Samimiyet

Abone Ol

Bir insanı farklı kılan ve yücelten edimlerden biri

samimiyetidir. Olduğu gibi olması, görünür tarafının dışında farklı bir kişilik

taşımaması.

Müslümanlar, kendi içlerinde insanları üç ayrı sınıfa

ayırırlar. Bunlar; inananlar, inanmayanlar ve ikiyüzlüler.

Müslümanlar toplum içinde farklı kişilik gösterenlerden

hoşlanmazlar. Bu, belki bütün toplumlar için geçerlidir. Fakat İslâm’ın ilk

dönemlerinde bu, çok daha belirgindi. Müslüman olanlar, Müslüman olmayanlar,

bir de Müslümanlar yanında Müslüman gibi görünen, darlık zamanlarında yan

çizenler, Müslümanlar zayıf düştüklerinde gerçek yüzlerini ortaya koyanlar. Bu

yüzden ikiyüzlüler diğerlerine göre daha çok dışlanırlar. Onlara yüz verilmez.

Onların sözlerine güvenilmez, onlarla herhangi bir anlaşma yapılmaz.

Müslümanlar İslâm’dan uzaklaştıkça daha çok

oportünistleştiler. Daha açık bir deyimle kaypaklaştılar. Farklı kişiliklere

büründüler. Çıkarlarını daha çok gözetiyorlar. Bunu daha çok siyasal düzlemde

belirgin olarak görüyoruz. Bir siyasal parti güçlendiğinde insanlar hemen oraya

savrulurlar, onlar güç yitirince, güçlü gibi gördükleri yere koşarlar. Bu

yüzden insanlar çok rahat kılık değiştirebiliyorlar.

Samimi olmak insanı daha güçlü ve erdemli kılar.

Kimi zaman yöneticiler yönetiminde bulunanları sınarlar.

Bunda ilginç sonuçlar da alırlar. Elbette bu davranış hoş karşılanmaz. Ne yazık

ki insanların sınanmasını gerektiren bir süreç de yaşanıyor.

İnsan en değerli varlık. Ona karşı takınılacak tutum,

onun kişilik davranışlarını da belirler.

Müslüman’ız. İnsanı en değerli varlık olarak biliriz, ona

olması gerektiği gibi davranırız. İnsanı etkileyen en önemli davranışlar  samimiyet, iyi niyet, doğru bakış, doğru söz,

güler yüz, yumuşak konuşma gibi. Bu gibi hallerin yaşandığı ortamda insan

kendisini daha bir güvende hisseder. O da buna uygun haller yaşamaya bakar.

Tebliğin en etkili olanı kişinin samimi ve kişilikli

duruşu, davranışıdır. İnsanı insan yerine koyma bilincidir.

İnsanlar çok parçalı bir ortamda bulunuyorlar.

Her parçanın veya kesimin insanları çeken yönleri

olabilir.

İnsanlığın geleceği bakımından, Müslümanlık, insanı en

sağlıklı olana götürür. İnsanlığın zararına olabilecek hemen hemen her

olumsuzluğu yasaklar, engel koyar. Bu yüzden bazen kimi insanlara sıcak

gelmeyebilir. Alkol, ırkçılık, yalan, çeşitli günahlar gibi. İslâm dışındaki

kültürlerde bunlara meşruiyet verilir. Ardından da olumsuzluklarla mücadele

edilir gibi yapılır.

İnsanları etkileyen en önemli davranış insanın kişilikli

duruşudur. Samimi duruşudur. Bunlar onlarca vaazdan daha etkilidir.

Bir sanat eserine bakıldığında eserde samimiyetin olup

olmadığı anlaşılır. Kimi yazarlarda zorlama vardır, içli değildir, soğukluk

vardır. Sözcüklerin de bir ruhu vardır ve bunlar kendini ele verir.

Bir yazarın ruh dünyası eserine mutlaka yansır.

Gündelik hayatta da hemen her ayrıntı önemlidir. İnsanlar

en küçük ayrıntıya dikkat kesilirler. İnsanların kusurlarını gözetleyenler var.

İyi yönlerini çekemeyenler. İnsanların kusurlarını gördüklerinde bunu abartarak

yansıtırlar. Bunun için mümkün olduğunca fırsat vermemek gerekiyor.

Toplumun önünde olanlar davranışlarına, sözlerine daha

çok dikkat etmelidirler. Ya da hayatlarını samimiyet üzerine kurgulayanlar ve

hayatı öyle belirleyenlerin farklı davranışta bulunmaları gerekmez. Onlar kendi

doğal halleriyle olurlarsa bu daha çok gerçekçi olur. Yani daha çok samimi

olur.

Müslüman’ın samimiyetinden daha güzel bir hâli yoktur.

Sözde, gülüşte, davranışta hemen her hâlde…