Hatırlayınız lütfen; 1982 Anayasası ile eski politikacılara 10 yıl boyunca siyasi yasak getirildi.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit gibi Türkiye siyasetinin görünen, bilinen simaları siyaset minderinin dışına itildi ve yerlerine bir bakıma konjonktür partileri ikame edildi!
1982 Anayasası’ndan 5 yıl sonra bu yasakların kaldırılması gündeme geldi.
Dönemin başbakanı Turgut Özal liderliğindeki ANAP, sürekli 12 Eylül öncesini hatırlatarak “hayır” cephesindeki yerini aldı.
Uzun süre politika koridorlarında boy gösteren, “puro”suyla ünlü, eski devlet bakanlarından Güneş Taner’in “No, No” turuncu tişörtünü yaşı müsait olanlar hatırlayacaktır! Güneş Taner, diğer ANAP’lılar gibi siyasi yasakların devam etmesini istiyordu!
Referandumda oy pusulaları “evet” için mavi, “hayır” için ise turuncuydu.
Başbakan Turgut Özal, referandumda tarafsız kalacağını açıkladı, önce. Ama daha sonra, turuncu renge bürünerek yaz sıcağına da aldırmadan meydan meydan dolaştı.
ANAP’ın referandum sloganı, “Hayır’da hayır vardır!” şeklindeydi. Propagandalarda ise genellikle 12 Eylül öncesinin kaos ortamı hatırlatılıyor ve “Referandumda hayır deyin, 5 yıl daha kafamızı dinleyelim!” yazılı ilanlar, reklamlar gazetelerde yer alıyordu.
Siyasi yasaklarla ilgili referandum 6 Eylül 1987’de gerçekleştirildi. ANAP dışındaki hemen hemen tüm siyasi partilerin ortak mutabakatına rağmen evet oylarıyla hayır oyları arasındaki fark sadece binde beş oldu. Sandıkta 11 milyon 636 bin 395 hayır oyuna karşı, 11 milyon 711 bin 461 evet oyu çıktı.
Halk, 75 bin oy farkıyla eski siyasilere yeniden siyaset yolunu açtı.
Referandumun hemen ardından Başbakan Turgut Özal, baskın erken seçim kararı verdi.
***
* Siyasi yasak getirilen isimlerden Millî Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan başbakan seçildi. Erbakan Hocamız, kısa süreli başbakanlık koltuğunda efsane hizmet ve icraatlara imza attı.
* Siyasi yasak getirilen isimlerden Süleyman Demirel önce başbakan, ardından da cumhurbaşkanı oldu.
* Hakeza, siyasi yasaklı Bülent Ecevit, ileriki yıllarda başbakan olarak görev aldı.
* 1990’ların ikinci yarısında, İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı iken bir şiir okudu diye siyasi yasaklı olan, “Artık muhtar bile olamaz!” diye gazetelere manşet yapılan Recep Tayyip Erdoğan, önce başbakan, ardından da cumhurbaşkanı seçildi.
***
* Özetin özeti şudur: Siyasi yasaklar getirmek çözüm müdür? Değildir! Tam aksine siyasi yasaklar, bu yasakları getirenlere, sebep olanlara ilerde ayak bağı olmaktadır.
* Bugünlerde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na siyasi yasak konuşuluyor. Unutmamak gerekir ki, yukarıda da değindiğimiz üzere, siyasi tarihimiz, siyasi yasakların çözüm olmadığına ilişkin örneklerle dolu!
MESLEK SIRRI!
Yıl, 1981…
12 Eylül askeri darbesinden hemen sonraki yıllar…
TBMM lağvedilmiş, yerine 180 kişiden oluşan Danışma Meclisi kurulmuştu.
Askeri yönetim kendi mantalitesine göre, her ilden temsilci seçerek böyle bir Meclis oluşturmuştu.
Danışma Meclisi'nin en yaşlı üyesi Sadi Irmak (77), en genç üyesi Mehmet Pamak'tı (31). DM’nin yaş ortalaması da 52 idi.
Dönemin Gelirler Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Pamak, Çanakkale’den Danışma Meclisi üyesi olarak görev aldı. İnançlı, muhafazakâr bir isimdi ve askerler de bunun farkındaydı.
