Sıkıntılar

Abone Ol

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimiz’e, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Milletimiz ve bütün dünya insanlığı, din ve düzen olarak İslam’dan uzaklaştığı için derin bir bunalım içindedir. Manen ve madden mutlu değildirler. Bunun sebebini Allah Teâlâ, Kur’an’da şöyle izah eder. Taha 124: “Kimler de benim övünç kaynağı Kur’an’ımdan, benim şeriatımdan, benim lütfumla kendileriyle ilgilenmemden, beni zikretmekten, bana şükretmekten yüz çevirirler, okunması ibadet olan Kur’an’ımı, şeriatımı, zikrimi engelleyici tedbirler alırlarsa, onların ekonomik ve ruhi sıkıntılar içinde geçen sosyal çalkantılarla dolu hayatları, geçim darlıkları, kabir azapları olur. Biz onları, kıyamet günü, mahşere kör olarak getiririz.” Bu ayet ışığında karşılaşılan sıkıntıları şöyle sıralayabiliriz. 1. Toplumsal Çatışma ve Kamplaşma: İç siyasette gerginlik, zıtlaşma ve kamplaşma bu durum iç huzuru bozuyor. Müzakere ortamı kayboluyor. Adeta düşman kamplarına ayrılıyoruz. Bu kutuplaşma, İslam’ı toplumsal ve kurumsal hayatın dışında tutmanın ilk yansımasıdır. 2. Terör: Sosyal dokunun, birlik ve beraberliğin bozulmasıdır. Bu terör karşımıza faiz, zulüm vergileri, kumar, içki, zina, israf, materyalist eğitim gibi insan fıtratına zara veren kötülüklerin sebep olduğu manevi ve maddi tahribat olarak da çıkar. Terör belasının her türlüsünden kurtulmanın tek yolu, din ve düzen olarak İslam’a dönmektir. 3. Bozulan adalet sistemi: Adalet mülkün temelidir. İktidar kendisini İslam’la şekillendirdiğinde adalet mülkün temeli olur. Yanlış hak anlayışlarına itibar edilen kapitalist bir düzende adalet, çıkarların korunduğu bir sürece dönüşür ve bu ortamda adalete güven kalmaz. 4. Materyalist eğitim keşmekeşi. Talim ve terbiye süreci Kur’an merkezli bir zihniyetle şekillendirilmediğinde, eğitim tam bir ifsat sürecine dönüşür ve okullar vasıflı insan yetiştirme yerine sadece diploma veren bir yapıya bürünür. İnançlı ve kaliteli bir nesil yetişmez. Bunun için, orta öğrenimde, sanatkâr ve usta yetişmiyor. Üniversiteler de ne yazık ki diplomalı işsiz insan yetiştiriyor. Vasıflı, kaliteli insan açığı da büyüyor. 5. Çelişkiler yumağına dönen dış politika: Siz ABD ve İsrail’i stratejik müttefik, AB’yi de tercih edilecek bir medeniyet olarak görürseniz, zalimlere dokunacak ateş, size de dokunacağından bütün izzetinizi kaybeder, zelil bir duruma düşersiniz. 6. Ekonomik darboğaz: Borç batağındayız. Sadece devlet değil, şirketler ve şahıslar da borç batağında. Artık yol tükendi. Bu böyle gitmez. Asgari ücret sefalet ücretine dönüştü. Gelir dağılımında büyük bir adaletsizlik var. Yine ekonomik kalkınmada coğrafi bir dengesizlik var. 7. Ahlaki ve manevi yozlaşma: Ahlaki ve manevi tahribat artıyor. Aile müessesesi çöküyor. Avrupa Birliği’ni medeniyet projesi olarak benimsediğimizden beri bu tahribat artıyor. Ahlaki değerler aşınıyor. Rüşvet ve yolsuzluk artıyor. İsraf ve savurganlık artıyor. Bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç vardır. Türkiye; Batı taklitçiliğinden Millî Görüş’e dönmeden bu sıkıntılardan kurtulamaz.

