Savaş çığırtkanlığından iç savaşa sürüklenirken

Abone Ol

Emperyalizmin arka planda tutuşturduğu yangın giderek büyüyor. Her geçen gün felâket uçurumuna sürükleniyoruz. Duygu yoğunluğundan bilince yer kalmıyor. Neredeyse hemen herkes yangını harlandırıyor. Duyguların baskın olduğu bir zamanda insanların olayları ve durumları soğukkanlı değerlendirmesi beklenemez. Bölgemizi ateşe verenler yangını keyifle izliyorlar. Olan Müslümanlara oluyor.

Her insan bir candır. Her canın toprağa düşmesi yürekleri yakar. Her yanış insanı derinden sarsar. Duygu tüccarları kendi hanelerine kar payı çıkarmak için insanların duygularını sömürürler. Sömürürler kendilerince kahramanlık yaparlar, bulundukları bölgelerde höykürürler. Yangını hızlandırmanın tutuşturucusu olurlar. Ama onlar köşelerinde yaşarlar.

Taraflar kim olursa olsun bu yangını bir yanıyla söndürmeleri gerekirken gerilimi tırmandırıyorlar. Bundan da haz alıyorlar âdeta.

Bir iç savaşa sürükleniyoruz.

Farkındayız ya da değiliz emperyalizmin oyununa geliyoruz.

Emperyalizm haçlıdır.

Emperyalizm silâh tüccarıdır. Silâhlarını satar birlikte lojistik destek verir. Çünkü kuklası olan terör örgütlerinin bitmesini ve çökmesini istemez. Onlara istihbarî bilgiler sağlar. Çıkarcıdır onlar her iki tarafı da idare eder. Bir terör örgütünün silâh gücü, savaş gücü nereden geliyor Geçmişte bir avuç olan teröristlerin kökünün kazınacağı söylenirdi. O zaman bir avuçtu ama bugün büyüdü, kentleri işgale başladı. Büyük kitleler taraf oluyor. Gene aynı sloganik yaklaşımlar: “Kökleri kazınacak” deniyor! Hem emperyallerle iş tutulacak hem de onların beslediği terör örgütlerinin kökü kazınacak. Nasıl bir şeyse bu

Emperyalizm kışkırtıcıdır. Halkları birbirine düşürür. Geçmişte bunun yaşanmış örnekleri çoktur. Eski oyun yeni hâliyle sahneleniyor.

Çıkar tüccarları önce kendilerini öncelerler. Ne kazanırlar ona bakarlar. Partilerini, gazetelerini, kurumlarını gerilim ile ayakta tutarlar.

Toprağa düşen her can her gencin yası birkaç günlüktür. Ve unutulur zamanla. Duyguları köpürtenler o duyarlı zamanlarda ortaya çıkar sonra da acı sahiplerini terk ederler, acılarıyla baş başa bırakırlar. Âdeta yeni acıların olmasını kollarlar.

Emperyalizm ülkemizde ve coğrafyamızda yüz yılı aşkın bir zamandır değişik yüzüyle çıkıyor karşımıza. Sağ sol diye bizi birbirimize vurdurur, ülkücü devrimci diye vurdurur, Alevi Sünni diye vurdurur, selefi ve ehlisünnet diye vurdurur, Türk Kürt diye vurdurur. Vurdurur ha vurdur. Biz de vurdurulmak için onlara destek oluruz.

Ülkemiz iç savaşa sürükleniyor ne yazık ki. Çok uzak değil daha yakın zamanda Beşar Esat kendi ülkesinin kentlerini, camilerin bombalıyor, insanını öldürüyor diye ta’n ediyor, aşağılıyorduk. Ne yazık ki çatışmalar ve savaşlar kentlerimize indi. Emperyalizm amacına ulaştı ya da ulaşıyor. Duygu sömürücüleri iç savaşa sürüklenmeye destek veriyor.

Millet bilinciyle, kardeşlik ruhuyla yeni hamlelerde bulunmalı. Ateşi dindirecek her adım iyiliğimize. Yeni canlarımızın toprağa düşmemesi için elden ne geliyorsa yapılmalı. Emperyalizmin tuzakları bozulmalı, onlarla işbirliğinden kaçınılmalı. Yeni güç birlikleri oluşturulmalı. Şu Suriye bataklığından bir an önce çıkılmalı. Müslüman Kürt halkını terör örgütüyle eşdeğer görmekten uzak durulmalı. Nefretin artması insanları oyunun içine iter. Bu ateş sadece Doğu ve Güneydoğu ile sınırlı kalmaz. Bütün yurda yayılır.

Hamaset ile değil soğukkanlılıkla, nefret ile değil sevgi ile, öfke ile değil sükûnetle, sabırla karşılık verilmeli. Toprağa düşen her can bizim canımız. Bugün birkaç günlüğüne kamuyu yakar ama can sahiplerini bir ömür yakar. Kimse kendisini başkasının yerine koymasın. Çıkar tüccarlarının oyuncağı olunmasın.