Şapkanın altındaki sır!

Abone Ol

Aslında sır değil…

Kim olduğu belli.

Ama medyada çıkan haberlerde yer almadığı için sır gibi duruyor.

Anlatayım…

***

Önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül.

Evvelki gün, ikamet ettiği Huber Köşkü’nden çıkarak yürüyüşe çıktı.

Cumhurbaşkanlığı’ndan ayrıldıktan sonra sık sık yaptığı gibi…

Yanında elbette korumaları da vardı.

Ama bir isim daha vardı; Tevhit Karakaya.

Başında şapkasıyla kendini biraz da kamufle etmeye çalışan, Abdullah Gül’ün hemen sağındaki (fotoğrafa göre solunda) isim. Abdullah Gül’ün 2000’li yılardan bu yana en yakınında bulunan, bir bakıma kader ortağı.

Hatırlayacaksınız, Star gazetesi ve Kanal24 Grubu’nun, Ethem Sancak’tan önceki patronu Tevhit Karakaya idi…

***

Biraz da beyin fırtınası yapalım mı

Boğaz gezisindeki çaycı ziyaretinden yola çıkarak şöyle bir soru da akla gelebilir;

“Abdullah Bey, Yaşar Kemal’in cenaze törenine katılırken, çaycıların davetlerini kırmazken, kurucusu olduğu AKP teşkilatlarına neden hiç uğramıyor Başka, başka planları mı var ” Abdullah Gül, tekrardan aktif siyasete girmek için 7 Haziran 2015 seçim sonuçlarını mı bekleyecek

AKP bu seçimlerden beklenen başarıyı yakalayamazsa yeni bir siyasi harekât mı başlatacak Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın geçtiğimiz günlerde medyada fazlaca yankı bulmayan bir değerlendirmesi oldu; “Abdullah bey bu seçimlerde aday olmayacağını kendisi söyledi.” Gül, bu açıklamayı nerede, ne zaman ve kime yaptı Bu da tam olarak belli değil.  Yoksa kulislerde konuşulduğu gibi, Kayseri milletvekili aday listesi Gül ve ekibi tarafından mı hazırlanacak

Gül’ün bu seçimlerde aday olmaması durumunda siyasi geleceğinin büyük oranda riske gireceği de bir gerçek. Zira siyaset öyle “uzun ara”ları affetmeyen bir mekanizma. Daha doğrusu acımasız bir değirmen. Parlamentoda -bir dönem de olsa- olmadığınız zaman, görünmediğiniz takdirde sizi kimse hatırlamıyor.

***

Tam da bu satırları yazarken başıma dikilen bir dostum, “Sen Abdullah Gül’ün pantolonunun ceplerini diktirdiğini biliyor musun ” dedi. Yazıya ara vererek, biraz da şaşkınlıkla baktım dostuma; “Neden ki ” kelimesi çıktı ağzımdan gayri ihtiyari.

- “Abdullah Bey alışkanlık sonucu elini hep ceplerine sokar. Politikada bu çok da hoş karşılanmadığından dostlarının, yakın arkadaşlarının uyarısıyla pantolonunun ceplerini Hayrünnisa hanımefendiye diktirivermiş…”

Hay Allah! Ben de, az daha Abdullah beyin “elinin sıkılığından” dolayı ceplerini diktirdiği gibi bir sanıya kapılacaktım!

Oysa benim bildiğim Abdullah Gül yeri ve zamanı geldiğinde elini cebine atan, bonkör bir kişiliğe sahip.

***

Belli mi olur; bu satırları okuduktan sonra arayarak, “Haydi Milli Gazete ekibini topla gel, Boğaz’da bir balık yiyelim…” bile der. Epey zaman oldu, Abdullah beyin çayını, kahvesini içmeyeli. Hani, fena da olmaz aslında. Peki, sizce Abdullah Bey böyle bir davet yapar mı Kim bilir

SAVUNAN ADAM

Dört yıl önce bugün, bu saatler...

Bir mesajla irkildi beden, tüyler diken.

Gözyaşı akmak istiyor, boşalamıyor hüzün.

Dilden dökülüyor; “İnnâlillâhi ve innâileyhirâciûn...”

***

Cemre suya değil, bağrımıza düştü.

