Siyasi eşitliğe Rum tepkisi (3)

Abone Ol

Dört özgürlük üzerinde, yani insanların, ticari malların,

paranın ve iş gücünün serbestçe dolaşımı üzerinde kesin bir mutabakata

varılmış. İsteyen Kıbrıslı Rum, adanın istediği bölgesine özgürce

yerleşebilecekmiş, iş kurabilecekmiş, yerleştiği bölgede yeterli oy alabilirse

o devletin (Rumlar eyalet demeyi tercih ediyorlar) meclisine girebilecekmiş, hatta

bakan bile olabilecekmiş. Hayalin bu kadarına da pes doğrusu! Kıbrıs Türk

Kurucu Devleti Meclisinde Rum milletvekili ve Kıbrıs Türk Kurucu Devleti

Hükümetinde de Rum Bakan, örneğin Rum Savunma Bakanı olacakmış. Buna

Kantara nın keçileri bile güler.

Rumları temsilen müzakereler katılan ve isteklerini dile

getiren, arada yalan beyanlar da veren Anastasiadis in hayal gücünün sınırı

yok. Kendilerini adanın mutlak hâkimi sanıyorlar ve biz Kıbrıslı Türklere nefes

almayı bile lütfetmek gücüne sahip olmayı hedefliyorlar.

Anastasiadis e göre müzakerelerde çıbanbaşı olan

sorunların üçte ikisi çözülmüş ve üzerinde mutabakata varılmış, geriye kalan

üçte bir ise basit konulardan oluşuyormuş, çözüm an meselesiymiş. 

Çözüm an meselesi olmasına an meselesi ama niye 2018 den

evvel de çözüme ulaşılamazmış pek de anlayamıyorum. Anastasiadis zaten bilinen

bir alkolik. Güne viskiyle başlar, aralarda kahve veya çay yerine viski içer.

Öğleyin tarzını değiştirir ve yemekte kırmızı Limasol şarabı içer. Öğleden

sonra biraz kestirdikten sonra çalışmaya gene viski ile başlar. Akşam tercihi

Kıbrıs konyağıdır. Kışın sıcak sıcak ya VSOP e içer ya da 31. Çoğu zaman

dalgadadır Anastasiadis.

Bu nedenle de hem müzakerelerin çözüme çok yaklaştığını

söyler, hem de 2018 den evvel çözüm olmaz der. Kayıp şahısların KKTC deki

askeri bölgelerde aranması için talepte bulunur, Kıbrıslı Türklerin bir bizim

askeri kampta, bir sizin askeri kampta kazı yapalım önerisi karşısında da

yaygarayı basar, Kıbrıslı Türkleri AB ye ve BM ye şikayet etmekle tehdit eder.

1977 yılında Denktaş ile Makarios arasında

gerçekleştirilen I. Doruk Anlaşması nda, üzerinde mutabakata varılan ve son 39

senedir BM nin Kıbrıs müktesebatının temelini oluşturan iki Kurucu Devletten

(Eyaletten) oluşacak Federal Devlet kavramını kendi kafasına göre değiştirmiş

Anastasiadis. Dalgadaki kafası, dünya devletler tarihindeki örneklerde olduğu

gibi iki Kurucu Devletin (eyaletlerin) yeni bir Federal devleti oluşturacağına,

önce Federal Devletin hayata geçeceğini sonra da bu Federal devletin iki kurucu

devleti veya bölgeyi veya da eyaleti sonradan oluşturacağını söylemekte.

Kıbrıslı Türkler ellerinde tuttukları toprakları kesin

olarak iade edecekler ama biraz oyalanmaları ve sevinmeleri için de bu iade

süresi 8760 saat gibi binlerle telaffuz edilebilen çok uzun bir zaman dilimi

olacak. 

Ve en önemlisi de dönüşümlü başkanlığı asla kabul

etmediğimiz için Kıbrıslı Türkler hiçbir zaman, Kıbrıslı Rumların çoğunluğunu

oluşturduğu yeni devletin Cumhurbaşkanı olamayacak. Bu bizim kırmızıdan da

öteye, kırmızı değil kızıl çizgimiz dir diyor Anastasiadis.

Türkiye nin Garantörlüğünün kaldırılması ve Türk

askerinin tümden adadan ayrılması konusu ise Anastasiadis in cebindeymiş. Adeta

çantada keklikmiş bu konu ve daha şimdiden halletmiş. Müzakereler biter bitmez,

AB nin baskısı ve düzenbazlığı sayesinde Türkiye, Kıbrıslı Türklerin kurucusu

ve ortağı olduğu 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti üzerindeki Garantörlüğünden

vazgeçecekmiş, hem de Türk Silahlı Kuvvetleri, yeni devlet ilan edilir edilmez

pılısını pırtısını toplayıp gidecekmiş, yerine de 1964 yılında yaptıkları gibi

kruvaziye gemilerle, karı koca kıyafetinde ve rolünde Yunan askerleri

gelecekmiş, kimseye çaktırmadan...