Siyasiler bereketin ne olduğunu bilir mi?

Abone Ol

BEREKET, hepimizin çok kullandığı bir kelime! Feyiz, bol

hayır, saadet, genişlik gibi anlamları var. İyi niyet ve Allah rızası için

yapılan bir işin sonunda, beklenenin üzerinde bir hayır ve faydanın

sağlanmasına yol açar. Bereket, rakamlarla ölçülemeyen bir manevi güçtür. İlahi

kudretin insanlara bir ihsanıdır.

Çağımızın en büyük olayı olan Milli Görüş hareketi, bize

bereketin ne olduğunu yakından gösterdi. İsterseniz bazılarını hatırlamaya

çalışalım:

1980 yılıydı. İktidarda AP Hükümeti vardı. Hayrettin

Erkmen Dışişleri Bakanı ydı. O günlerde İsrail, Kudüs ü başkent yapmaya

hazırlanıyordu. MSP nin uyarısına rağmen hükümet olaya ilgisiz kaldı.

Milli Görüş ün temsilcisi MSP de, Dışişleri Bakanı

hakkında, Milli menfaatlere aykırı bir dış politika izlediği, İsrail le gizli

görüşmeler yaptığı, zulme karşı pasif kaldığı gerekçesiyle TBMM ye gensoru

önergesi verdi.

MSP nin 24 milletvekili vardı. Fakat haklı davasında 450

üyeden oluşan Meclis ten 231 inin desteğini almayı başardı. Dışişleri Bakanı nı

düşürdü.

Bu olayı rakamlarla izah edemezsiniz. Hakikatin kendi

içinde tesir gücü vardır. Yüzde 50 oy, üçte ikiye yakın Meclis çoğunluğuna

sahip olanların, iktidar olup muktedir olamadıklarını dikkate alırsanız, bu

olayın anlamını daha iyi kavrarsınız.

İdeallerinden vazgeçen o zihniyet; ABD ye kadim dost,

stratejik ortak diyerek gezip dolaştı. Terörün kaynağı ülkelerle istihbarat

paylaşımı yaptı. Terörü azdırdı. AB Bakanlığı kurdu. Meclis i AB uyum

yasalarıyla meşgul etti.

MİLLİ GÖRÜŞ BEREKETİ

1996 da, RP koalisyon yoluyla iktidar oldu. Başbakan

Erbakan daha güvenoyu almadan çalışanların mağduriyetlerini gidermekle işe

başladı. Sendikalar yüzde 30 zam istiyor, yüzde 15-20 sonuç alırlarsa başarılı

olacaklarını düşünüyorlardı. Erbakan Hükümeti, Biz Milli Görüşçüyüz.

Çalışanları mağdur etmeyiz. Yüzde 30 yetmez. Memur maaşlarını yüzde 50

artırmayı kararlaştırdık dedi. İşçi, emekli, Bağ-Kur lu ve esnafın durumu da

aynı şekilde iyileştirildi.

Ana muhalefet lideri Mesut Yılmaz, Erbakan bu kadar

parayı nereden bulacak diyordu.

Erbakan Hoca, milli kaynakları harekete geçirdi. Denk

bütçe yaptı. Rantiyenin hortumlarını kesti. İsraf ve yolsuzluğa fırsat vermedi.

Türkiye ye bolluk ve bereket geldi. Önceki iktidarların bıraktığı dış borçlar

ödenmeye başlandı. O hükümet, ülkeyi öncü olma noktasına götüren başarılı

icraatları sebebiyle dış mihraklar tarafından düşürüldü.

                                                                      ***

AKP Hükümeti, 2013 başında AB nin yönlendirmesiyle Anne

Sütü Bankası kurmaya girişti. Bu, Müslüman bir toplumun genleriyle oynamak,

nesillerin tabii dokusunu bozmak demekti.

Saadet Partisi olaya şiddetle tepki gösterdi. İlim

adamları ve Diyanet i göreve çağırdı. Muazzam bir kamuoyu baskısı oluşunca

hükümet bu girişiminden vazgeçmek zorunda kaldı.

Yüzde 2 diye küçümsenen bir topluluğun tesir gücünü

görüyor musunuz Ülkenin her ferdinin birbiriyle sütkardeşi olmasıyla

sonuçlanabilecek bir tek bu tehlikeyi önlemek bile Saadet Partisi nin

varlığının Türkiye için ne kadar önemli olduğunu göstermiyor mu

SİZ GÖREVİNİZİ YAPTINIZ!

AGD Genel Merkez İmam Hatipler Komisyonu Başkanı Yavuz

Selim Dumangöz, bayramda CANSUYU Derneği nin Kurban Kesim Organizasyonu

kapsamında Bangladeş e gitti. Görevini tamamladıktan sonra, Cemaati

İslamiyye nin Genel Merkezi ni ziyaret etti. Ona Türkiye den sorulduğunda,

AGD nin çalışmalarını anlatmaya çalıştı. Dediler ki:

  Boşuna

yorulmayın. Sizin çalışmalarınızı yakından takip ediyor, moral buluyoruz. Siz,

Abdülkadir Molla ve Gulam Azzam ın idam kararına büyük tepki gösterdiniz.

İllerde, İstanbul ve Ankara daki büyük elçilikler önünde yaptığınız basın

açıklamaları ülkemizdeki baskıları hafifletti. Siz görevinizi yaptınız. Allah

sizden razı olsun!

İllerde, çok kere 50-100 kişiyle yapılan bu toplantıların

bereketini görüyor musunuz 200 milyon nüfuslu Bangladeş te yaşayan Müslüman

kardeşlerimizin yaralarına merhem oluyor; onlara yapılan zulüm ve baskıların

azalmasıyla sonuçlanıyor. Adil davranmak, hak ve haklının yanında yer almak o

kadar önemli ki

Erbakan Hoca hep hakkı üstün tutmasıyla bütün dünyaya

örnek oldu.

Hak, çok büyük güçtür. Allah hükmünde galiptir: Nice az

topluluklar, Allah ın izniyle çok sayıdaki toplulukları yendi (Bakara, 249).

Benim yanımda, haklı hakkını alıncaya kadar güçlüdür (Hz. Ebubekir R.A.).

Haksızlık yapanlar, mutantan görüntülerine rağmen daha

işin başında yenilmişlerdir. Müslüman zulme uğrayabilir, hakkı gasp edilebilir;

ama kesinlikle zulmedemez, kimsenin hakkını çiğneyemez.

Allah, ömrünü insanlığın saadetine adayan, bize hakkı

üstün tutmayı öğreten Erbakan Hoca mızı Peygamber Efendimize (S.A.V.) komşu

eylesin! Âmin.