Siyasette yeni dönem bugün ve yarın şekillenecek

Abone Ol

Partilerin milletvekili listeleri ile muhtemel ittifakların olup olamayacağı bugün ve yarın netlik kazanacak. Özellikle milletvekili aday listelerinin Yüksek Seçim Kurulu’na yarın 17.00’ye kadar verilmesi gerekiyor. Aslında, listelerin Yüksek Seçim Kurulu’na verilmesi hukuki sürecin tamamlanması olmakla birlikte listelere giremeyen ya da üst sıralarda yer bulamayan milletvekili adaylarının burukluk yaşaması, hatta bir takım kırgınlıkların, bununda ötesinde kopmaların gündeme gelmesi beklenebilir. Özellikle iktidar partisinde bu kırgınlıkların bazı belirtileri geçtiğimiz günlerde medyaya da yansıdı. Seçim süreci sonuna ertelenen bazı hesaplaşmaların söz konusu olması aslında fırtına öncesi havayı andırıyordu. Elbette, listelerin netleşmesi ile bir takım kırgınlıkların sadece iktidar partisinde olacağını düşünmek yanlış olur. Meclis’te grubu bulunan diğer partilerde de şimdiden bir takım açıklamalar gündeme geldi. Parti yöneticilerinin yenilenme olarak nitelendirdiği bazı milletvekillerinin aday gösterilmemesi, aday gösterilmeyen milletvekillerince daha farklı bir anlam ifade etmektedir. Kısacası, bu hafta siyasette bir taktım sert rüzgârların esebileceğini söylemek yanlış olmaz. Esen bu sert rüzgârların fırtınaya dönüşüp dönüşmeyeceği ise seçim sonrası netlik kazanacak.

Bu arada bugün ve yarın netlik kazanacak bir başka husus ise son zamanlarda sıkça dile getirilen bazı ittifak arayışlarıdır. Ne var ki, ittifakları zorlaştıran hukuki boşluk bu seçim döneminde de hükmünü sürdürmüştür. Hem yüzde 10 barajı muhafaza edilmiş hem de partilerin tüzel kişiliklerini koruyarak ittifaklar yapabilmesini sağlayacak hukuki düzenleme yapılmamıştır. Hâlbuki temsilde adaleti sağlamanın iki yolundan birisi seçim barajını düşürmek ise bir diğeri de partilerin tüzel kişiliklerini koruyarak seçim ittifakı yapabilmeleridir. Bunun dünya üzerinde pek çok örneği vardır. Dünyadaki başkanlık sistemi uygulamalarını görenler nedense seçim ittifakı uygulamalarını görmezden gelmeyi tercih ediyorlar. Pek çok ülkede bazı partiler seçim öncesi oluşturdukları ittifak ile seçime girebilmekte, hem taraftarları oylarını kendi partilerine verebilmekte hem de bu oylar ittifakı yapan partilerin aldığı oy olarak hesaplanmaktadır. Bu arada ittifak yapan partiler seçimlerden sonra nasıl hareket edeceklerini topluma açıklamakta, seçimlerin ardından da kimin kiminle koalisyon yapacağı gibi bir soruya gerek kalmıyor. Ne var ki, ülkemizde bir yandan istikrarsızlıktan şikâyet ediliyor, öbür yandan da seçimlerin ardından ortaya istikrarsızlığın çıkmamasını sağlayacak hukuki bir düzenlemeye gidilmedi. Çünkü partiler ille de tek başlarına iktidar olmanın şartlarını hazırlıyorlar, daha doğrusu darbeciler istikrar uğruna temsilde adaleti önemsiz gördüler. Darbeciler önemsiz gördüler de 12 yıldır tek başlarına iktidar olanlar temsilde adaleti önemsediler mi Seçimlerde yeni bir anayasa hazırlamak için 400 milleti isteyenlerin gündeminde başkanlık sistemi var ama temsilde adaleti sağlayacak seçim barajının indirilmesi ve çoklu seçim ittifaklarını hukuki bir statüye kavuşturma taahhüdü yok. Hâlbuki hem temsilde adaleti sağlamak hem de istikrarsızlığın önünü kesecek ittifakların sağlanabilmesi gerekiyor. Tek başlarına iktidar olanların bu konumlarını kaybetmeme arzusu var. Buna karşılık halkın oyları ile iktidar olmaktan ümidini kesen partiler ise sürekli olarak gerilimi körüklüyor, iktidara giden yolun gerilimden geçtiği bir tavır sergiliyorlar.

Kısacası, özellikle bugün ve yarın önümüzdeki dönemi belirleyici olacak.