Seçim Bildirgelerinde verilen sözlere ne oldu?

Abone Ol

Toplum olarak maalesef balık hafızalıyız. Dün yediğimizi bugün unutuyoruz. Hatta öğle yediklerimizi akşam hatırlamıyoruz.

Seçimlere kısa bir süre kaldı.

Partiler birer birer seçim bildirgelerini açıklıyor.

Bazı partiler seçim bildirgelerini açıkladı bile. Bazıları hazırlık içinde.

Elbette bütün seçim bildirgelerini aynı kefeye koyuyor değilim. Bu memlekette kimi seçim bildirgelerinde yazılanların ve yapılan vaatlerin gerçekleştiğini de şükür biliyorum. Örnek isteyen, Refah Partisinin seçim bildirgesine ve 54. Erbakan Hükümetinin yapmış olduklarına bakması yetirlidir diye düşünüyorum. Özellikle de Milli Görüşü 41 yıldır söyledikleri ve yaptıklarıyla apayrı bir yere koyuyorum.

Hatırlatmam iktidar partisiyle ilgili doğal olarak.

Bütün bunları şu soruyu sormak için anlattım

Bu Seçim Bildirgeleri açıklanıyor da ne oluyor

Hiiiiç!

Örnek mi

Bugünün iktidar partisi AKP 2007 Seçim Bildirgesinde neler vadetmişti

İşte birkaç örnek;

"Siyasal yaşamın demokratikleşmesi için Anayasadan başlayarak ihtiyaç duyulan bütün yasalarda gerekli düzenlemeler yapılacaktır"

"Siyasi partilerin hesapları ve adayların harcamalarına şeffaflık ve denetlenebilirlik getirilmesi için Parti Grubumuz tarafından TBMMye verilen Kanun Teklifi yasalaştırılacaktır. Parti Grubumuz tarafından TBMMye teklif edilen ve Meclisin gündeminde bulunan Siyasi Etik ve Mal Beyanı ile ilgili düzenleme yasalaştırılacaktır.

Partilerin içyapılarının demokratikleşmesi ve üyelik hukukunun geliştirilmesine önem verecektir.

Bütün seçmenlerin siyasal yaşama etkin katılımı ve seçmen seçilen ilişkisinin güçlendirilmesi sağlanacaktır.

Siyasetin yeniden yapılandırılması yoluyla, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının siyasete ve siyasetçiye kazandırdığı güven ve itibar pekiştirilecektir."

u Peki, siz demiyor muydunuz; milletvekili adayları liderlerin iki dudağı arasında belirlenmesin..

u Peki siz demiyor muydunuz; siyasi partilerin ve milletvekili adaylarının harcamaları daha şeffaf hale getirilsin..

u Peki siz demiyor muydunuz; partiler daha demokratik yapıya kavuşturulsun..

u Peki siz demiyor muydunuz; tüm seçmenlerin siyasi hayata daha etkin katılması için gerekirse bir dönem uygulandığı gibi tercih sistemi uygulansın..

Peki ama 2007 Seçim Bildirgesine girmesine karşın bütün bu vaatler neden unutuldu, buhar oldu

Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır genel özdeyişi nasıl da cuk diye oturdu burada.

Dün verilen sözler ve vaatler bugüne kadar yapılmadıysa, bugün verilen söz ve vaatlerin yarın yapılacağının garantisi ne

Dünün hayalleri bugünün gerçekleri mi

Hadi canım sen de!..

Bakan operasyonu yarıda kaldı!

Partilerin milletvekili adayları Yüksek Seçim Kuruluna teslim edildi.

Kimi partilerde kıyametler koptu, küskünler ordusu oluştu.

Hemen her seçimde böyle şeyler yaşanır.

Umduğunu bulamayan, yerinden memnun olmayan, listelere giremeyen adaylar hayal kırıklığı yaşadılar..

Geçmişte olduğu gibi bu seçimlerde de benzer tablolara tanık olduk..

Temayül (eğilim) yoklamasından birinci çıksanız bile liste açıklandığında bakmışsınız sonlara yerleşmişsiniz..

Çünkü teşkilatın bir eğilimi var ama öte tarafta bir de liderin ve genel merkezin ne diyeceği daha önemli...

