Siyasi çalışma yapanlar bilir çok tekrar edilen bir söz vardır “Bal tutan parmağını yalar” diye. Bu cümleden murat çalışmanın karşılığında maddi bir çıkar söz konusu ise bundan emeği geçenin de yararlanmasıdır.
Milli Görüş camiasının belki de yıllardır çalışma gayret ve azmini anlamayanlar en çok bu cümlenin esiri olan insanlardır. Zira diğer siyasi oluşumlar hep bu cümleden mütevellit olarak çalışmış ve daha sonra bir damlacık da olsa parmağına bulaşana razı olmuştur.
Milli Görüş partilerinin en güçlü olduğu zamanlarda yapılan seçim çalışmaları ile ilgili görüş serdedenler hep “ya bu kadar bayrak, afiş, insan vs. nereden geliyor bu değirmenin suyu, milyarlarca lirayı nasıl buluyorsunuz ” derlerdi. Oysa bilmezlerdi ki bu çalışmaya gönüllü katılanların bu dünyada bir beklentileri olmadığı gibi emeklerinin karşılığında para verilse de almazlardı. Hatta bu satırların yazarı da dâhil on binlerce insan cebinden para harcamış fakat delikli bir kuruş dahi kursağından geçirmemiştir. Fakat kendi bahçesinin çeşmesinden su içmeyi kafasına koymuş olanlar belediyelerde masa başı ya da başka işlerde çalışabilmek adına sıraya giriverdiler. İlk zamanlar hem işte hem de teşkilatlarda çalışanlar zamanla işlerinin yoğunluğunu bahane ederek teşkilatlardaki görevlerinden aflarını istemeye başladılar bir bir.
Zamanla arada sırada uğradıkları yerlere hiç uğramaz oldular. Derken herkesin malumu olan ayrışma sürecinde pek çoğu belediye başkanları ile birlikte yeni kurulan AKP’ye geçiverdiler. Gocunmadılar bile bu geçişten. Neticede evde çoluk çocuk ekmek bekliyordu, çocuklar kolejlerde okuyordu ve belediyedeki görevlerinden ayrılamazlardı. Sanki onlardan ayrılmasını isteyen olacaktı. Ama hep bir bahane buldular bu gidişe.
Gidişleri yetmedi gitmeyenlere diş bilediler. Hatta belediyeleri, çalışma alanlarını dar ettiler dava erlerine. Lafa geldiğinde onlar da Milli Görüşlüydüler. Hatta Erbakan Hoca’yı çok ama çok seviyorlardı. 2004’ten sonra pek çok belediyede kıyım yaşandı. Ya sürgüne yollandı davasına sadık olanlar ya pasif görevlere atandılar ya da işten el çektirildiler.
Siyasi rakiplerine mensup kişilere yüzleri göstermelik de olsa gülerken Milli Görüşlülerle hep didiştiler. Nedense hem yüzde birsiniz dediler hem de yüzde elli almışçasına rakip bellediler. Sindirebildiklerini sindirdiler. Diş geçiremediklerine ise vaatlerle ikna etmeye çabaladılar. Oğluna, kızına, gelinine, damadına vs. şirketlerde, taşeronlarda iş sözü verdiler. Şekerli su gösteriyorlardı önlerine engel çıkaranlara. Gençlik kollarından adam devşirerek gelecek nesillere nüfuz etmeye çabaladılar. Böylece hem partilerine yeni katılımlar sağlamış hem de en büyük rakiplerini akıllarınca zayıf düşürmüş oluyordular. Gönül bağı ile ikna edemediklerini göbek bağı ile saflarına katmayı arzuluyordular. Devir namusuyla geçinenin zor kazandığı, bir yolunu bulanların ise çuvalla para kazandığı bir devirdi.
Bu vaatlere kananlar da oldu, her şeye rağmen başparmağını havaya kaldırıp verdiği söze sadık kalanlar da. Milli Görüşlülerin inandığı doğrular değişmedi ama o doğrulara inandığını söyleyen nice insan çok değişti. Ve o inançlı, değişmeyen nesil 2. Yalta’yı gerçekleştirecek Allah’ın izni ile…
Minik bir tebessüm
Eşek
Adamın biri hayvanat bahçesine gitmiş. Bakmış ki bütün hayvanlar kahkahalarla gülüyor eşek yan gelmiş yatıyor. Adam bir anlam verememiş. Merakından ertesi gün tekrar gitmiş, bu sefer de bütün hayvanlar yatıyor eşek kahkahalarla gülüyor. Hayvanat bahçesi müdürüne sormuş:
- Dün bütün hayvanlar gülerken eşek yatıyordu, bugün ise bütün hayvanlar yatarken eşek gülüyor bu ne biçim iştir ne oluyor Müdür:
- Sormayın beyefendi dün zürafa bir espri yaptı eşek ancak bugün anladı.
İlgilisine Notlar:
• Akvaryum ne kadar büyük olursa olsun hiçbir zaman bir okyanus olamaz.
• “Dedi ki; sen şairsin elindeki bu taş ne Dedim ki; şair aşka boyun eğer zulme değil” Cahit Zarifoğlu
• Kendi hatalarını en iyi avukattan daha iyi savunanlar iş başkalarının hatalarına gelince birden yargıç oluveriyorlar.
• Kahveler mi değişti insanlar mı bilemiyorum ama bir kahvenin değil 40 yıl 40 dakika hatırı kalmadı artık.
• “İnsan amelde kusur ederse girdiği günahın affı için bir dertle imtihan edilir” Hz. Ömer
• Ülkemizin teknoloji devi! Türk Telekom üç haftadır bir telefon naklini gerçekleştiremediniz. Gerçekten devsiniz hem de iri cinsinden.