işgal etmiş değil, işgalin kapsamı çok daha geniş, zulmün boyutları çok daha derindir. İslam toplumu ve insanlık, madde bağımlılığı, kumar, zina ve içki ile aslından uzaklaştırılıyor, manen çökertiliyor. Faiz, haksız vergiler ve israf ile bütün imkânları elinden alınıyor, İsrail’e aktarılıyor, milletler Yahudi kölesi gibi görülerek sömürülüyor. İsrail; localarıyla, sinema ve medyasıyla, ticaret ve gıda mallarıyla, materyalist eğitimiyle, faizci kapitalist düzeniyle, Batı ahlakıyla, iliklerimize kadar girmiş, bizi kendisine zararsız bir mahlûk haline dönüştürmüştür. Yahudilerden mümin ve Müslüman olanlara, nasıl Yahudi denmezse, Müslümanlardan Yahudileşenlere de artık Müslüman denilmesi yanlış olur. Zira Müslüman, zulme rıza gösteren değil, zulme direnen kimsedir. Kâfir ve müşrik Hıristiyanlara, özellikle de Yahudilere ait Kur’an’da beyan edilen nice olumsuz özellik, bugün "Müslümanım" diyen toplumda hiç eksiksiz bulunmaktadır. Dolayısıyla Hıristiyan ve Yahudilere verilecek dünyevi ve uhrevi cezalar, Müslümanlardan onlara benzeyip taklit edenlere de verilecektir. Bu, İlahi adaletin gereğidir. Sünnetullah'ta; Allah'ın toplumsal kanunlarında bir değişiklik olmaz. İslamsız saadet olmaz. Bu söz mutlaktır ve toplumlar kendilerini İslam’la ıslah etmedikçe, Allah onların durumlarında bir değişiklik yapmaz. Dışımızdaki Yahudi’den daha tehlikeli olan, içimizdeki Yahudi’dir. Bizi perişan eden kalp ve kafamızdaki, el ve dilimizdeki küfür, günah ve zulüm ortaklığıdır. Maide 105: “Ey iman edenler, kendinize ve birbirinize sahip çıkın, duyarlı davranın. Siz doğru yolda bulunduğunuz, İslam'ı yaşayarak sebat ettiğiniz takdirde, başlarına buyruk hareket edip, hak yoldan uzaklaşanlar, dalaleti, bozuk düzeni, helaki tercih edenler size zarar veremezler. Hepiniz hesap vermek üzere Allah’ın huzuruna getirileceksiniz, işlemekte olduğunuz amellerinizin hepsini birer birer ortaya koyarak sizi hesaba çekecektir.” Bu ayeti her Müslüman anlayarak hayatına Kur’an ve İslam’la yön verdiği zaman, onlara hiçbir düşman zarar veremez.

KURTULUŞ YOLU

İçimizdeki ve dışımızdaki İsrail’den ve Yahudileşmiş kimselerin zulmünden kurtulmak istiyorsak, bunun günümüzdeki tek çaresi, Millî Görüş’e dönmektir. Millî Görüş’e dönmek demek, İslam kimliğine dönmek demektir. Temel kurallar şudur: “Bir toplum, kendini değiştirinceye kadar Allah onlarda bulunanı değiştirmez.” “Ey iman edenler! Eğer siz Allah’ın dinine teslim olup yaşarsanız, O’na yardım ederseniz, Allah da size yardım eder, ayaklarınızı davanızda sağlam tutar.” “Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer gerçekten iman etmişseniz, üstün gelecek olan sizsiniz.” İslam’ın gücü Allah’ındır ve bu gücü kimse yenemez. Selam hidayete tabi olanlara…