Biz Müslümanlarda; ev alana ve evlenene (düğün yapana) Allah yardım
eder diye bir inanış vardır. Öte yandan dünyada mekân ahirette iman
deyimimiz de meşhur. Bakalım bunlar realitede böyle mi
Türkiyede bugün bir ev sahibi olmak yukarıdaki yargılar kadar kolay
değil. Ev sahibi derken daireden bahsettiğimizi hatırlatalım. Yoksa öyle
dört başı mamur bir ev sahibi olmak Türkiye nüfusunun yüzde doksanına
nasip olmuyor. Devletin sosyal sorumluluk projesi adı altında yaptığı
dairelerde devleti yönetenlerin bir tanesi bile oturmaz. Oturamaz yani.
Sosyal sorumlulukmuş. Avuç içi kadar dairelerde hayat mı olur. TOKİnin
yöneticileri ve o binayı yapan müteahhit o dairelerde oturmuyor ya;
başkası ne yaparsa yapsın umurlarında mı İşte devleti yönetenlerin
devletin sosyal devlet ilkesini uygulamaya koyarak kendi
sorumluluklarını yerine getirmesi bu kadar! Yarım yamalak! Bir de her
vatandaşımıza ev veriyoruz diye hava atıyorlar! Bu mu ev Tavuk kümesi
kadar yere bir çuval para versin vatandaş, sen de git bununla hava at!
Evsizlere ev veriyoruz de! Gel sen otur bakalım ailenle, oturabilecek
misin! Bu yazının elbette tek amacı TOKİyi eleştirmek değil! Asıl
anlatmaya çalıştığımız konuya gelelim.
Ortalama bir Türkiye vatandaşı düşünelim. Söz konusu vatandaşımız
aylık bin (1000 Türk Lirası) TL maaş alıyor olsun. Bu vatandaşımız
faizsiz bir şekilde ev alabilir mi Kesinlikle alamaz. Bütün bankalar
faizlidir. Faizsiz hiçbir banka yok. Bir kere banka sistemi demek faiz
sistemi demektir. Hem bankacı olacaksın hem de faiz yemeyeceksin veya
vermeyeceksin; bunun mümkünü yok! Kâr payı denilen olay da faizdir. Bir
arkadaş anlattı; ismini vermeyelim bir katılım bankasından 60 bin
istemiş, bankadaki görevli 30 bin verirseniz olur demiş. Yani şöyle; 60
bin, kâr payıyla ediyor 90 bin, bu miktarın içinden kendi kâr payını
peşin istiyor banka. Hani faiz yoktu Normal faizsiz bir ticarette kâr
payı önceden alınmaz; sonradan kazanılır. Adına faiz dememek için böyle
bir yol tutmuşlar. Hani Kuran-ı Kerimde faiz alan da veren de aynı
hükümdedir (cezayı çeker) ifadesi var ya; ama bunlar kelimenin adını
değiştirip (faiz sözcüğünü kâr payı yaparak) aynı sistemi uyguluyorlar.
Peki, bu vatandaşımız kendi çalıştığı işyerinden aynı miktarı talep
etsin alsın maaşından da kesilsin, faize bulaşmasın desek en doğrusu bu
olmaz mı Olur! Ama nerede öyle bir işyeri Hangi kuruluş çalışanına
faizsiz daire parası verir Bu görülmüş müdür Eğer bu söylediğimiz
(doğrusu bunu ben söylemiyorum kitabımız Kuran söylüyor!) uygulansa ne
evsiz kalır Türkiyede ne de kredi bunalımına giren vatandaş olur.
Hiçbiri olmaz. Üstelik Müslüman olmanın gerekliliği de harfiyen yerine
getirilmiş olur. Hani zengin fakiri kollayacaktı, hani olan olmayana
yardım edecekti Nerede bunlar İşte şu kadar Müslüman işadamımız var
diye övünüyor Müslümanlar, peki bu kadar Müslüman işadamı var da niye bu
kadar evsiz Müslüman mevcut Bunu biri açıklasın! Türkiyede
milyonlarca evsiz aile varken falan işadamı örneğin Kenyaya şu kadar
yardım yaptı demenin bir anlamı var mı Komşusu açken tok yatan bizden
değildir diyen Peygamberin ümmetlerinin komşusundan hiç haberi yok! Önce
komşu! Daha doğrusu önce aile, sonra komşu, sonra mahalle, sonra şehir,
sonra ülke, sonra bölge ve sonra da diğer bölgedeki ülkeler. İslam dini
bunu emrediyor. Peygamberimiz; "Cebrail bana komşumun bendeki haklarını
öyle anlattı ki komşumu bana mirasçı yapacak sandım" diyor bir hadis-i
şeriflerinde. Ama bizde ise komşumuzu o kadar istemiyor veya tanımıyoruz
ki sanki düşmanımız! Gerçekten bu ne çelişki böyle! Hem Müslüman
işadamlarıyla övüneceksin hem de bir yoksula on kuruş yardımın
olmayacak; birçok İslami cemaat böyledir! Değil diyen ispat etsin!
Müslümanların zihni emlakçi zihni gibi olmuş. Ben İstanbulda yaşadığım
için biliyorum; emlakçiler genelde yalan söyler; evi bir an önce satmaya
çalışır; senin orada Müslümanca bir hayat yaşayıp yaşayamayacağın
umurlarında değildir. Kafaları parayla çalışır. Paran yoksa emlakçinin
kafası bile çalışmaz. Bırakın size ev satmasını satılık ev var bile
demez. Bu aynen bir cemaatin okullarında verdikleri öğrenci bursunu bile
zengin çocuklarına vermesi gibidir. Cemaat Müslüman ve İslami bir
hayatı savunuyor ama nedense yoksul çocukları hiç yer almıyor bu
cemaatte. Bu nasıl Müslümanlıksa!
Kimsenin Müslümanlığını sorgulamıyoruz. Ama nedir bu olanlar
Müslümanlık adına ahkâm kesenler -özellikle son derece teknolojik ve
modern dairelerde ve evlerde oturanlar- hiç düşünmüyorlar mı Kuran-ı
Kerimde sorulduğu gibi sorarsak; hiç düşünmezler mi Hâlâ
düşünmeyecekler mi