Özellikle Türkiye yi yakından ilgilendiren bölgesel
olaylarda, sahaya sürülen aşırı uçların taban kazanmaya çalışması karşısında,
farklılıkları bir arada tutabilecek barışçıl hamleler yerine, şiddeti şiddetle
bastıracak uygulamalarla farklı unsurları dolaylı yollardan desteklemek
sorunları içinden çıkılmaz boyutlara taşınmasına neden olabilmektedir. İşte bu
noktada, Eğit-donat uygulaması başta olmak üzere, ABD nin bir dediğini
ikiletmeyen uygulamalarıyla AKP İktidarı, ABD nin BOP, Vatikan ın başta İsrail için hazırladığı Decratum de Ludaeis deklarasyonunu daha sonra
diğer dinleri de kapsayacak şekilde nostra aetate (dinlerarası diyaloga)
dönüştürülmesinin ardından, bu projeye büyük destek verilmesi elbette ki büyük
hoşnutluk ortaya çıkarmıştır. AKP, sırf iktidarda kalma adına Batı ya hoş
gelecek her türlü adımı atmada tereddüt göstermediği gayet aşikârdır. Bunu da
uygulamalarıyla adeta perçinleştirmiştir. Türkiye, özgürlüklerin işleyiş biçimi
(modus operandi) bakımından bir yandan kusurlu demokrasiden sonra gelen hibrid
(melez) rejimler sınıfında Nikaragua ile birlikte alt sıralarda gösterilirken,
diğer yandan, bölge ülkeleri için model ülke olarak gösterilmeye çalışılması
ilginçlik arz etmektedir.
İktidar, kamuoyunun bıkkınlık ve memnuniyetsizlik ifade
eden açık tavırlarını örselemek amacıyla, siyasi refleksle hareket etmesi ve
iktidarı korumaya yönelik her yol mubahtır anlayışından hareketle, her alanda
baskın konumunu sindirme hareket ve iktidar olma saikıyla (güdüsüyle)
sürdürmeye çalışması büyük nakise şeklinde nitelendirilebilir.
AKP, siyasi fay hattının ilk defa bu seçimde iktidar
açısından tehlike arz edecek düzeyde hareket ettiğini fark ettiğinden,
Türkiye nin istikrarı vurgusuyla işi kotarmaya çalışmaktadır. Zira daha
önceki seçimlerde ortaya konulan ve içi bir türlü doldurulamayan vaatler
yığınını anımsatan benzer vaatlerin artık işe yaramadığı görülmüştür. Bunun
üzerine Başbakan Davutoğlu, bu sefer alelacele hazırlanmış otomobil ve uçak
gibi projeleri vaatler listesine dâhil ederek seçim propagandasını farklı
mecralara çekmeye çalışmıştır. Netice itibarıyla, seçim çalışmalarında
sınırlılık tanımayan AKP iktidarı, Sayın Erdoğan ın boşalttığı makamın bir
türlü doldurulamadığını ve bunun seçimin kaderini önemli ölçüde negatif olarak
etkileyeceğinin farkına varmış olması, AKP yi koruma endeksli yeni bir
politik güdüme sürüklemiştir. Bu da şimdiye kadar yapılan seçimlerde benzeri
olmayan yeni politik anlayış ve uygulamaları da beraberinde getirmiştir.
İşte bu aşamada, partiler üstü görev anlayışına haiz bir
makam sahibi olan Sayın Erdoğan ın, seçim öncesi meydanlara inmesi ve
iktidar-muhalefet eksenli yoğun propagandanın yürütüldüğü hassas bir seçim
döneminde en azından söylem bakımından bile olsa başkanlık sistemi gibi yeni
bir yol haritası ortaya koymaya çalışması dikkat çekicidir. Keza, eski başbakan
Adnan Menderes in toplumun nezdinde büyük kabul gören karizmatik gücüne rağmen,
eski Cumhurbaşkanı Sayın Celal Bayar ın, DP amblemli bastonuyla Demokrat
Parti nin seçim çalışmalarına aktif katılım sağlamasının asıl nedeni de, kendi
politik güç anlayışının içinde mündemiçtir. Nitekim Celal Bayar ın yakın
çevresi, Demokrat Parti nin Adnan Menderes ile değil, Celal Bayar ile var
olduğunu hep öngörmüş ve bunu her platformda dile getirmeye çalışmışlardır.
Bundan çıkarılabilecek anlam yüklü benzer uygulamalar söz konusu olsa gerek.
Sonuç olarak, seçim sonuçları ne olursa olsun, sandıkların açılmasıyla birlikte
yeni tartışmaları da beraberinde getireceği aşikârdır. Çünkü adil olmayan yüzde
onluk baraj sistemi yanında, barajı aşmak için ittifak yapan Saadet-BBP nin
önünde çeşit çeşit yeni engellerin ortaya konulması, seslerinin kısılmaya
çalışılması ve en önemlisi medya engeline takılmaları için azami gayretin
gösterilmekte olduğu gayet aşikârdır.
Bunun yanında, adil olmayan uygulamalar, kamu
imkânlarının seferber edilmesi, seçim tarafsızlığının ihlal edilmesi, devlet
gücünün güç gösterisi olarak kullanılması, hukuki uygulamaların hiçe
sayılması şimdiden seçim üzerinde ciddi derecede olumsuz etkiler yaratabilecek,
bir başka ifadeyle gölge düşürebilecek uygulamalar manzumesini oluşturmaktadır.