Danışma Meclisi’nin bazı toplantılarında konuşulanlar ertesi gün sağ kesimdeki bazı gazetelerin köşe yazılarında yer alınca, askeri darbenin başında bulunan, dönemin en kudretli ismi Kenan Evren işkillendi.
Kenan Evren, Mehmet Pamak’tan kuşkulandı. Bilgileri Pamak’ın sızdırdığına hükmetti; “Mehmet Pamak’ı o toplantılara artık almayın!” talimatı verdi.
***
Fakat daha sonra hiç beklenmedik, ilginç bir gelişme oldu; Mehmet Pamak’ın katılmadığı toplantıların ayrıntıları da aynı gazetenin aynı köşesinde yayınlandı!
Haydaaa! Bu da nereden çıkmıştı! Kenan Evren iyice şaşırmıştı!
Burada Evren, şu dersi aldı; “2 kişi arasında konuşulan artık “sır” olmaktan çıkmıştır!” Evren, şu dersi de almıştır: “Gazeteci ile uğraşılmaz. Gazeteci bir yolunu bulur ve istediği bilgiye bir şekilde ulaşır!”
* Yani, yasaklar da, yasaklamalar da bir yere kadar!
* Yani, yasaklar da, yasaklamalar da çare, çözüm değildir!
* Yani, kısacası gazetecilik deyimi ile ‘bu bir meslek sırrı’dır!”
BİR MÜTEVAZI KUTLAMA PROGRAMINDAN NOTLAR!
Maaile Dergisi 7. yaşına girdi.
Millî Gazete’de geçen gün hem Maaile Yayın Kurulu toplantısı yapıldı hem de “Maaile Dergisi’nin 7. yaşı dolayısıyla” mütevazı bir kutlama programı icra edildi. Programda görüşler, düşünceler dile getirildi. Bir özet vermek gerekirse;
* Ömer Yüksel Özek (Millî Gazete İmtiyaz Sahibi, Genel Müdürü): “Ben de eski bir dergiciyim. Maaile’yi yakından takip ediyorum, çok başarılı ve güzel bir yayıncılık yapıyor. Allah yolumuzu açık eylesin.”
* Mustafa Kurdaş (Millî Gazete Genel Yayın Yönetmeni): “Maaile dergisinin, ne yaptığını bilen, çok tecrübeli, tertemiz bir kadrosu var. Büyük bir tecrübe söz konusu. Erbakan Hocamızın kadın konferansları çok önemli. Maaile, buradaki umdeleri yerine getiriyor. Maaile, Milli Çocuk ve Fikri dergileri kendi alanlarında birer marka oldu, Elhamdülillah. Karakterli yayın yapıyorlar. Maaile’nin 7. yaşı hayırlara vesile olsun.”
* Ekrem Şama (Millî Gazete yazarı): “Maaile Dergisi’ni takip ediyorum. Çok takdir ettiğim bir dergi. En yakın zamanda Maaile ile ilgili bir yazı neşredeceğim Millî Gazete’de.”
* Elif Örs (Millî Gazete yazarı, Maaile editörü): “Maaile, sadece kadınların yazdığı bir dergi. Biz yazıyoruz, herkes okuyor. Toplantılara gittiğimizde Maaile Dergisi’ne çok büyük alaka olduğunu görüyoruz.”
* Nazmiye Gülbaş (Maaile yazarı): “Televizyonlarda ve diğer mecralarda özellikle aileyi yıkmak, çökertmek için programlar yapılıyor. Maaile Dergisi, bunun için çok önemli. Aileler, Maaile’ye abone olmalı.”
* Selime Sümeyye Abatay (Millî Gazete yazarı, Millî Çocuk editörü): “Aile, toplumun temel taşı. Ailenin mutlak surette korunması şart. Maaile Dergisi olarak ailenin korunması için çok değerli dosyalar hazırlıyoruz, röportajlar yapıyoruz.”
* Sabriye Bilgili (Maaile yazarı): “Maaile Dergisi, mezuniyeti olmayan bir okul!”
***
Maaile Dergisi’nin 7. yaşı hayırlara vesile olsun… Nice hayırlı yıllara…