O Rabbini çok sevdi, tereddütsüz yoluna düştü.

Tanıklık ettiğimiz gerçek değil, sanki bir düştü.

Bize, koca bir hasret bıraktın savunan adam...

***

Bahar kelimesine farklı anlam yükleyen.

Mazlum kim, zalim kim bize öğreten.

İnsanlık için gecelerce gözyaşı döken.

Bize, koca bir mesuliyet bıraktın savunan adam...

***

Hasta adamı ayağa kaldıran.

Biz bu değiliz deyip, milleti şahlandıran.

Düşmanın beynine kalıcı bir korku salan.

Bize, koca bir şan bıraktın savunan adam...

***

Kimisi öldükten sonra hançerledi, kimisi yaşarken.

Kimisi yeni anladı, kimisi ise hiç anlamazken.

Kimisi de oldu, batılın yanında bir sürüngen.

Bize, koca bir sadakat bıraktın savunan adam...

***

Sen buradan gittin, bedenin uzak sadece bize.

Sabrediyorum elbet, ne kadar kaldı ki vuslat gününe.

Öğretilerinle yaşamak nasip olsun hepimize.

Bize, koca bir dava bıraktın savunan adam...

(EMİN ALSANCAK, 27 Şubat 2015)

Nihat Ergün bakın nereden çıktı

Epeydir ortalıklarda gözükmüyordu. Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakan olduğu dönemde kendisini bakanlıktan alması herkes için “sürpriz” olmuştu. Ne olmuştu, ne yapmıştı da Nihat Ergün’ün bakanlıktan ayağı kaydırılmıştı

Kimilerine göre, bu inisiyatif, “Paralel yapıya yakınlığından dolayı” idi. Ama bu iddia da flu kaldı, kulislerde.

Oysa uzun yıllar TBMM’de Erdoğan’a vekâlet etmiş, Meclis Grup Başkan Vekilliği görevini üstlenmişti.

***

Farklı bir şekilde çıktı ortaya Nihat Bey.

“Adım Adım Siyaset” isimli bir kitap yazdı. Eski Bakan Nihat Ergün’ün tamamen bir “özeleştiri” yaptığı kitabında konu başlıkları da manidar;

1-Gezi olaylarında genç kuşakların dilini anlayamadık.

2-Abdullah Gül önergesi bize yakışmadı.

3-Bakanlar atanırken daha nazik yöntemler uygulanmalı.

4-’Üç dönem’ liderlik için engel olmamalı.

5-Türkiye’de ranta dayalı zenginler ortaya çıkıyor. Bu engellenmeli.

6-Uludere sürecinde yanlış yapıldı.

7-Mavi Marmara özrü iç siyasetin tüketim malzemesi oldu.

***

Eski başbakanların, bakanların, milletvekillerinin, işadamlarının “biyografi” kitapları adettendir.

Ama sanki Nihat beyinki biraz erken oldu.

Ne dersiniz

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ

* Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın, John. L. Esposıto ile birlikte kaleme aldığı “İslamofobi – 21. Yüzyılda Çoğulculuk Sorunu” isimli kitabının, İnsan Yayınları’ndan çıktığını,

* CNN Türk’te Ahmet Hakan seçim öncesi siyasi parti liderlerini ağırlamaya başladı. Hakan, ilk olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu konuk etti. Hakan’ın bu kapsamda Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak’ı da konuk almak istediğini,

* Siyasi kulislerde sıkça konuşulan MHP+Saadet+BBP seçim ittifakına MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Hayır” demediğini, biliyor musunuz

NOT: Bugün, 6 Mart 2015, Cuma…  1) Emekliler yılda 15–20 TL zamla, hâlâ sürünmeye devam ediyor. 2) An itibariyle asgari ücretli “nasıl geçineceğim ” diye feryat ediyor. 3) Bu parlamento ve mevcut AKP iktidarı, 2011’den bu yana verdiği yeni ve sivil anayasa sözünü yerine getiremedi. 4) 28 Şubat darbesi döneminde kapatılan, yoksul-zeki Anadolu çocuklarının barındığı Başbakanlığa bağlı Vakıf Öğrenci Yurtları hâlen kilitli. Otur, sıfır!