1973 yılında benim bir Fransa maceram vardır.
İbrahim Ünal arkadaşımla beraber Fransa ya çalışmaya
gittik.
Kaçak yollardan hedef şehrimize vardık, iş bulduk, üç
yıllık oturma ve çalışma kartımızı da aldık.
İslam Enstitüsü imtihanını kazanınca ben okumayı tercih
ettim ve bütün haklarımı bırakıp geldim.
İbrahim le beraber gezerken küçük tuvaleti geldiğinde
Ben bir Fransız işi yapayım der ve yolun kaldırımına çıkar ve duvara işerdi.
Ben bir türlü yapamadım.
Ama ben bu Fransız işini bir kaç makalemde
tekrarladığımda bazı arkadaşlarım Ciddi mi, şaka yapmıyorsun değil mi
sorusuyla medeni Avrupa ya, özellikle Fransa ya yakıştıramıyorlardı.
Ama Karacaoğlan (1606-1679) yıllarında:
İndim seyran ettim Firengistan ı
İlleri var, bizim ile benzemez
Levin tutmuş goncaları açılmış
Gülleri var, bizim güle benzemez
***
Göllerinde kuğuları yüzüşür
Meşesinde sığırları böğrüşür
Güzelleri türkü söyler, çığrışır
Dilleri var, bizim dile benzemez
***
Seyr edüben gelir Karadeniz i
Kanları yok, sarı sarı benizi
Öğün etmiş, kara domuz etini
Dinleri var, bizim dine benzemez
***
Akılları yoktur, küfre uyarlar
İmanları yoktur, cana kıyarlar
Başlarına siyah şapka giyerler
Beyleri var, bizim beye benzemez
***
Karacoğlan eydür, dosta darılmaz
Hasta oldum, hatırcığım sorulmaz
Vatan tutup bu yerlerde kalınmaz
İlleri var, bizim ile benzemez diye bugünü bile
özetleyivermiş. Geçen yıl konferans vermek için gittiğimde yol boyunca duvara
işeyen bir kaç tane adamı görünce değişen bir şey olmadığını anladım.
Dünkü Hürriyet gazetesinin internet yayınında
http://www.hurriyet.com.tr/idrari-geri-puskurten-duvar-40028678
adresinde Londra nın doğusundaki Hackney belediyesi, gece
hayatının yoğun olduğu Shoreditch ve Dalston mahallelerinde bazı duvarları, idrarı
geri püskürten boyayla kapladığını, Hackney Belediyesi duvar ve kaldırımlardaki
idrarı temizlemek için senede 100 bin sterlin harcadığını haber yaptı.
İngilizlerin bu yaptığının ilk olmadığını idrarı geri
püskürten boya daha önce San Francisco da, ondan önce de Almanya da
kullanıldığını yazıyor.
İdrarları dışarı çıkandır.
İçlerinde taşıdıkları kinleri idrarlarından bin kere daha
zararlıdır.
Rabbimiz buyurur:
Ey iman edenler, kendinizden aşağı olanı (kâfirleri)
sırdaş edinmeyin. Onlar size kötülük yapmada kusur etmezler. Sıkıntıya
düşmenizi isterler. Onların (size olan) kinleri ağızlarından taşmaktadır.
Göğüslerinin gizlediği ise daha büyüktür. Size ayetleri açıkladık eğer akıl
ederseniz. (Al-i Imran süresi ayet 118
Daha yakın bir zamanda Afrika da öldürdükleri ve
öldürttükleri insan sayısı bir milyonun üzerinde.
Geçmişi unutmuşsanız, şu anda Irak ve Suriye üzerinden
Avrupa, Amerika ve Rusya nın Müslüman öldürmesi ve öldürtmesi dün, bugün oldu
ve yarın da devam edecek.
Mehmet Akif Ersoy merhum ne güzel özetlemiş:
Medeniyyet denilen maskara mahlûku görün:
Tükürün maskeli vicdânına asrın, tükürün!
«Medeniyyet!» size
çoktan beridir diş biliyor;
Evvelâ parçalamak, sonra da yutmak diliyor,
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahbe, hakîkat, yüzsüz.
Garb ın âfâkını
sarmışsa çelik zırhlı duvar;
Benim îman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir îmânı boğar,
«Medeniyyet!» dediğin tek dişi kalmış canavar
Allah şerlerinden emin kılsın.