Okurlar bazı önemli, daha doğrusu üzerinde durulacak
mailler göndermişler. Fazla uzatmadan başlayalım öyleyse
Hasan Baş isimli okurum, Fenerbahçe nin sayılmayan ya da
kayıp şampiyonluklarının açılımını istemiş. Gerekçe olarak bizim o kulübün
tarihini en iyi bilen olduğumuzu ortaya koymuş. Fenerbahçe nin sayılmayan
şampiyonluğu yoktur. Sanırım okurum kaybedilenlerden söz etmiş. Daha doğru bir
deyişle Yıldırım dönemindeki üç unvandan...
İlki Denizli de olmuştu. Yeni yorumcu Ümit Özat da
kehanette bulunup, Aziz Bey şike yapsaydı, o maçı bağlardı, biz de üçüncü
şampiyonluğu yakalardık dedi... Yahu Ümit o kadar topu boşuna mı oynadın sen
O maçta sahaya hangi koşullarda çıkıldı Denizlispor maçı kaybedip,
Malatyaspor, Gaziantepspor deplasmanında kazansaydı Denizlispor ikinci lige
düşecekti. Yani Fenerbahçe nin karşısındaki takım küme düşme tehlikesi ile
karşı karşıyaydı. Sahaya atılan konfetiler yüzünden maç 15 dakika sonra bitti,
Gaziantep teki maçtan Malatya yenilmiş ve düşmüştü. Fenerbahçe için koca bir
onbeş dakika vardı şampiyon olabilmesi için. Denizlispor kurtulmuştu. Ama Daum,
Anelka yı oyuna sokmayınca, Appiah iki metreden topu önce direğe vurdurunca,
sonra de auta atınca maç 1 1 bitti.
İkincisi Trabzonspor la Kadıköy de 1 1 biten maç.
Trabzonspor maçı ilk yarıda 1-1 e getirdi. Ya ikinci devre... Fenerbahçe
neredeyse 45 dakikanın tamamını rakibin ceza alanı içinde oynadı. Alex iki
metreden topu auta attı. Daum, 70. dakikada tam Semihlik olmuş maça Semih i
sokarken, yukarılardan gelen emirle vazgeçti ve maç 1-1 bitti. Üçüncüsünde ise
rakip ezeli rakip Galatasaray idi. Ve de onun da şampiyonluk şansı o maça
bağlıydı. Ne yani Galatasaray ayarlanıp Fenerbahçe mi şampiyon olacaktı
Yapmayın etmeyin. Palavralara, bebek senaryolarına, sözüm ona yorumcu diye
geçinen bilgi fukaralarına inanmayın.
***
Tolga Özbaş da Beyaz TV den söz edip, Başbakan Erdoğan ın Aysal a altı aydır
randevu vermediğini dile getirmiş. Terim i Milli Takım ın başına iktidarın
getirdiğini öne sürmüş. Eh, ben de diyeyim ki, Obama benim sayemde ABD başkanı
oldu. Yapmayın, etmeyin... Hele hele Beyaz TV dendiğinde tüylerim diken diken
oluyor. Tam anlamıyla artistik patinaj... Sözüm ona fikir çatışmaları... Geçiniz!
Şayet Terim i Başbakan Milli Takım a yolladıysa, nerede sizin Terim inizin dik
duruşu Olmaz, Galatasaray da dört yıldız ve beş sene üste şampiyonlukla rekor
hedefim var benim demesi gerekmez miydi İkincisi, Aysal ın altı aydır
Başbakan ın kapısı önünde beklediğini kim söyledi İktidarı da yeri geldiğinde
eleştirdik. Ne dedik Şahıslarla kulüpleri ayıramazsınız dedik. Futbol
Federasyonu genel kurulu yapısını değiştiremezsiniz futbol biter dedik... Spora
siyaset sokmayın dedik. TV Net teki programım neden bitti sanıyorsunuz
***
Köln den Murat kardeşime sevgiler. Uzak da olsak gönüller
bir olsun. Fikirler de birbiriyle örtüşünce de iyi oluyor.
Ömer Faruk Öztürk kardeşim, bir gün dostlarının da
katımıyla çay içmeye, sohbete davet ediyor beni... Kısmet olur umarım.
***
Disiplin Kurulu, Beşiktaş a dört maç, Slaven Bilic e üç
maç, Melo ya da iki maç vermiş. Eh, bakarsınız Tahkim hepsini sıfırlar. Bülent
Uygun için yapmadı mı Sonra da TFF yönetimi toplanıp kararını verecekmiş.
Yapmayın be, zahmet olur vallahi!
***
Sahi unutmadan bir daha... Olimpiyat Stadı nın
ölçülerinden... Sahanın eni 68 metre... Taç çizgisi ile çevre beton çevirmesi
arası da 1,5 metre... Etti mi 71 metre... Sekiz kulvar koşu pisti, artı
atlamalar için kum havuzu ve çevresi... Toplam 25 metre... Etti mi 96 metre...
Tribünlerin geriye doğru kıvrılarak yapılması gerekir. Çünkü görüş olimpiyat
içindir. Nereden baksanız 50 ile 60 metre. Etti mi toparlak hesap 150 metre...
Eh, gece saatlerinde bu mesafeden tünelden içeri girerken Melo nun çıkardığı
forma da rahat görünür ha... Pardon unutmadan... Melo ya tepki olarak topu
topu, kapısından girdiği tribünden atıla atıla bir pet su şişesi oldu. Hani
ekranların senaryocularına tüyo olsun diye...