2002 seçimleri özellikle AKP ve lideri Erdoğan için hareketli geçiyordu. Her mitingde çay simit hesapları ile asgari ücret kıyası yapıyor ve ülkenin bu sefalet ücretinden nasıl kurtarılacağını söylüyorlardı. Ekranlarda “Biz Milli Görüş gömleğini çıkardık” derken, fısıltı gazetesi aracılığı ile de “Biz de Milli Görüş partisiyiz. Erbakan Hoca’nın emriyle kurulduk.” sözleri kulaktan kulağa yayılıyor ve Saadet Partisi oyları bölmekle suçlanıyordu. Saadet Partisi ise Milli Görüş’ün tek temsilcisi olduğunu söylüyor ancak bunu kimse duymuyor daha doğrusu duymak bazılarının işine gelmiyordu. Bu arada bir önceki DSP-MHP-ANAP hükümeti de beceriksizlikle suçlanıyor ve AKP’nin halkın yanında olduğu ve her zaman halk için çalışacakları haykırılıyordu düzenledikleri bütün toplantılarda. Nihayet seçimler neticelendiğinde bir önceki hükümetin üç partisi de barajın altında kalarak ağır bir bedel ödemişler ve bu seçim Türkiye için artık yeni bir dönemin başlangıcı olmuştu.
2007 seçimlerinde ise istikrar ön plana çıkarılırken, yeni bir anayasa yapılacağı vaadiyle seçmenlerden oy isteniyordu. Özellikle cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’den sonra yeni bir cumhurbaşkanının seçilememesi üzerine seçim kararı alınması sonrası yeni cumhurbaşkanı da bu seçimin vaatleri arasında idi. AKP tarafından seçmene yine “Milli Görüş partisiyiz” mesajı verilmeye devam edilirken ayrıca “Erbakan’ın cumhurbaşkanı yapılacağı” da fısıldanıyordu kulaklara. Oysa STV ekranlarına çıkan devrin Başbakanı Erdoğan, Erbakan için “…Adam bulamadıkları için il başkanı oldum… Bir taraftan sandalye ile dolaşacaksın. Bir taraftan çeşitli hastane raporları şunlar bunlar filan falan çıkarıp göndereceksin. Ondan sonra bu siyasi mücadelenin içerisinde bir şeyler toplayabilir miyim Bir prim yapabilir miyim Bunun gayreti içerisine gireceksin…” ifadelerini kullanabiliyordu fütursuzca. Saadet Partisi konu edildiğinde de “ortamı görüyorsunuz aman oyları bölmeyin” deniliyor ve Müslümanları zayıf düşürmekle itham ediliyordu.
2011 seçimlerine gelindiğinde saflar belirginleşmiş olduğundan artık kimsenin kimseye anlatacak bir şeyi kalmamıştı. Bir yanda her türlü imkânı olan ve tüm argümanları fütursuzca kullanmaktan çekinmeyen partiler diğer yanda ise zor şartlar altında mücadelesine devam eden Saadet Partisi. Bu yüzden bu seçim Saadet Partisi açısından her zamankinden daha zor geçmekteydi. Üstelik Milli Görüş lideri Erbakan da 27 Şubatta Hakk’a yürümüştü. Bunun verdiği derin hüzünle kolu kanadı kırık olarak seçimlere hazırlanmıştı Saadet. Seçim arifesinde ise vatandaş bir yandan CHP ile korkutulurken bir yandan da “AKP’nin Milli Görüşçü olduğu” yalanı seçmenin beynine sürekli olarak işleniyordu. Yeni Anayasa onların yine en önemli seçim vaatlerinden birisiydi.
Ve 2015. Şimdi de bir seçim arifesindeyiz. Saadet ile BBP’nin oluşturdukları Milli İttifak ile seçime giriyorlar. Yine bir taraftan seçmene “Paralellerle birlikte olmak, şer ittifakı, bölücülerle bir olmak, oyları bölmek…” şeklinde menfi propaganda yapılırken diğer taraftan da hâlâ “Saadet’e oy verirseniz CHP gelir” denmekte. Yıllardır gerginlikten oy devşirenler yine ortamı germeye çalışarak prim yapmak istemekteler. Bir yandan duble yollar, hastaneler, IMF’ye borcun ödenmesi üzerinden algı operasyonları yapılırken diğer yandan da tek taraflı bir medya ile tüm güçleriyle seçimi kazanmak için çabalamaktalar. Seçmene koalisyon dönemlerine geri döneriz korkusu salınırken; asgari ücret, iç - dış borç, rant, yolsuzluklar, cumhurbaşkanının seçime müdahil olması, çözüm süreci, vs. gibi konular konuşulmuyor bile her nedense.
Tuhaf olan bir şey daha var ki AKP şimdiye kadar girdiği bütün seçimlerde oyunu arttırmasına rağmen vekil sayısı sürekli düşmektedir. Bu işte bir terslik yok mu sizce Şimdi 400 vekil ile dördüncü kez yine yeni Anayasa vaat ederek destek istemekteler. Yıllardır Meclis’te olan partilerin sistemin değişmesi noktasında bir çalışması olmadığı gibi sanki herkes halinden memnunmuş gibi davranıyorlar. Ülkemize, Meclisimize yeni bir soluğun, bir değişimin zamanı gelmedi mi sizce de Unutmayınız ya siz dünyayı ve bu oyunun seyrini değiştireceksiniz ya da dünya ve oyun sizi. Bir oy/unla oyunu bozmak sizlerin elinde! Saadet Meclis’e girdikten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Hak davanın yüzdesi olmaz bunu da unutmayınız!
Seçimlerin ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Benim oyum Saadet Partisi’ne! Peki ya sizin
Minik bir tebessüm
Uçurum
Bir aday seçim bölgesi olan şehrin köylerinde secim öncesi geziye çıkar. Yanında da köylerden birinden bir çoban ona kılavuzluk eder. Sarp bir dağın yamacından geçerken çoban partiliyi uyarır:
- Aman dikkatli yürüyünüz efendim, zira buradan çok eşekler uçuruma yuvarlandı...
İlgilisine Notlar:
• “Bakınız “Faiz haramdır, günahtır” şeklinde papağan gibi milyonlarca kere tekrarlanan sözler, vaazlar, nasihatler, faiz oranını ve tahribatını arttırmaktan başka bir netice vermemiştir. Hâlbuki “Faiz kaldırılmıştır” kararnamesinin mürekkebi 1 mg. bile tutacak değildir. Ancak bunun gerçekleşebilmesi için ilmi, siyasi ve disiplinli, ciddi bir gayret gerekmektedir.”
Prof. Dr. Necmettin Erbakan