Senaryo şöyle;
* Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ağustos ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde partisi tarafından aday gösterilecek ve en kötü ihtimalle ikinci turda Köşk’e çıkacak.
* Bu gelişmeye paralel olarak iktidar partisinde “gelecek” tartışmaları başlayacak ve bu durum bir kısım iktidar partisine mensup milletvekilleri arasında “derin kaygılara” yol açacak. Zira geleceğini “göremeyen”, ufukları tam olarak sezemeyen milletvekilleri arasında hemen her dönem bu türden “kıpırdanmalar” yaşanır.
* Tayyip beyin Köşk’e çıkmasından sonra haliyle Abdullah Gül Köşk’ten inecek. Ancak Abdullah Gül hemen partinin başına geçemeyecek. Milletvekili olmadığı için de Başbakan olması zaten mümkün olmayacak.
* Senaryodaki en kritik nokta, AKP’nin son MKYK toplantısında alınan “3 dönem kuralı”nın muhafaza edilmesi, değiştirilmemesi. AK Parti tüzüğünde bir milletvekilinin en fazla üç dönem görev yapabileceği kuralı, hem parti yönetimini hem de TBMM grubunu derinden etkileyecek. Bu şöyle bir tablo ortaya çıkaracak; “73 milletvekili gelecek seçimde, muhtemelen 2015 yılında yapılacak seçimlerde milletvekili olamayacak.”
* Özellikle bu milletvekilleri arasında homurdanmalar başlayacak. Bunların arasında bulunan “duayenler” ve “politika kurtları” boş durmayacak. Yeni arayışlar gündeme gelecek.
* Bu arada AKP Grubu içinden, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın çok güvendiği bir isim Başbakan olacak. Aynı isim olağanüstü toplanacak AKP Kongresinde Genel Başkan seçilecek. Ya da ikili bir sistem öngörülecek; Başbakan farklı, AKP Genel başkanı farklı bir isim olacak. Ancak her iki ismin ortak paydası, “Tayyip Erdoğan’ın güvendiği ve yakın kişiler” olacak.
* Bu arada halkoyuyla Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan, hükümet üzerinde olduğu kadar parti üzerinde de “dominant” etkisini sürdürecek.
* Gelecek seçimlerde AKP listesinden seçime giremeyecek olan parlamenterlerdeki “gıdıklanma” had safhaya çıkacak.
* Bu milletvekillerinin bir kısmı “yeni bir siyasi parti” sözünü etmeye başlayacak. 2015 seçimlerine yeni bir partiyle katılmanın şartları masaya yatırılacak. AKP’de kalsalar milletvekili olamayacak ve bir dönem ara vermek zorunda kalacak olan vekiller için bu “kurtuluş reçetesi” olarak takdim edilecek.
* Hatırlatmak gerekirse; siyasi partilerin milletvekili genel ve ara seçimlerine ve belediye başkanlığı ile belediye meclisi, il genel meclisi üyelikleri genel ve ara seçimlerine katılabilmeleri için “illerin en az yarısında, oy verme gününden en az altı ay evvel teşkilat kurmuş ve büyük kongrelerini yapmış olmalarının veya Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gruplarının bulunması zorunlu.
* Bir dönem ara vermek zorunda kalan AKP’li milletvekillerinin sayısı TBMM’de Grup kurmak için yasal sayı olan 20 milletvekilinin çok üzerinde olacağı için burada bir sorun görünmüyor. Velev ki, parlamento ya da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararıyla “erken seçim, “baskın seçim” gündeme gelmiş olsa bile…
* Bu senaryodaki en tartışılır hususlardan biri Köşk’ten inecek olan Abdullah Gül’ün bu yeni parti Genel başkanlığını kabul edip etmeyeceği. Abdullah Gül, yol arkadaşı Recep Tayyip Erdoğan’a daha yakın durarak böyle bir talebi red mi edecek Yoksa yeniden vekil olmak isteyen AKP’li parlamenterler ve bir kısım bağımsız milletvekillerinin da katılımı ile kurulacak yeni partinin başına geçecek mi Böyle kritik bir davet karşısında, “Bugünkü şartlarda siyaset planım yok!” tavrını sürdürecek mi
* Bir başka nokta da şu; Kaç milletvekili böyle bir senaryoda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı karşısına alarak yeni kurulacak partiye geçecek/geçebilecek.
* İşte şimdilerde Ankara’nın lacivert köşelerinde konuşulan, tartışılan, Ankara’yı şöyle derinden sarsan ve sallayan, yüksek sesle değil, sessizce dile getirilen senaryo bu. Bekleyip, göreceğiz…
Abdullah Gül Haşim Kılıç’ı neden istemez
Bugünlerde en çok konuşulan konulardan biri şu;
- Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AKP dışındaki partilerin “ortak” adayı olacak mı, olmayacak mı
Bu soru kafaları müthiş kurcalıyor.
Çünkü biliniyor ki, ortak aday gösterilmesi durumunda Haşim Kılıç’ın bayağı şansı var.
BDP, Başbakan Erdoğan’a Köşk’e aday olması durumunda destek vadetti, ya! İşte buna rağmen böyle bir senaryoda “fifti fifti” bir fotoğraf çıkıyor ortaya.
Yani, neredeyse yüzde 50, yüzde 50 gibi…
Seçim birinci turda sonuçlanmadığı takdirde ne olur
Recep Tayyip Erdoğan mı, Haşim Kılıç mı ipi göğüsler
Bu bir seçim, hiç belli olmaz. Ama kıt imkanlarına rağmen, hitabet gücü, etkileme sanatı Erdoğan kadar olmasa dahi yine de Haşim Kılıç Başbakanı zorlar…
Sahi, iktidar partisi AKP’yi kapatılmaktan kurtaran bu Haşim Kılıç değil miydi
Neyse…
***
Peki, bu sahneye Abdullah Gül ne der
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın Köşk’e aday olmasına nasıl bakar
Bence iyi/sıcak bakmaz. Neden mi
Çünkü Abdullah Gül bilir ki, Haşim Kılıç Cumhurbaşkanı seçilirse Recep Tayyip Erdoğan siyasi arenada kalacak.
Çünkü Abdullah Gül bilir ki, Haşim Kılıç Cumhurbaşkanı seçilirse siyasette yeni senaryoların gerçekleşme şansı yok gibi.
Çünkü Abdullah Gül bilir ki, Haşim Kılıç Cumhurbaşkanı seçilirse aşağıda rahat olamayacak.
***
Ama bir dakika!
Galiba bir seçenek daha var;
Haşim Kılıç Cumhurbaşkanı adayı gösterilse ve seçilse bile, “3 dönem kuralı” dolayısıyla Erdoğan siyasete bir dönem ara vereceğinden yine de “bir yol” görünüyor.
Zahmetli ve meşakkatli de olsa yeni bir yol…
Ne de olsa, “Yolların üzerinde bir yol daha vardır…”
Haydi hayırlısı…
NOT: Bugün 12 Mayıs 2014, Pazartesi… 1) Emekliler yılda 15–20 TL zamla, hâlâ sürünmeye devam ediyor. 2) An itibariyle asgari ücretli “nasıl geçineceğim ” diye feryat ediyor. 3) Bu parlamento ve mevcut AKP iktidarı, 2011’den bu yana verdiği yeni ve sivil anayasa sözünü yerine getiremedi. 4) 28 Şubat darbesi döneminde kapatılan, yoksul-zeki Anadolu çocuklarının barındığı Başbakanlığa bağlı Vakıf Öğrenci Yurtları hâlen kilitli. Otur, sıfır!