Sessizliğin ağırlığı!

Abone Ol

Gürültünün hüküm sürdüğü topraklarda yaşamak ne garip,
Bağıranlar duyulur, susanlar unutulur,
Her sessizlik eksik sayılır,
Her yalnızlık suçlanır.

Bazıları vardır, bağırmaz, içinden konuşur,
Kalabalığa karışmaz, kenarda durur;
Ne düşmanlık taşır ne üstünlük arar,
Sadece huzurun ince sesine dokunur.

Sessiz kalan birine toplum hemen uzanır,
Ama şefkat değil, sorgularla;
“Neden böyle sessizsin?” der,
“Neden herkes gibi değilsin?” diye sorar.

Susmak bir kabahat,
Kalabalığa uymamak isyan sayılır,
Oysa kalabalığın içinde kendiyle yürüyenler,
Çoğunlukla yalnız yol alır.

Sıradan olmak aykırılıkla zedelenir,
Aynılığın kutsandığı yerde,
Başka renge bürünen lekelenir,
Sessizliğin altında kavi bir direniş gizlenir.

Zayıf sanırlar seni,
Çünkü bağırmazsın,
Haksızlığa yumruk değil mesafe koyarsın,
Anlatmaktan çok anlamayı seçersin.

Bilmezler ki en büyük cesaret,
Bir söz etmeden durabilmektir,
Dünyaya karşı kendin kalabilmektir,
Sesin değil, duruşundur seni güçlü kılan.

Ve bazen gürültüye karşı durmak,
Sadece susarak mümkün olur.