Şiir; şair ve şiir severleri edebi dünyamızda en kolay etkileyici bir duruma sahiptir. Her önüne gelenin okuduğu ve yazdığı şiirlere bakılırsa bu tespitimizin bir dayanağı olmalıdır. Bu bakımdan şiir eleştirisi önem kazanmaktadır.
Şair için eleştirilerin önemi şiirin niteliğinin açığa çıkması açısından bir mana teşkil eder. Yapılan tahlillerin şiirin şekil ve yapı bakımından açıklanmasından ziyade şairin o anki durumunu ifade etmesi ve daha sonraki zamanlarda tekrar yorumlanması şairin gizli kalmış ruh dünyasında daha başka bir gezinti yapılmasını sağlayacaktır. Bir şiirin mekân farklılığında değişik düşüncelere insanı sürüklemesi de şiirin farklı bir yanını ortaya çıkarır. Şiir metninin incelenmesi kadar şairin de şiirde var olup olmadığının görünmesi bir bakıma şiirde varlık mefhumunun irdelenmesi demektir. Metnin gizli kalmış yönlerini çözmek demek bir bakıma şairi anlamak açısından okur için de şair için de aynı anlamı, duyguları paylaşım demek de olmayabilir. Metinde bir örtüşmede olabilir, aynı duygular, düşünceler de ortaya çıkabilir de ama esas mesele şiirin tam olarak anlaşılabilmesidir. Bütün açılığıyla anlaşılabilen şiir, şairin bütün okurların anlayabileceği bir dili tercih etmesi, şiirdeki mananın zahire göre olamayacağıdır. Burada her şiir yorumlandığı gibi midir Gibi bir soru da karşımıza çıkabilir. Ya da her şiir tam manasıyla bilinebilir mi Şiirin şair için bir gizi olduğu da düşünülmelidir.
Kuşkusuz şairler şiirlerinde kendilerini görmek de isteyebilirler ancak hakikat her şair şiirinde kendini ne kadar görür ve gösterir Şiirin bir yanılsama sanatı olduğunu da düşününce şiirdeki mana müphemiyetini koruyacak demektir. Şiir yerine göre şairi ortaya çıkarmada bir yoldur da… Ancak önemli olanın koskoca bir soru işareti olarak kalabilmesidir. Bu bir bakıma şiirin kimliği de demektir. Bu demektir ki şiir; ne herkesin anlayabileceği kadar oldukça basit, sıradan, ne de fazlaca örtülü, ağır ve anlamsız olmamalı demektir.
Yazılan bir şiirde şairin kendisi metnin bir sorunu olarak görüldüğünde şiir kendi mecrasında değil demektir ki çoğu şairlerin düştüğü bir durumdur bu. Hakikat şu ki bu durum aslında şiirin değil ama şairin varlığını ortaya çıkarmaktadır. Bu durum da şiire zarar vermektedir. Şair kendi acılarını anlamlandırma yerine başkalarının acılarını ifade edebildiği müddetçe daha başarılı olur. Ancak kendi yaşadığı olaylar metnin oluşmasında şair için iyi bir mizansen olabilir. Olaylara bakış ve münderecat şiirin zenginleşmesi açısından önemlidir. Bu durumda şair hem yaşadıkları hem de üretkenliği yönünden sanatını iyi bir halde icra edebilmektedir. Toplumcu şairlerin başarısı bu bakımdan iyi etüt edilmelidir. Ancak sembollerle sığınarak ve alegorik şiirler yazarak ötelerde kendini bulabilir.
Şiirin bağımsızlığı şairin bağımsızlığıdır. Şiir kendini rahatça okutabilmelidir. Hırpalanmış, takıntılı ve sendromdan başka bir şey ifade etmeyen bir metinin bağımsızlığı olamaz. Bedbin bir ruh hali şiirde maraziye doğurur. Yani şiirde şair kendi ruh halini görmemelidir. Şiir, elbette sarsılacak ve sarsacak. İnsanı ya kendine getirecek ya da alıp bir yerlere fevkinde olmadan götürecek olmalıdır.
Şiirde en fazla yanılgıya düşüren husus anlamdır. Şiirin özü ile ilgili olan bu durum nasıl kavranmalıdır veya nasıl kavranmaktadır Okuyucu şiirde kendini gördüğünde, “tamam işte şiir budur!” diyebilir. Böyle bir şiir başarılı olarak da kabul edilebilir. Şiir bu anlamda insanları her açıdan iyi anlatabilmelidir. Şair ve şiir de anlaşılma problemi daima vardır. Şairin anlaşılırlığı gerçektende o şairin fikirleriyle mi bir ölçütlük taşımaktadır! Asgari müşterekleri şairle paylaşan okuyucu şairi bir anlamda dış yüzüyle tanır. Şaire yaklaşabilmesi kendi ruhuna hitap eden şiirlerin dışında ancak o kadardır. Kaldı ki bir insanı tanımanın zorluğu da ortadadır. Gerçi şairler hem hayatları hem de şiirleri irdelendikleri için tanıma kolaylığı da vardır. Fakat yine de her şey görüldüğü gibi olmayıp “taş yerinde ağırdır.”
Şiir, sihirli kelimelerle evrene bir bakıma yolculuktur. Şairin anlaşılmasını da bir ölçüde kullandığı kelimeler vasıtasıyla tanımak ve Anlamak mümkündür. Çünkü kelimeler o şairin kişiliğini ve kimliğini ortaya koyar. Adeta her kelime bir lisandır. Her lisan da kendi kültürünü kelimelerle ifade eder. Bu bakımdan şairler lisanı hal ile kendi mecrasında bizlere seslenir. Frenkas uyuşması nedeniyle de olsa bir şairi anlamak kolay değildir. Kaldı ki şairin yazdığı şiir kadar şairin o anki durumu da şiire etki eder. Bir şiirin iyi bir halde anlaşılabilmesi; şairin ruh yapısı, dünya görüşü, dış ve iç dinamikler, yaşadığı çağ, dönem, ekol ve toplulukların ve o anki şartlarına bağlıdır. Şiirin anlamında bir rüzgârdan da söz etmek gerekir. Zira moda denen fantezi her halükarda gelir şairleri de bulur.