Bismillahirrahmanirrahim;
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a (C.C.) hamd ederim. Salât ve selâm, Peygamberimize, âline ve sahabelerine olsun.
Bir seçimi daha geride bıraktık. Saadet Partisi olarak bu seçimlerden %1,4 oy alarak çıktık. Alınan netice budur. Biz de Samsun’da aday olarak görevimizi imkânlarımız ölçüsünde yapmaya çalıştık. Samsun ilinden de %1,42 oy alındı. En yüksek oyu %3,24 ile Bayburt, %3,12 ile Batman’dan aldık. Saadet Partisi; imkânları ölçüsünde millete “faizci kapitalist düzenden” ve uygulamalarından hayır gelmeyeceğini ve çözüm olarak da “Adil Düzeni” önerdi. Sıkıntıları dile getirdi ve çözüm yollarını gösterdi. Milletimiz, bunların hepsini dinledi ve hak da verdi. Saadet Partisi, kimseye hakaret etmedi, kullandığı dil kucaklayıcı, kardeşliği sağlayıcı, uzlaştırıcı bir dil oldu. Saadet Partisi bu seçimlerde iki tür tavırla karşılaştı. Birinci tavır; AK Partililerin hiçbir ahlaki temel gözetmeden yaptıkları saldırlar ve hakaretlerdir. Çalışmalar esnasında bu AK Partili herhangi bir kimseye selam verdiğimizde: “Yanlış yapıyorsunuz, şehide kurşun sıkanlar ile birliktesiniz, Erbakan Hocanın kemiklerini sızlatıyorsunuz, Erbakan hoca hayatta olsaydı sizi keserdi, din düşmanı CHP ile birlikte oldunuz, ne yüzle milletten oy istiyorsunuz? Biz de yıllarca Saadet Partisi’ne oy verdik. Saadet Partisi çizgiden saptı, niçin Temel Bey Selahattin Demirtaş çıksın dedi, bu sözü siz nasıl söylersiniz! İhanet içindesiniz, dükkânımızı terk edin, bu sokakta yürümeyin, ne yüzle bu camiye namaz kılmaya geldiniz? Sizi bu dükkânda, bu sokakta, bu camide görmek istemiyoruz, Tayyip’i size yedirmeyeceğiz, utanın, Allah’tan korkun, Saadet’e verilen oylar CHP’ye, HDP’ye gidiyor, size yazıklar olsun…” gibi sözler ile tahkir edildik, saldırıya uğradık. AK Partililer bu seçimlerde sadece Saadet Partililere hakaret ettiler ve bunu zevk alarak yaptılar. Saadet Partisi’ni PKK ile aynı sepetin içine koydular ve toplum gözünde ötekileştirmeye çalıştılar. Uydurdukları yalanlar ile ürettikleri algılarla AK Parti’den Saadet Partisi’ne gidecek oylara engel olmaya çalıştılar. Bizler bu saldırılar karşısında sadece sabrettik ve yanlarından uzaklaştık ve onları sadece Allah’a havale ettik. İkinci tavır; Millet İttifakı mensuplarının, bunalan esnafın, düşünen insanların tavrıdır ki, bunlar Saadet Partisi’ne gereken nezaketi, ilgi ve alakayı gösterdiler. Bunlar toplumun çoğunluğudur. Bizi anlayan, dinleyen, anlattıklarımıza hak veren ve nezaketle uğurlayan herkese teşekkür eder, Allah’tan iki cihan saadeti dilerim.
