Seçim yaklaştıkta kamuoyu araştırmaları da artmaya
başladı. Bir yandan partiler son durumu değerlendirmek için özek araştırmalar
yaptırıyor, öte yandan araştırma şirketleri de bir de kendi pencerelerinden
durumu tespit etmek için araştırmalar yapıyorlar. Kamuoyu araştırmalarının iki
boyutu olduğunu, bunlardan birinin seçmenin tavrını tespit ederek ona göre
gerekirse yeni stratejiler geliştirmek, ikincisi ise seçmeni yönlendirmektir.
Bu durum tüm partiler için geçerli. Elbette araştırma şirketlerine yüksek
miktarlarda paralar ödeyerek araştırma yaptırma imkânı olmayan partiler için bu
değerlendirme geçerli değil.
Bu noktada dün açıklanan bir araştırma sonucunun üzerinde
durmak istiyorum. Değerlendirmede ortaya çıkan durum ilgi çekiciydi. Araştırma
koalisyon isteyenleri de istemeyenleri de memnun etmeyi öngören şekilde,
Seçmen tek başına iktidar istiyor ama koalisyona da eskisinden daha sıcak
başlığı altında verilmişti. Araştırma sonucu koalisyon istiyorum diyenlerin
oranını yüzde 46,8, tek başına iktidar istiyorum diyenlerin oranını yüzde 50,1
şeklindeydi. Koalisyon istiyorum diyenlerle istemeyenler arasında yüzde 3,5
gibi bir fark var. Kısacası, bu araştırma sonucu seçmenin koalisyonları bir öcü
gibi görmediğini ortaya koyuyor. Buna karşılık 7 Haziran seçimlerinin ardından
Meclis te temsil edilen 4 partinin tavrını düşündüğümüzde seçmenden çok
partilerin koalisyonu bir öcü gibi gördüklerini ve seçmeni bu yolla korkutmaya
çalıştıklarını söylemek yanlış olmaz. 7 Haziran seçimlerinin ardından partiler
arasında koalisyon görüşmeleri başladığında manzarayı, Partiler bir hükümet
kurmaktan çok nasıl kurulamayacağını göstermeye çalışıyorlar şeklinde
değerlendirmiş, bunun anlamının ise bir erken seçimi gündeme getirerek,
Seçmeni tek başına iktidara zorlamak olduğunu ifade etmiştim. Elbette,
seçmeni tek başına iktidara zorlayan partinin de öncelikli olarak iktidar
partisi olduğunu söylemeye gerek yoktu.
Bugün gelinen noktada partilerin tek başına iktidar olma
hedeflerinde bir değişiklik söz konusu olmamakla birlikte 1 Kasım da da 7
Haziran seçim sonuçlarına benzer bir netice çıktığı takdirde partilerin
koalisyon kurma konusunda eskiye göre daha gönüllü olduklarını söylemek
mümkündür. Çünkü yine bir koalisyon durumu çıkar da Meclis te temsil edilen
partiler önceki tavırlarını sürdürerek üçüncü defa seçimi gündeme getirmek yanlışını
yaparlarsa bu defa seçmenin öfkesi sandığı patlatırsa şaşmamak gerekir.
Seçimler, millet iradesinin sandığa yansıması demektir.
Böyle olunca seçmenden ille de tek parti iktidar çıkartmasını istemek, seçmeni
buna zorlamak millet iradesine saygısızlık olur. Seçimlerden çıkan sonuca razı
olunmayacaksa milletin önüne ikide bir sandığı koymanın bir anlamı kalmaz. Bu
noktada ilan edilen araştırma sonucunda bir başka hususa daha dikkat çekmek
istiyorum. Araştırmaya katılanların yüzde 28 i son dört yılda Türkiye nin iyiye
gittiğini söylerken yüzde 58,8 i kötüye gittiğini, yüzde 12 si ise fikrinin
olmadığını söylemiş. Bu sonuca bakarak seçmenin büyük bir bölümünün AK Parti
iktidarının icraatlarından memnun olmadığını söylemek yanlış olmaz. Bir adım
daha atarsak mademki AK Parti nin tek başına iktidarından yüzde 58,8 gibi bir
çoğunluk memnun değil o zaman bu seçimlerden tek başına iktidar nasıl çıkacak
Seçimlere az bir süre kaldığı bir noktada artık seçmenin
de çok fazla zorlanmasının bir anlamı kalmıyor. Şimdiden sandıktan ister tek
başına iktidar, ister koalisyon çıksın partilerin hem sonuca hazırlıklı olması,
saygı göstermesi, millet iradesine uygun davranması gerekiyor.