Çünkü bir yerlerde verilen sözler, alınan notlar ağırlığını hissettirir...

Neyse...

Bu anlamda bana gelen ilginç bulduğum bir anekdotu paylaşmak isterim.

Hükümetin önemli ve sevilen bir Bakanı, yaptığı icraatlarla göz dolduran, parlak bürokratıyla Başbakanlığın kapısını tıklatır.

Amacı bu bürokratın kendi ilinden milletvekili adayı olmasını sağlamaktır.

Başbakan hem Bakanını hem de önemli bürokratı sonuna kadar dinler.

Ve Bakanına dönerek şu soruyu yöneltir: "Sen bu arkadaşımızı milletvekili yapmak istiyorsun. Güzel. Peki ama bu icraatları daha sonra kim yapacak Yerine adam buldunuz mu "

Bakan bu soruya cevap veremez ve görüşme burada noktalanır.

Peki bu Bakana ne oldu

O Bakan da seçim bölgesinde kalamadı. Epey uzaklara gitti.

Operasyonun yarıda kalmasından en kazançlı çıkan ise Bakanın seçim bölgesindeki mevcut diğer milletvekili oldu.

Çünkü Bakan başka ilden aday gösterilince, aslında koltuğu sallanan milletvekili seçilecek yerden yeniden milletvekili adayı gösterildi..

Fatih Aksoydan rica ediyorum

Show TVde Cuma akşamları yayınlanan Adını Feriha Koydum dizisiyle ilgili bir itirazımı dile getirmek istiyorum. Dizi, kapıcı bir ailenin ve iyi bir üniversiteyi kazanan kızlarının (Feriha) başından geçenleri anlatıyor. Ferihanın her gün yakası açılmamış yalanlarla ailesini ve arkadaşlarını kandırması değil derdim. Diziye sonradan dahil olduktan sonra Ferihaya talip olan esnaf Halilin hal ve hareketleri ziyadesiyle rahatsız etti beni. Neden mi Bir zamanlar bu ülkede namaz kılan, oruç tutan, başını örten kısacası dinini yaşamaya çalışan insanımızı, boyalı basın dediğimiz bir kısım basın başı takkeli, çember sakallı, siyah cüppeli, birkaç dişi sivrilmiş, hırpani bir imajla topluma yansıttı. Yıllarca yaptı bunu. Öcü gibi gösterdi, inanmış insanları. Bu kesimlere göre, başını örten biri asla doktor, avukat, öğretmen (vb.) olamazdı. Onlara göre başörtülü bir kadın olsa olsa hizmetçilik ve temizlikçilik yapabilirdi. Bu tek parti ve statükocu anlayış günümüzde aşıldı. Adını Feriha Koydumdaki Halilin namaz kılıyor olmasının yanında mizahi, alaycı gülümseten konuşma tarzı, kimi kendini alçaltıcı tutumları böyle bir endişeyi doğurdu bende. MED Yapımın sahibi Fatih Aksoydan bir ricam var; Lütfen Halili o hımbıl yapısından kurtarın. Modernlik, çağdaşlık ve uygarlık adına her türlü gayri ahlakiliği sergileyen diğer gençlerin konuşmaları, duruşları jilet gibi ama namaz kılan Halil hiciv unsuru. Olmadı Fatih bey! Şunu bilin ki, Halilin bu hali diziyi izleyen milyonlarca insanı incitiyor.

Elif Şafaktan yeni roman

ELİF ŞAFAK, onu çok satan ve okunan romanlarından tanıyorsunuz.

Elif Şafak yaklaşık 9 aydır Londrada yaşıyor.

Ne mi yapıyor

Yeni romanını yazıyor.

Londranın havasına alışamadığını söyleyen yazar şehrin sürekli yağmurlu olmasından şikayetçi. Aldığı şemsiyeleri hep bir yerlerde unutması da cabası.

Londraya alışmaya çalışan Elif Şafak, eşi, Radikal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Canın da Londraya her gelişinde bu havadan şikayetçi olduğunu söylüyor.

Şafak Londrada bir şey daha yapıyor; bisiklete binmesini öğreniyor.

Şafakın yeni romanından bir tüyo; romanda ana kadın karakterinin ismi Pembe

Bekliyoruz...