OLAN OLACAK OLANDIR
Bir millet nasıl ise öyle idare edilir esası önemlidir. Her şey, bu kurala göre gerçekleşir. Müslümanlar olarak bizim hak kitabımız Kur’an-ı Kerim’dir. Bu kitap, bizim hidayet kitabımızdır. Bu kitap, bütün insanlığa bir açıklama ve inanan insanlar için “adil düzen yolunu” gösteren bir kılavuzdur. İnsan davranışları ile ilgili olarak Kur’an’da şöyle bir bilgi vardır. “İşte bu, (çıkan sonuç) ellerinizle yaptığınız yüzündendir, yoksa Allah kullara zulmedici değildir. (Bu gidişat) tıpkı Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin gidişatı gibidir. (Onlar da) Allah’ın ayetlerini (düzenini) inkâr etmişlerdi de Allah onları günahları sebebiyle yakalamıştı. Allah güçlüdür. O’nun cezası şiddetlidir. Bunun sebebi şudur: Bir toplum, kendilerinde bulunan (adil düzeni, faizci kapitalist nizam ile) değiştirmedikçe, Allah onlara verdiği bir nimeti değiştirmez ve şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.” Bu bilgi doğrultusunda gerçekleşen olaya bakıldığında millet, razı olduğu “faizci kapitalist nizamı” yürüteceğim diyen Recep Tayyip Erdoğan’ı tek kişilik hükümet yetkili olarak Cumhurbaşkanı seçmiştir. 16 yıllık iktidarında “faizci kapitalist nizamı” yürüten Erdoğan, bu tek kişilik hükümet döneminde bu faizci düzenin bütün gereklerini yerine getirmeye devam edecek ve olacak olanları hep birlikte yaşayacağız. Eden bulur. Şerden hayır çıkmaz. Bu gerçektir. Recep Tayyip Erdoğan’a bu yeni dönemde önceki politikalardan vazgeçmesini ve “Adil Düzen” esaslarına uygun olarak ülkeyi idare etmesini tavsiye etmektir. Eğer Erdoğan “Adil Düzen” ile ülkeyi idare etme yoluna girerse Saadet Partisi olarak yanında olacağımızdan emin olmalıdır.
MUHASEBE
Milli Görüşçüler-Saadet Partililer olarak, bu seçimler sonrası her birimizin yapacağı nefis muhasebesinde dikkate alacağımız temel belge şu olmalıdır: ENFAL 60: “Siz de onlara (düşmanlarınıza) karşı gücünüzün yettiği kadar her çeşitten kuvvet (para gücü ve kadro) ve cihad için besili atlar (araçlar) hazırlayın ki, bununla hem Allah’ın düşmanlarını, hem de kendi düşmanlarınızı, ayrıca Allah’ın bilip de sizin bilmediğiniz daha başka (düşmanları) korkutasınız. Allah yolunda her ne infak ederseniz, onun karşılığı size, eksiksiz olarak ödenir ve siz asla haksızlığa uğratılmazsınız.” Bu ayet, mücadele eden inanan bir kadro için uyulması gereken esasları ihtiva eder. Bu ayete uygun olarak düşünelim. Biz bütün kadrolar olarak, davamız için ne kadar infakta bulunduk, ne kadar zamanımızı ayırdık, tanıtma araçlarını yeterli bir şekilede ne kadar hazırladık? Genel merkez yöneticilerimiz, il başkanlarımız, ilçe başkanlarımız, MİLKO’larımız ve bütün üyelerimiz olarak oturup düşünmeliyiz. Ameller niyetlere göredir. Yaptığı nefis muhasebesinde, bütün bu alanlarda üzerine düşeni hakikaten yapmaya çalışmış kardeşlerimiz Allah’a hamd edip, şükretmeli ve gurur ve kibre kapılmamak için de sürekli Allah’a sığınmalıdır. Yaptığı nefis muhasebesinde bu alanlarda gevşeklik gösterenler, zamanını ve imkânını gereği gibi harcamayanlar, yapması gerekenleri bahanelere yedirip yapmayanlar ise derin bir tevbeye yönelmelidirler. Milli Görüşçülerin kazanması, görevlerini hakkını vererek yapmış olmalarıdır. “Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz” esası ile “Şüphesiz, Rabbimiz Allah’tır deyip, sonra dosdoğru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara: Korkmayın, üzülmeyin size vadolunan cennetle sevinin, derler” müjdesi Milli Görüşçülerin en büyük kazanımıdır. Selam hidayete tabi olanlara…