SAADET İKTİDARI

Böyle gelmiş, böyle gitmeyecek. Bu düzen değişecek. Türkiye; fert ve toplum olarak Millî Görüş’e döndüğünde, haliyle bu Saadet iktidarı anlamına gelir. Saadet iktidarında şu esaslara dikkat edilir. 1. Planlı ve programlı çalışma: Devlet Planlama Teşkilatı’nı tekrar kurulacak, problemler ve çözüm yolları uzmanlarla müzakere edilip stratejiler belirlenecek, orta vadeli planlar ve yıllık programlarla çalışılacağından keyfiliğe, ben yaptım oldu mantığına prim verilmeyecektir. Daima üretime öncelik verilecektir. Hedef; ülkeyi bütün dünya ülkelerinin daha ilerisine taşımak, adaleti kâmil manada tesis ederek huzur ve ortamını oluşturmak, ekonomiyi obezite hastalığından kurtararak, güçlenerek kalkınma, tarımda, sanayide ve teknolojide zirveye çıkarmaktır. 2. İş ehline verilecektir: Zira ehline verilen iş hem güzel, hem hızlı hem de az masraflı yapılır. 3. Hizmette ve yönetimde partizanlığa son verilecektir:

Dürüstlük ve doğruluk temel prensip olacaktır. 4. Emanete ihanet edilmeyecektir: İktidara emanet edilen kamu mallarına ve imkânlarına, yetim malına sahip çıkar gibi sahip çıkılacak, yenmeyecek ve yedirilmeyecektir. 5. Yolsuzluk, rüşvet ve iltimasa fırsat verilmeyecektir:

Bunu sağlamak için denetim mekanizmalarını güçlendirmek ve etkinleştirmek gerekir. 6. İsraftan kaçınılacaktır: Zira israf güve gibidir; siz farkına varmadan malınızı yer bitirir.

7. Adil bir düzen kurulur: Adaletin, kâmil manada tesisine, politik ve meşrep etkisinden kurtulmasına azami itina gösterilir. Zira inanıyoruz ki, adalet mülkün temelidir. 8. Saadet iktidarında hizmet kapısı herkese açık olacaktır. Herkesin, politik rakiplerin, hatta Saadet’e hasmane tutum içinde bulunanların bile, derdiyle dertlenilir.

BİZ

Biz Millî Görüşçüler, Allah’ın lütfuyla iktidara geldiğimizde, doğru hak anlayışını esas alarak, sıkıntıların tamamı için ilaç oluruz. Toplumsal barış ve huzur ortamını sağlayacağız. Terörün her türlüsüyle etkin ve çok boyutlu mücadele eder, terörsüz Türkiye’yi biz kurarız. Millî Görüş iktidarında hiçbir kötülük, yaşama imkânı bulamaz. Ahlak ve maneviyat önde giden bayrağımızdır. Ahlaki ve manevi tahribat aslında bir numaralı meselemizdir. Eğitim; aile yapısını güçlendirmek, ahlaki ve manevi değerleri ihya etmek için sil baştan ele alınacaktır.

Etkiden ve önyargıdan kurtulmuş bir adalet sistemini tesis edeceğiz. Adalet mekanizmasının, her türlü etki ve önyargıdan arındırılması gerekmektedir. Vasıflı insan yetiştiren eğitim modelini oluşturacağız. Eğitim müfredatlarını maneviyatçı bir muhtevaya kavuşturacağız.

Üreten ve kalkınarak büyüyen, adil bir ekonomik sistem kuracağız. Türkiye artık tüketim ekonomisinden üretim ekonomisine geçmelidir. Şahsiyetli bir dış politika izleyeceğiz.

Dış politikamızda “D-8”lerin “6” umdesi temel ilkemiz olacaktır. Duamız şudur: “Ya Rabbi; imanımızı kâmil, amellerimizi salih eyle, rızkımızı helalinden ve bol ver. Ya Rabbi, bizi hakkı Hak olarak, batılı da batıl olarak bilenlerden eyle. Selam hidayete tabi olanlara…